İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Boş bir kavanozdu mutluluk

Dünya böyle, kabul etmek lazım. Boş bir kavanoz alıp mutlu olabiliyor insan. Peki illa almak mı gerek?

Yazan: Burcu Arman

Küçük, sevimli tatil kasabalarına gittiğinizde tüm hediyelik magnetler, minik havlular ve asla kullanmayacağınız bardak altlıklarının yanında mini boy bir şişe görürsünüz. Şişenin ağzı, kendi kadar minik mantar kapağıyla içindekini tüm gücüyle saklamak için sıkıca kapatılmıştır. Anahtarlık olarak kullanabilir ya da öylesine saklayabilirsiniz. İçinde ne mi var? Hava! Falanca yerin havası. Artık her neredeyseniz işte tam oranın havası; özenle sizin için şişelenmiş. Yıllar önce bir arkadaşım böyle bir hediye getirdiğinde ne yalan söyleyeyim mutlu olmuştum. Tuhaf ama o minik mantar tıpasını hiç açmadığım şişenin, o yerin havasını taşıdığı fikri beni mutlu etmeye yetmişti. Evet haklı olarak şimdi kapitalizmden bahsedecek, satıcıların en biricik gözdelerinden olduğumu söyleyeceksiniz. Haklı olabilirsiniz. Ama bu yine de benim nohut kadar bir şişeyle mutlu olmadığım anlamına gelmez. Bu yüzdendir ki Bir Kavanoz Mutluluk kitabında,
mutluluk satıcısı Bay Güvercin’in ne yaptığını anlayabiliyorum.

O, kavanozlarda mutluluk satıyor. Gerçekten! Herkes gücünün yettiğince alıyor, kimisi minik bir kavanoz kimisi çok çok… Mutlu olmak isteyemeyen almıyor. Bay Sığırcık gibi, zira o bir sanatçı “acı çekmeden sanatçı olunmayacağına” inananından hem de…

Bay Güvercin sırayla herkesin evini geziyor; Bayan Bıldırcın, Bayan Çalıkuşu, Bayan Baştankara, Bayan İbibik, Bay Çıvgın, Bay Sülün, Bayan Kızılgerdan… Sonunda turunu tamamlayan Bay Güvercin, kamyonetine binip yola çıkmışken, kavanozlardan birini düşürüyor. Şans eseri bulan Bay Fare bir bakıyor ki kavanoz boş! Herkes gibi o da bunu zaten biliyordu. Üstelik bunun için mutlu çünkü boş bir kavanozla kim mutlu olmaz ki?

Bu hikâye bana bir muz ya da ataş hediye edilen çocukların kusursuz mutluluk anlarını anımsattı. Aslına bakarsanız mutluluğun bu kadar basit olduğu mesajını verirken canımı sıkan tek şey başta bir “alışveriş” olması. Belki de benim işgüzârlığım ama bu tarz kitaplarda en vurucu şeyin sona saklanması şeklindeki kurgular bir miktar soru işareti bırakıyor. Sonra ilk başladığım düşünceme geri dönüyorum, dünya böyle, kabul etmek lazım. Boş bir kavanoz alıp mutlu olabiliyor insan. Peki illa almak mı gerek?

Bir Kavanoz Mutluluk Davide Cali Resimleyen: Marco Soma Türkçeleştiren: Hilal Aydın Uçanbalık Yayınları, 40 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More