İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çocuklar korkunç ötesi antrenöre karşı

Kaba, acımasız, aşırı hırslı ve yalancı. Ama küçüklerin korkulu rüyası olan yüzme antrenörünün sıfatları bu kadarla kalsa ona korkunç demek yeterdi belki. Ancak dahası, çok daha fazlası var. İnanın, kitabı kapattığınızda Kükreyenses hakkındaki görüşleriniz hiç de yumuşak olmayacak.

Yazan: Emel Altay

Aslında tüm hikâye, kafayı ünlü ve şampiyon olmakla bozmuş bir babanın başının altından çıkıyor. Yoksa kahramanımız küçük Lev’in aklı gayet başında. O da her çocuk gibi vaktini eğlenerek geçirmek istiyor. Ama bunu babasına anlatması mümkün değil. Kendi tekdüze, özelliksiz yaşamından çok sıkılmış olan Bay De Bruin, ne yapıp edip oğlunu ünlü bir şampiyon yapmaya kararlı. Bunun için elinde şahane bir fırsat da var üstelik. Dünya yüzme şampiyonu Boris Kwikzilver onlarla aynı yerde, Dinkelberg’de yaşıyor ve bir yüzme okulu işletiyor. Lev, vakit geçirilmeden Boris’in ellerine teslim ediliyor. Boris’in nasıl yalancı ve paragöz biri olduğunu daha ilk sayfalarda anlıyoruz. İlk andan itibaren yüzme sınıfındaki çocuklar için “korkunç yüzme antrenörü Kükreyenses” adını da alıyor ama biraz sabredin, “korkunç ötesi” tanımına varmamız için daha çok şey göreceğiz.

Maceradan kalp atışınız hızlanacak
Kitap, esprili bir dile eşlik eden özgün çizimlerle okuyuculara başkarakterlerini tanıtarak başlıyor. Boris Kwikzilver, Lev ve babasına komşuları Bay Springer ve kızı Lita da eklenince başkarakterlerimizle tanışmış oluyoruz. Tabii sonrasında birçok çetrefilli olayla birlikte, dedektifinden fok doktoruna çok farklı kişilerle tanışacağız. Bu farklı karakterlerin yanında Kwikzilver’in hakkı yenmiş ikiz kardeşi Bram ve en hayati anlarda bile şımarıklığından vazgeçmeyen Roos ilgi çekici tipler olarak öne çıkıyor. Korkunç Yüzme Antrenörü’nün sadece yüzme havuzunda kalmak gibi bir derdi yok, hikâye yer yer yetişkinler için hazırlanmış örneklerini aratmayacak bir macera romanına dönüşüyor. Silahlı adamlardan kaçış sahneleri, kılık değiştirerek yasak bölgelere girme çalışmaları, çocuk kaçırma, fidye, hayvan katliamını durdurma gibi birbirinden heyecanlı düğümleri birer birer çözerken kitabın sonuna nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz. Sürprizleri fazla kaçırmamak adına şimdilik bazı sahnelerde sizin de Lev gibi kalbinizin çılgınca çarpacağını ya da saçlarınız dimdik olacağını söylemekle yetinelim.

Babalar çocuk, çocuklar yetişkin
Aslında bu kitabı “babalar ve çocukları” hikâyesi olarak da değerlendirebiliriz. Yazar bu ikiliye biraz farklı bir rol yüklemiş, babaları daha hayalci ve oyuncu çocukları ise daha gerçekçi ve olgun yapmış. Kendi yeteneklerinin sınırının farkında olan Lev normal bir çocuk gibi büyümek isterken babası onun mutlaka ünlü bir şampiyon olması gerektiğinde diretiyor. Bay De Bruin, kafayı ünlü olmakla bozmuş gibi… Kendisi de Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için oğlunun eğitim masrafı için ayırdığı birikimi gözden çıkarabiliyor. Ailenin komşuları Bay Springer ve Lita için de aynı denge söz konusu. Bay Springer şehrin meşhur su parkı Wonderwaterland’in amansız bir hayranı iken kızı Lita, su parkında bile başını okuduğu kitaptan kaldırmayan bir kitap kurdu. Babasının su kaydıraklarıyla çılgınlar gibi eğlenmesi karşısında o, hayvan bilimi üzerine sayısız kitap okuyup bu alanda şimdiden uzmanlaşmış durumda. Bu zıtlıklar ortaya komik sahneler de çıkarırken bazen yetişkinlerin bu garip dünyasında kalan çocuklara acıyabiliyorsunuz.

“Bunu bir kitapta okumuştum”
Lita’nın neredeyse uyanık olduğu her an kitap okuması, Korkunç Yüzme Antrenörü’nün hoş ayrıntılarından biri. “Peki, bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarayacak?” diye soran kitapsevmezlerin merakını gidermek adına, Lita’nın okuduğu kitapların birkaç yerde ekibimizin hayatını kurtardığını ekleyelim. Bu noktada babasından baskı görmeyen ve canının istediği şeyle ilgilenme imkânı bulan Lita’nın baba konusunda Lev’den çok daha şanslı olduğunu söylemeliyiz. Gerçi binbir badireden sonra Bay De Bruin’in ağzından da “bu sadece eğlenceli bir şey yapmakla ilgili” diyen oğluna hak verişini duyacağız.

Son olarak, bir eleştiri…
Jozua Douglas, daha önce şiirleriyle, sonra çocuk kitaplarıyla birçok ödül kazanmış başarılı bir yazar. Korkunç Yüzme Antrenörü de özellikle canlı dili ve zengin olay örgüsüyle keyifle ve merakla okunuyor. Hikâyenin açılımı, ilerleyişi ve finale bağlanışındaki özgünlük, çizimlerde de kendini gösteriyor. Çizimlerle hikâyenin ruhunun çok iyi örtüştüğü ortada. Burada kitabı resimleyen Elly Hees’in de emeğini göz ardı etmemeliyiz. Tüm bu olumlu özelliklerden sonra bir eleştirimi belirtmek istiyorum. Kitabın ilk sayfalarında yüzme sınıfını tanıtırken çocukların bedensel özellikleriyle ilgili söylenenler için itirazım var. Douglas burada “kepçe kulaklı”, “şişko”, “tavuk göğüslü”, “eğri”, narin”, “büyük kafalı” gibi sıfatlarla tanıttığı sınıf üyelerinin bu özelliklerinden de anlayacağımız şekilde yüzmeye uygun olmadıklarının altını çiziyor. Çocuklara yönelik bir kitapta esprili bir dille de olsa beden özelliklerine dair ayrımcı ifadelerin, çocukların beden algısında sorun yaratabileceğini düşünüyorum. Spor yapmak hiçbir ayrımcılığa tutulmadan her çocuğun hakkıdır ve her çocuk her türlü önyargıdan muaf olarak başarılı olma potansiyeline sahiptir. Spor, sanat, edebiyat her çocuğun dünyasında olmalıdır. Üstelik Lev’in babası gibi “benim çocuğum mutlaka şampiyon olacak” hırsıyla değil, Lev’in dediği gibi “sadece eğlenceli bir şeyler yapmak için” olsa da… Aslında tüm hikâye, kafayı ünlü ve şampiyon olmakla bozmuş bir babanın başının altından çıkıyor. Yoksa kahramanımız küçük Lev’in aklı gayet başında. O da her çocuk gibi vaktini eğlenerek geçirmek istiyor. Ama bunu babasına anlatması mümkün değil. Kendi tekdüze, özelliksiz yaşamından çok sıkılmış olan Bay De Bruin, ne yapıp edip oğlunu ünlü bir şampiyon yapmaya kararlı. Bunun için elinde şahane bir fırsat da var üstelik. Dünya yüzme şampiyonu Boris Kwikzilver onlarla aynı yerde, Dinkelberg’de yaşıyor ve bir yüzme okulu işletiyor. Lev, vakit geçirilmeden Boris’in ellerine teslim ediliyor. Boris’in nasıl yalancı ve paragöz biri olduğunu daha ilk sayfalarda anlıyoruz. İlk andan itibaren yüzme sınıfındaki çocuklar için “korkunç yüzme antrenörü Kükreyenses” adını da alıyor ama biraz sabredin, “korkunç ötesi” tanımına varmamız için daha çok şey göreceğiz.

Maceradan kalp atışınız hızlanacak
Kitap, esprili bir dile eşlik eden özgün çizimlerle okuyuculara başkarakterlerini tanıtarak başlıyor. Boris Kwikzilver, Lev ve babasına komşuları Bay Springer ve kızı Lita da eklenince başkarakterlerimizle tanışmış oluyoruz. Tabii sonrasında birçok çetrefilli olayla birlikte, dedektifinden fok doktoruna çok farklı kişilerle tanışacağız. Bu farklı karakterlerin yanında Kwikzilver’in hakkı yenmiş ikiz kardeşi Bram ve en hayati anlarda bile şımarıklığından vazgeçmeyen Roos ilgi çekici tipler olarak öne çıkıyor. Korkunç Yüzme Antrenörü’nün sadece yüzme havuzunda kalmak gibi bir derdi yok, hikâye yer yer yetişkinler için hazırlanmış örneklerini aratmayacak bir macera romanına dönüşüyor. Silahlı adamlardan kaçış sahneleri, kılık değiştirerek yasak bölgelere girme çalışmaları, çocuk kaçırma, fidye, hayvan katliamını durdurma gibi birbirinden heyecanlı düğümleri birer birer çözerken kitabın sonuna nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz. Sürprizleri fazla kaçırmamak adına şimdilik bazı sahnelerde sizin de Lev gibi kalbinizin çılgınca çarpacağını ya da saçlarınız dimdik olacağını söylemekle yetinelim.

Babalar çocuk, çocuklar yetişkin
Aslında bu kitabı “babalar ve çocukları” hikâyesi olarak da değerlendirebiliriz. Yazar bu ikiliye biraz farklı bir rol yüklemiş, babaları daha hayalci ve oyuncu çocukları ise daha gerçekçi ve olgun yapmış. Kendi yeteneklerinin sınırının farkında olan Lev normal bir çocuk gibi büyümek isterken babası onun mutlaka ünlü bir şampiyon olması gerektiğinde diretiyor. Bay De Bruin, kafayı ünlü olmakla bozmuş gibi… Kendisi de Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için oğlunun eğitim masrafı için ayırdığı birikimi gözden çıkarabiliyor. Ailenin komşuları Bay Springer ve Lita için de aynı denge söz konusu. Bay Springer şehrin meşhur su parkı Wonderwaterland’in amansız bir hayranı iken kızı Lita, su parkında bile başını okuduğu kitaptan kaldırmayan bir kitap kurdu. Babasının su kaydıraklarıyla çılgınlar gibi eğlenmesi karşısında o, hayvan bilimi üzerine sayısız kitap okuyup bu alanda şimdiden uzmanlaşmış durumda. Bu zıtlıklar ortaya komik sahneler de çıkarırken bazen yetişkinlerin bu garip dünyasında kalan çocuklara acıyabiliyorsunuz.

“Bunu bir kitapta okumuştum”
Lita’nın neredeyse uyanık olduğu her an kitap okuması, Korkunç Yüzme Antrenörü’nün hoş ayrıntılarından biri. “Peki, bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarayacak?” diye soran kitapsevmezlerin merakını gidermek adına, Lita’nın okuduğu kitapların birkaç yerde ekibimizin hayatını kurtardığını ekleyelim. Bu noktada babasından baskı görmeyen ve canının istediği şeyle ilgilenme imkânı bulan Lita’nın baba konusunda Lev’den çok daha şanslı olduğunu söylemeliyiz. Gerçi binbir badireden sonra Bay De Bruin’in ağzından da “bu sadece eğlenceli bir şey yapmakla ilgili” diyen oğluna hak verişini duyacağız.

Son olarak, bir eleştiri…
Jozua Douglas, daha önce şiirleriyle, sonra çocuk kitaplarıyla birçok ödül kazanmış başarılı bir yazar. Korkunç Yüzme Antrenörü de özellikle canlı dili ve zengin olay örgüsüyle keyifle ve merakla okunuyor. Hikâyenin açılımı, ilerleyişi ve finale bağlanışındaki özgünlük, çizimlerde de kendini gösteriyor. Çizimlerle hikâyenin ruhunun çok iyi örtüştüğü ortada. Burada kitabı resimleyen Elly Hees’in de emeğini göz ardı etmemeliyiz. Tüm bu olumlu özelliklerden sonra bir eleştirimi belirtmek istiyorum. Kitabın ilk sayfalarında yüzme sınıfını tanıtırken çocukların bedensel özellikleriyle ilgili söylenenler için itirazım var. Douglas burada “kepçe kulaklı”, “şişko”, “tavuk göğüslü”, “eğri”, narin”, “büyük kafalı” gibi sıfatlarla tanıttığı sınıf üyelerinin bu özelliklerinden de anlayacağımız şekilde yüzmeye uygun olmadıklarının altını çiziyor. Çocuklara yönelik bir kitapta esprili bir dille de olsa beden özelliklerine dair ayrımcı ifadelerin, çocukların beden algısında sorun yaratabileceğini düşünüyorum. Spor yapmak hiçbir ayrımcılığa tutulmadan her çocuğun hakkıdır ve her çocuk her türlü önyargıdan muaf olarak başarılı olma potansiyeline sahiptir. Spor, sanat, edebiyat her çocuğun dünyasında olmalıdır. Üstelik Lev’in babası gibi “benim çocuğum mutlaka şampiyon olacak” hırsıyla değil, Lev’in dediği gibi “sadece eğlenceli bir şeyler yapmak için” olsa da…

 

 

 

Korkunç Yüzme Antrenörü
Jozua Douglas
Resimleyen: Elly Hees
Türkçeleşriren: Hasan Türksel
Can Çocuk Yayınları, 240 sayfa
Show More