İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir yüzü kızlara bir yüzü erkeklere bakan Janusvari bir kitap: Kızlar da Yapar! Erkekler de Yapar!

Kitabın Fransa’da yazılıp resimlendiğini düşününce sorun değil belki ama çeviri yoluyla yayımlandığı başka ülkelerde şöyle bir durum göze çarpabilir: Bu resimlerde yoksul çocuklar temsil edilmiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin en fazla mağdur ettiği çocuklar ne yazık ki alt sınıfın çocukları.

Yazan: Nilay Özer

İki yüzü ayrı yönlere bakan Roma tanrısı Janus’u bilirsiniz. Yüzlerinden biri yaşlı, diğeri gençtir. Yaşlı yüzü geçmişe, genç yüzü geleceğe bakar. Gidenlerin ve gelenlerin tanrısıdır, sonların ve başlangıçların. “January”nin yani Ocak ayının adının da ondan geldiği söylenir ki şeyler ve zamanlar arasında bir geçit, bir köprüdür. Bir kapağı kızlara diğer kapağı erkeklere açılan Kızlar da Yapar! Erkekler de Yapar! , sadece iki yüzlü olmasıyla değil başka nitelikleriyle de Janusvari bir kitap. Geçmişten birike birike geleni de kurmak istediği geleceği de görüyor. Toplumsal cinsiyet rolleri arasında bir geçit ve çocuk bireylerin en erken evrede, içlerine gömdükleri ve zıtlaştıkları kendileriyle aralarında bir köprü olma niyetinde. Onları ortak sloganlarda buluşturmak ve kısıtlayıcı normlardan özgürleştirmek istiyor.

Kitabın yazarı Sophie Gourion, Paris’te eğitim bilimleri okumuş. 2011’den bu yana kadın hakları üzerine blog yazıyor ve 2016-2017 arasında Fransa Çocuk, Aile ve Kadın Hakları Bakanlığında iletişim sorumlusu olarak çalışmış. Kızlar da Yapar! Erkekler de Yapar! , okul öncesi eğitimi için bir rehber niteliğinde. Bir öykü anlatmıyor. Bir aile büyüğünün ya da bir öğretmenin sesini devralarak çocuklara tam da ihtiyaç duydukları cümleleri kuruyor: “Kendin olabilirsin. Mutlu olabilirsin”.

Dünyanın neredeyse tamamında insanın en zor ulaşabileceği iki olma hâli. Engelleri biliyoruz. Toplumsal ve kültürel kodlar, inançlar, ideolojiler, beden politikaları, toplumsal cinsiyet dayatmaları, etiğe aykırı ahlak anlayışları ve türevleri… Her şeyin sınırlarının çizildiği bir dünya. Dolayısıyla kız ya da erkek çocuk, sonrasında da cinsiyetli bireyler olmak, belirlenmiş kalıpların içinde kalmaya itaat etmekle ilgili. Neyi yapıp neyi yapamayacağınız, duyguları nasıl yaşayacağınız, hangi renk ve desende giysiler giyebileceğiniz, dili nasıl gerçekleştirdiğiniz, hangi oyunları oynayıp hangi sporları yapabileceğiniz, ne tür kitapları okumaya yetkili hangi mesleklere uygun olduğunuz ve dahası… Toplumsal cinsiyet bütün bunları belirler ve ürettiği göstergeleri kullanarak sınırların dışına çıktığınızda sizi aşağılar, hatta linç eder. Top peşinde koşturan kızla, pembe bir pelerin takmış oğlanla dalga geçilir. Olabilecek en tehlikeli şeylerden biri, çocukların, çocukları toplumsal cinsiyet kalıplarına uymadıkları için yargılamaları. Öğrenilmiş hatalı bir değerler sisteminin kodlarıyla hareket eden çocuklardan kurulu bir sosyal çevrede, hareketli kızların, duygusal erkeklerin baskıya ve şiddete maruz kaldığı ve türlü travmalarla yüzleştikleri görülür. Çocuklar bunları, anne babalarından, televizyondan, okuldan öğrenir. Bütün nesne, davranış, duygu, karar ve eylem dünyasını kuşatan bir ikili karşıtlık olarak sunulur kadınlık ve erkeklik. Biz ve onlar, siyah ve beyaz, dost ve düşman ikili karşıtlıkları gibi, o ya da bu cinsiyetten olmak da silah ticareti ve savaşlarla süren, ırk ya da din çatışmaları yaratan, toplumsal sınıflar arasındaki eşitsizlikten beslenen eril burjuva kültürünün devamlılığının garantisidir. Kızlar da Yapar! Erkekler de Yapar!, cinsiyetlere uygulanan katı kuralların geçersizliğini ilan eden, pedagojik değeri yüksek bir kitap.

Ancak bu tarz kitaplardan başka hassasiyetler de beklememizin vakti geldi. Kitabı resimleyen Isabelle Maroger’ın çizgi karakteri eğlenceli ve dinamik. Kitabın Fransa’da yazılıp resimlendiğini düşününce sorun değil belki ama çeviri yoluyla yayımlandığı başka ülkelerde şöyle bir durum göze çarpabilir: Bu resimlerde yoksul çocuklar temsil edilmiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin en fazla mağdur ettiği çocuklar ne yazık ki alt sınıfın çocukları. Çünkü eşitlik, özgürlük gibi kavramlar, insanın mutluluğuna yatırım yapılan gelir düzeyleri ve eğitim seviyesiyle yakından ilgili. Dünyadaki çocuk nüfusunun büyük kısmı için konu tartışmaya ve resmetmeye kapalı. Bir başka önemli konu resimlerdeki giysi, oyuncak kısacası nesne bolluğu. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden, ne istiyorsak yapabileceğimizden söz ederken ekolojik bilinci de aşılamak gerekiyor. Kız ya da erkek çocuk, kızlar ve erkekler için üretilmiş geniş bir giysi skalasından seçim yapabiliyor. Çocuğun seçimine
sunulmuş iki sayfa giysi görseli. Aynısı oyuncaklar için geçerli. Oysa tekstil, oyuncak ve her şeyi tüketirken, tüketim toplumunun yarattığı bir ekolojik bunalımı yaşadığımızı bilmesi gerekiyor çocukların. Tahakküm ve hiyerarşiye karşı, şiddetsizlik yanlısı ekoloji hareketi aynı zamanda kadın hareketini, nükleer karşıtlığını, savaş karşıtlığını, azınlık hareketlerini, LGBTİ hareketini kapsamına aldığından cinsiyet eşitliği konusuyla ekolojik bilgeliği birleştirmek son derece mantıklı. Kim olmak istiyorsan ol, ne yapmak istiyorsan yap, her şey serbest gibi sloganların kısıtlayıcısı eskimiş cinsiyet kodları olamaz elbette ama gezegenin ihtiyaçları olabilir.

Hazel Bilgen’in akıcı, yalın Türkçesiyle okuduğumuz kitap, özlediğimiz dünyayı kurmak için bir kılavuz. Çocuklara tam da duymaları gereken cümleleri fısıldayan bir iç ses gibi.

Kızlar da Yapar!
Erkekler de Yapar!
Sophie Gourion
Resimleyen: Isabelle Maroger
Türkçeleştiren: Hazel Bilgen
Yapı Kredi Yayınları, 56 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More