İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Tohumdan soframıza…

Hikâyenin sessizce fısıldadığı gibi ektiğimiz her tohumla yeni dilekler diler, umudu yeniden yeşertiriz.

Yediğiniz yiyeceğin nerede, hangi koşullarda ve kim tarafından yetiştirildiğini biliyor musunuz? Bugün gıda güvencesizliğine karşı, hızla çoğalan alternatif üretim ve tüketim modelleri, kentlerde yaşayan pek çok kişide heyecan yaratan deneyimlere (ekolojik tarımsal faaliyetlere) dönüşmüş durumda. Bunların başında, bir kent müştereği olarak kabul gören bostanlar (Yedikule, Piyalepaşa ve Kuzguncuk bostanları gibi) ve gıda topluluklarıyla kooperatifleri gelir. O Güzel Bostanımız, bu deneyimlerden birini, belki de olabilecek en şiirsel tonda ve toprağın türlü renklerini yansıtan sıcacık çizimlerle anlatan bir kitap. Hikâye, yiyeceğin tohumdan sofraya gelene kadar geçirdiği yolculuğu, bostan üzerinden yakından izlememize izin veriyor.

Toprağa serpilen tohumların “gökteki yıldızlara” benzetildiği, ilk filizlerin müjdeli bir haber gibi “dört gözle beklendiği” ve sonunda “sihirli bir dokunuşun” toprağı filizlendirdiği bu bostanda, tek filizlenenin tohum olmadığını da görüyoruz. Tohumdan bir “hazine” olarak bahsedilen hikâyede, yaşlı kadınla küçük kız arasındaki dostluk ve sevgi dolu ilişki de kendi içinde büyük bir hazineyi saklar: Nesiller boyu aktarılan yaşam pratiklerinin duygusunu ve bilgisini. Hikâyeyi okudukça fark ederiz ki, tohumdan başlayan ve içinde işbirliğini, emeği, paylaşmayı içeren oldukça kapsamlı bir sürecin bilgisidir bu.

Sürece eşlik eden mevsimler döngüsü içinde çeşitli kayıplara ve yeni başlangıçlara da tanık oluruz. Örneğin hikâyede bahar tekrar belirdiğinde küçük kız artık yalnızdır. Ancak yaşlı kadının en renkli ve sıcak anıları, küçük kızın zarflarından çıkarttığı ve avucunda tuttuğu tohumlarla yeniden canlanır. Tohumlar filizlendiğinde yaşlı kadını, bostanda yanı başında hisseder. Öyküde hasadın bir kısmı ile kış hazırlıklarının tamamlanması, bir kısmının hediyelere dönüştürülmesi ve başkalarıyla paylaşılması, olağan dönemsel bir yoğunluğun parçasıdır sanki. Ayrıca bostanda, bazı parsellerde bir arada büyüyen farklı türdeki rengârenk çiçekleri veya aynı parsel içinde birbiri ile “oyuna dalmış” domatesle bezelyeleri görürüz ki mono kültür bir üretimin sıkıcılığını unutturacak kadar kıpır kıpır, rengârenk ve neşelidir çizimler. Hasattaki ürünlerden toplanan ve zarflarda saklanan sebze ve çiçek tohumları, âdeta geçmişten bugüne ve bu andan geleceğe postalanan birer mektup gibidir.

O Güzel Bostanımız
Zoe Tucker
Resimleyen: Julianna Swaney
Türkçeleştiren: Sumru Ağıryürüyen
Editör: Gökçe Gökçeer
Meav Yayınları, 32 sayfa
Show More