İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çocuk gibi çocuk: Fırat

Çocuk gibi çocuk: Fırat

Burcu AKTAŞ

Nohut kafalı, hisleri önce gözlerinden okunan, eli kolu minnacık bir çocuk Fırat. Güneşin altında sokakta oynamaktan vazgeçmeyecek kadar inatçı, bulduğu her işe yaramaz şeyden bir oyuncak yapabileceğini düşünecek kadar hayal gücü kuvvetli. Su katılmamış bir çocuk işte.

Fırat, benim kahramanım desem, yer yerinden oynayabilir. Çünkü neredeyse seksen bine yakın hayranı var. Bu söylediğim de internet ortamında görülebilenler
sadece. Klişe olsa da, Fırat için kitlelere malolmuş demek bir zorunluluk haline geldi. Uğur Gürsoy’un haftalık mizah dergisi Uykusuz’da çizdiği Fırat kısa sürede dikkatleri çekti ve köşesine sığmayarak sonunda kitap oldu. Baskı üzerine baskı yapan Fırat, Türkiye’nin çoksatan kitaplarından biri oldu. Henüz okul çağına bile gelmemiş Fırat’ın lafları, maceraları, yetişkinler arasında dilden dile dolaşmaya başladı. Fırat’ın yetişkinler tarafından sevilmesinin bir diğer nedeni de herkesin
onun çocukluğunda bir parça kendini görmesi ya da çocukluk günlerine geri dönmesi. Uğur Gürsoy’un da çocukluk temasını başarılı bir şekilde işlemesi ve Fırat’ın mizahi dozunu iyi ayarlaması, karakterin bu kadar çok sevilmesinde oldukça etkili.

Nohut kafalı, hisleri önce gözlerinden okunan, eli kolu minnacık bir çocuk Fırat. Güneşin altında sokakta oynamaktan vazgeçmeyecek kadar inatçı, bulduğu her işe yaramaz şeyden bir oyuncak yapabileceğini düşünecek kadar hayal gücü kuvvetli ve birincilik ödülü olarak bir telle yetinecek kadar mütevazı. Ne diyeyim su katılmamış bir çocuk işte. Annesine karşı muhalefet yapmazsa kişiliğinden ödün verir, hayali arkadaşıyla dalga geçmezse dertlenir, televizyonda Tosun Paşa izlerse neşelenir.

Her çocuk gibi kendi zimmetine geçirdiği kelimeleri var Fırat’ın da. ‘Ki’ bağlacını kullanmadığı hemen hemen hiçbir cümlesi yok. Nerede bozuk ikili priz ya da tel bulsa, “Bişiy yaparım ben bunla ki…” deyiverir. Şaşırdığında illa ki “enee” deyip kendi keşfi olan ünlemini kullanır.

Mahallenin ağabeyleri arasına sızya çalışıp oyun oynarken hazırcevaplığıyla alt eder karşısındakileri. Saklambaç oynarken bir ağabey ile aynı yere saklanır ve tabii ki diğer çocuk Fırat’ı istemez yanında: “Bas git lan buradan,” der. Fırat’ın cevabı hazırdır: “Burası senin mi olum. Allah’ın ki..” Fırat’ın muhalefet kelimesi ise “yek yeaa”dır. Kendi üslubuyla yok ya derken resmen karşıdakine muhalefet eder. Bazen cin gibidir külyutmaz, bazen en saçma şeylere inanabilir, kandırılabilir.

EVDE KÖPEK VAR
Fırat’ı okur gözünde sevimli yapan bir şey de onun kadrajıdır. Uğur Gürsoy, çizimlerinde yetişkinlerin sadece bacaklarını çiziyor. Fırat, yetişkinlerin bacaklarının yanında daha bir sevimli görünüyor. Fırat dışındaki çocukların da tamamını görebiliyoruz Gürsoy’un çizimlerinde. Yani bir çocuk egemenliği söz konusu. Bir perdenin arkasında saatlerce durup “Burası benim evimmiş meğersem” diyebilecek kadar hayal gücü olan, yeni yeni küfür öğrenen ve bunları söylerken kötü bir şey yaptığını düşünüp “töbee töbee, dinimiz amin” diyerek günah çıkaran, camdan aşağı tüküren ve kafasına tükürük yiyenleri “gelme evde köpek var bizim” diye
kandırabileceğini düşünen, çocuk gibi bir çocuk Fırat.

Kusursuz değil, herkesin çocukluğu gibi biraz ve çoğu kişiye hatırası olan bir şeyleri hatırlattığı için kıymetli. Şu sıralar kitapçı raflarında, vapur sohbetlerinde, bir lafın arasında sık sık karşımıza çıkan Fırat bir ‘fikir’. Üstelik çok iyi bir fikir.

Fırat
Uğur Gürsoy
Mürekkep Basın Yayın
60 sayfa
Show More