İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Heyecana dayanamayan okumasın!

Heyecana dayanamayan okumasın!

İlk görevini başarıyla tamamlayan Sansasyonel Küçük Ajan Janey Brown’ın başı belada! Rap müzik meraklısı yaşlı kadın peşini bırakmıyor, tuhaf zamanlarda tuhaf armağanlar alıyor ve Meyveli Buz Merkezi’nde garip şeyler oluyor. Soluk kesen bu maceraya davetlisiniz.

Müthiş casus Sarışın Jane, bir defa daha sıradan bir kız öğrenciye dönüşmek için duşaja, yani casus duşuna doğru ilerlerken duş kabininden vızıltılar yükseldi.

Bu öylesine sıradan, alışılmış bir iş haline gelmişti ki Jane, casuslara özgü duş kabininde dolanmakta olan parlak, sedef su damlacıklarını zar zor fark edebildi. Duşajdan çıktığında yapması gerekenleri düşünmeye başlamıştı bile. SPİ:ÇCE (Solomon’un POLBİLDİD –politik, bilimsel ve didaktik– İncelemeleri: Çocuk Casus- Eğitmeni) casus laboratuvarındaydı ve en iyi öğrencisinin –aslında tek öğrencisinin– sorgusunu beklerken bir havucu iştahla kemirmekteydi.

Bekleyiş uzun sürmedi. Birkaç dakika içinde robot bir el, Sarışın Jane’in sesle hareket eden casus-gözlüğünü çıkardı. Böylece Jane’in gözleri her zamanki buğulu gri rengine biraz olsun geri döndü. Gümüş rengi likradan casus-kıyafeti üstünden alındı ve alttan çıkan çöp bacakları bir kez daha yalnızca bayramlarda giyilen okul üniformasıyla örtüldü; kot pantolon ve üzerinde ‘Bana Güneşışığı Ver’ yazan tişört vardı. Son olarak bir başka metal el, altın renkli saçlarını, çok işlevli atkuyruğunu sıkıca bağlayan bantla birlikte hız- la çekip aldı. Küçük casusun cılız, sıçan rengi saçları omuzlarına döküldü ve Janey Brown duşajdan dışarı çıktı.

Vaftiz annesi, yani V-anası kocaman, paslanmaz çelik buzdolabında bir şeyler aranırken Janey, “Aradığın şey bu mu?” diye sordu. Janey, elini daha tam olarak
uzatamamışken V-ana yırtık pırtık kutuyu kaptı. “Kötüsün Sarışın kız, kötü, kötü, kötü! Bunları sırayla yapman gerektiğini biliyorsun: Şifreyi çöz, sorgula, duşajdan çık. Ne zamandan beri bana şekerlemeleri vermeden duşajdan çıkıyorsun. Yani hayati bilgileri vermeden demek istedim.” “Sadece diyetini bozmaman için yardımcı oluyordum V-ana. Tatillerdeki görevimin bu olduğunu söylemiştin,” dedi Janey alaycı bir ifadeyle.

V-ana mor kuvars gözlerini kırparak gökyüzüne dikti. “Bu sadece bir kandırmacaydı Sarı kız! Blöf yapıyordum! Bunu hızla fark edip tersini yapman gerekiyordu.
BANA PASTA GETİR!”

“Sonunda nasıl yapılacağını anladım,” dedi Janey. “Maalesef gece yarısı pasta alınabilecek tek yer pasta fırınının arkasındaki çöp bidonları. En temiz çöp bidonunu seçtim. Pasta muhtemelen bir iki günlük…”

“Ama duşajdan geçti!” Kurdeleyle sarılmış pasta kutusunu kabinin içinden alırken V-ana’nın gözleri parlıyordu. “Bak şu bebeğe.”

Janey güldü. Çöp kovasının dibinden çıkarıp aldığı ezik ve perişan durumdaki süngere benzeyen kek, muhteşem kremalı bir pastaya dönüşmüştü. Hava kadar hafif bir dilim beyaz pasta, aralara serpiştirilen kalın reçel katmanları ve üzerini kaplayan kremayla birlikte V-ana’nın mağara kadar geniş ağzına doğru yol aldı. “Bana da biraz bırak!” dedi Janey. “Harika görünüyor. Duşajın insanların yanı sıra yiyeceklerde de etkili olduğunu bilmiyordum. Aaa… ve kedilerde.”

Casus-kedisi Bela’yı bulabilmek için laboratuvarda etrafına bakındı. Janey’nin ilk görevine bulaştığından beri Bela, ona çok bağlanmıştı. Kremalı pasta ve kek kokuları onu sık sık baştan çıkarıp V-ana’nın laboratuvarına çekse de, artık o, zamanının büyük bir kısmını V-ana’nın şöminesinin diğer tarafında, yani Janey’nin
yatak odasında geçiriyordu. “Nerede o? Onu bu gece gördün mü hiç?” V-ana başını salladı. “O bir kedi kızcağızım. Muhtemelen fare peşindedir.”

“O, farelerden nefret eder.” “Haklısın. O zaman kuşların peşindedir.”

Sarışın Jane Bela’nın Peşinde
Jill Marshall
Çeviren: Nursel Yıldız
Tudem Yayınları / 200 sayfa
Show More