İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

O kuantum, bu kuantum değil

Kuyudaki Taş: Kuantum, yaşadığımız çağın bilimsel bilgisine dokunan, okunması ve okutulması yararlı bir kitap.

Yazan: Toprak Işık

“Minerva’nın Genç Baykuşu”, Epos Yayınları tarafından planlanmış bir dizi. Yayınevi, “kavramları ve olguları, ilk gençlik çağındaki bireylere anlatma” hedefinde olduklarını belirtmiş. Ele aldıkları kavramların, ilk kez bu ülkenin insanları tarafından ve bu ülkenin koşulları göz önünde bulundurularak anlatılıyor olduğunu da dile getirmişler. Böylesi bir “ilklik” iddiası, daha önce aynı konularda, benzer bir hassasiyetle yapılmış yerli çalışmaları tamamen yok saymak anlamına gelmiyor olmalı. Dizinin dördüncü kitabı Kuyudaki Taş: Kuantum’u, Gazi Üniversitesi Elektrik- Elektronik Mühendisliği Bölümü profesörlerinden Erkan Afacan yazmış ve Aslı Alpar resimlemiş.

Kuantum 20. yüzyıl bilimini derinden etkilemiş, 21. yüzyılda da önemini korumaya devam eden, onu kavrayanın görüşünü köklü biçimde değiştiren bir alan. Kuantumun bölgesine, özellikle atom altı parçacıkların davranışları incelendiğinde giriliyor. İlginçliği nedeniyle, kolay kabul edilmiş bir teori değil. Einstein bile, hayatı boyunca bazı tuhaflıklarını kabul edemediği kuantumun eksik bir teori olduğuna inanmıştır. Oysa kuantum, kuruluşundan beri yapılan deneylerle doğrulanarak günümüze gelmiştir.

İlginçliği ve karmaşıklığı nedeniyle alan üzerinde spekülasyon yapmak çok kolay. Bu bakımdan belki de bilimin en fazla suistimale uğrayan teorisidir. Paha biçilmez değerdeki bir bilimsel teorinin, kişisel gelişimcilerin eline düştüğünde, başına neler gelebildiğini gösteren harika bir örnektir. Kuantumu, popüler kültür batağından, onu basit biçimde anlatan bilim insanları kurtaracaktır. Bu açıdan Erkan Afacan’ın çalışması çok değerli. O da konuya girerken şöyle söylüyor:

“Biz bu kitapta, kuantum fiziğinin felsefi çarpıtılmasını inceleyeceğiz. Ya da daha doğrusu, kuantum fiziğinin felsefi çarpıtılmasının saçmalıklarını göz önüne sereceğiz.”

Bir kitap ile saçmalıklara inanan ve onların peşinden giden insanları aydınlatmak mümkün olsa keşke. Yine de bilimsel bilgi havuzuna düşen her damla, kirliliğin önüne geçmek amacıyla atılmış bir adım olması nedeniyle önemsenmelidir.

Erkan Afacan, kitap boyunca klasik fizik ile kuantum fiziğini ayrı ayrı ele alıyor; kuantum fiziğinin, klasik fiziğin yetersiz kaldığı alanlarda devreye girdiğine vurgu yapıyor. Işığın dalga ve tanecikli yapısına değiniyor.

Kitapta, elbette ki kuantumun en popüler deneylerinden birine, çift yarık deneyine, yer verilmiş. Ancak deneyin yeterince açık ve anlaşılır biçimde sunulduğu söylenemez. Gözlemcinin, atom altı parçacıkların davranışları üzerindeki etkisi çok önemsenen ve son derece şaşırtıcı bir gerçek. Deneyin anlatıldığı sayfalarda, dedektörün yani gözlemcinin varlığı ve yokluğu durumları ayrı ayrı anlatılmış; ancak çizimlerin tümünde dedektör var görünüyor. Ayrıca bu sayfalarda ışığın girişiminden de bahsedilseydi, okurun ileride yer verilen dalga ve tanecik modellerini anlaması kolaylaşabilirdi.

Erkan Afacan, farklı felsefi yaklaşımların kuantum kavrayışına etkileri üzerinde de durmuş. Felsefenin eğitimde hak ettiği önemi görmediği ülkemizde bu bakış çok değerli. İdealist ve materyalist felsefe ile metafizik ve diyalektik yöntemlere de değinilseydi daha da güzel olurdu.

Kitabın dilinde editörlük eksikliğinden kaynaklı bazı problemler var. İki örnek:

“Büyük nesneden kastımız atomlardan gezegenlere kadar genişleyen bir aralığı içeriyor.”
“Tıpkı, tarih biliminin görevinin tarihsel gerçekliğin peşinde koşması gibi.”

Erkan Afacan, girişte kuantumun ders, sınav, test gibi sıkıcı olmadığını belirtiyor; kitabını kuantuma bir giriş olarak sunuyor. Söz konusu teoriye ilişkin yeterli alt yapıdan yoksun birinin kitaptaki tartışmaları takip edebileceğini söylemek güç. Kuantum konusunda zihinleri karışık okurların, bu kitap aracılığı ile kafalarındaki birçok sorudan kurtulacakları da iddia edilemez. Bunlar kusur değil; asıl önemlisi, ilk gençlik çağındakilerin böyle bir teori ile buluşmalarının sağlanması. Kuyudaki Taş: Kuantum, bu açıdan bakıldığında iyi niyetle selamlanmayı hak eden bir eser. Gençlerin bazı kavramlarla erken tanışmaları, ileride daha derin bir kavrayışa ulaşmalarını mümkün kılacaktır.

Erkan Afacan’ın kitap boyunca kendi felsefi tavrını hiç gizlememesi de olumlu görülmeli; böylelikle okur, çok önemli düşünsel tartışmalara davet ediliyor. Ayrıca kitap, odaklandığı amaca yönelik başka eserlerin yazılmasını da teşvik edecektir. Kuyudaki Taş: Kuantum, yaşadığımız çağın bilimsel bilgisine dokunan, okunması ve okutulması yararlı bir kitap.

Kuyudaki Taş: Kuantum
Erkan Afacan
Resimleyen: Aslı Alpar
Epos Yayınları, 80 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More