İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Ejderhadan korkmayın, asıl kral zincirsiz!

Doğuya gittikçe bilgelik timsali olan ejderhanın, batıda payına düşen neredeyse saf kötülüktür. Aziz George menkıbesi bugün Avrupa’nın başat anlatılarındandır ve pis ejderhadan kurtuluş davulla zurnayla, hayır olmadı gaydayla, borazanla kutlanır.

Yazan: Adnan Saracoğlu

“Aslanlar kendi tarihçilerine sahip oluncaya dek kitaplar avcıyı övecek,” denmiş bir Afrika anasözünde. Hayatımda duyduğum en anlamlı sözlerden. Hangi veri olursa olsun, önyargılar yumağından, tarafgirlik rendesinden, toplumsal ya da kültürel dar patikalardan kurtarabildiği yakasıyla önümüze gelip zihin gümrüğümüzden geçer. Cadı ya da ejderha, malum rendelerin, güç dengelerinin nelere kadir olduğunun karakteristik iki örneği. Erkek aklına uymayan dünya kadar kadın, cadılıkla yaftalanıp hayatın arka kapısından kaçmaya zorlanmış.

Ezber bozmanın cezası daha düne kadar ölüm ya da sürgünmüş. Bugünse fiyakalı yalnızlıklardan yalnızlık beğendiriliyor zamane cadılarına.

Ejderha için de vaziyet hiç iç açıcı olmamış: Sen kalk hazinenin üstüne kurul, şehirleri yak yık, sekiz beş mesaisinde yorulmadan dinlenmeden prenses kaçır dur, gelen şövalye cenaplarını kavur… kusura bakma ama evlat olsan sevilmezsin!

Doğuya gittikçe bilgelik timsali olan ejderhanın, batıda payına düşen neredeyse saf kötülüktür. Aziz George menkıbesi bugün Avrupa’nın başat anlatılarındandır ve pis ejderhadan kurtuluş davulla zurnayla, hayır olmadı gaydayla, borazanla kutlanır.

Neyse ki devir değişti, bizim gibi, filmlerdeki “kötü adamı” tutan, cadıların ve ejderhaların hakkını arayanlar hikâye masal anlatmaya, kitap yazmaya başladılar. Bu kutlu davanın avukatlarından biri de Lesley Barnes. Jill ve Ejderha kitabında önce eğri masalı anlatıp sonra onu duyarlılığıyla doğrultuyor.

Neymiş, neymiş? Korkunçmuş! Kral mı? Hayır ejderha! Nedenmiş? Şövalyelere saldırıyormuş! Şövalyeler gül mü dağıtıyormuş? Onlar da saldırıyormuş ama onlar iyiymiş! Ha anladım, bağcı dövme partisi veriyorsunuz!

Hikâyenin içindeki kitaptan üzgün ejderhayı kurtaran Jill, adeta aslanların tarihini anlatan tarihçi. Herkesin mutluluğunun neden ejderhanın üstüne basarak yükseldiğini o da anlayamıyor ve masalı baştan yazıyor.

Ejderhaya estetik formasyon kazandırmaya çalışıyor önce ama nafile! Kadim masallarda ekmeğini yakıp yıkarak kazanan ejderha, ne modadan anlıyor ne sanattan. Jill de çareyi ejderha sırtında masala geri dönmekte, kızartma işlerine yeni anlam yüklemekte buluyor.

Muhteşem alevi, ekmek üzerine kral portresi yakmaya yarayınca, ejderha “istenmeyen yaratık” olmaktan çıkıp, masalın has karakterliğine terfi eder. “Nedir, nedir?” derseniz, öyle aman aman bir şey değil canım; hepi topu “kralın ekmek kızartıcısı” hadi başkızartıcı diyelim de “CV”si afilli görünsün.

Yazar Lesley, eski anlatıyla yeni anlatı arasında köprü kuruyor, bildiğimiz arabuluculuğa soyunuyor aslında. Ne iktidar ağını bozuyor ne de cinsiyetçiliğin köküne kibrit suyu döküyor. Herkesin mutlu olduğundan emin olmak için ejderhayı sisteme entegre ediyor. Bir yanıyla incelik barındıran uzlaşıyla eski ile yeniyi sentezliyor öte yanıyla liberal bir tercihle köklü değişimi öteliyor.

Çizer Barnes ise antik çağdan ortaçağa uzanan, durağan epik dili bozup yapmakla illüstrasyon dilini kalkındırıyor. Kutsal savaşçıların sembollerini anlamsızlaştıracak devasa ejderha alevi ve kral portreli kızarmış ekmek, kitabın triptiğini absürde yaklaşan mizaha buluyor.

Şimdilik ejderhayı kurtardık. Sonraki adım krallığı yıkmak!

Jill ve Ejderha
Lesley Barnes
Türkçeleştiren: Lora Sarı
Hippo Kitap, 40 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More