İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Fazla bilim göz çıkarmaz

Fazla bilim göz çıkarmaz

Zarife BİLİZ

Şeylerin ve dünyanın anlamını daha iyi kavramak isteyen, ancak bilimsellik duvarına çarpan gençler yaşadı! Claude Allègre, Herkese Biraz Bilim ile yetinmedi, Herkese Biraz Daha Bilim’i yazdı ve bilimin macerasını bir kez daha sıradan insan için anlaşılır kıldı.

Fransız Bilimler Akademisi, ABD Ulusal Akademisi ve İngiliz Kraliyet Bilimler Akademisi üyesi Profesör Claude Allègre’nin kaleme aldığı Herkese Biraz Bilim, 2007 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Bilim serüveninin devamını bekleyenler, biraz daha bilim isteyenler için sevindirici bir haberimiz var. İkinci cilt raflardaki yerini aldı: Herkese Biraz Daha Bilim.

Dizinin birinci cildinin dikkate değer başarısının ardından, Claude Allègre bu ikinci kitapta, herkes için bilimin macerasını gözler önüne sermeye ve bir kez daha büyük bilimsel keşifleri anlatmaya devam ediyor. Her ne kadar kendisi Fransa’nın tartışmalı bakanlarından biri olmuş, demokratik ve sosyal hakların kesintiye uğramasına katkıda bulunmuş, küresel ısınmaya insanın katkısını yadsımış da olsa, bilimin sıradan insanın seviyesine indirilmesindeki kaygı ve katkısını paylaşmamak imkânsız.

YILDIRMADAN OKUTMAK
Bilim bazen özümsenmesi zor bir alan olduğu için, bilim adamlarının eski zamanlardan beri üst kasta dahil edilip bir tür modern toplum Brahmanları olarak algılandıklarından dem vuran yazar, bu kitaptaki hedefinin, fiziği, başka deyişle doğa bilimlerini, şeylerin ve dünyanın anlamını daha iyi kavramak isteyen sıradan kişilerin de anlayabileceği bir şekle sokmak olduğunu belirtiyor. Orta öğretimin en büyük başarısızlığının bilimi kültürün içine katamamak olduğunu belirten Allègre, belli ki bu kitaplarla söz konusu açığı biraz da olsa kapatmaya çalışıyor. Sözü yazara bırakırsak: “Bu kitabın amacı bilimin büyük kazanımlarını, en zor olanlarını bile herkese erişilir kılmaktır. Teknik bir kitap ya da bir ders kitabı değil, 21. yüzyılın sıradan insanına yönelik bir genel kültür kitabıdır bu.

Temel buluşların ve-ya bilimsel düşüncenin ilerlemesinin özünü iyi anlatabilmek amacıyla, matematik diline alerjisi olanları yıldırmamak için, bu dile her türlü başvurudan kaçındım. Aksine bilimin büyük serüveninin tarihsel, insansal, yaşayan yönüne öncelik verdim, ama bilimin öz niteliğinden ve kesinliğinden ödün vermedim.

Bu işte en büyük amacım, bilimi herkese, bilimle uğraşmayanlara bile sevdirmeyi başarmaktır…”

AKIŞKANLARDAN DALGALARA
Biraz da kitabın içinde neler var, onlardan bahsedelim. İlk bölüm akışkanlara ayrılmış. Kan dolaşımından yerkürenin manyetik alanının kaynağını oluşturan yerküre çekirdeğinin hareketlerine dek geniş bir alanı kapsayan bu konunun, insana ilk etapta çağrıştırdığından daha geniş olduğu kesin.

Kalp için enerji tasarrufu yapmak isteyenlerin uzanmasının neden iyi olduğunu ve aniden ayağa kalktığımızda neden zaman zaman başımızın döndüğünü; ya da ısınması için ateşin üzerine koyduğumuz suyun neden belli bir noktaya kadar hareketsiz kalıp sonra birden oynamaya başladığını merak ediyorsanız, yanıtları bu bölümde bulabilirsiniz.

İkinci bölümün konusu ise dalgalar; müziğe, görüntüleme tekniklerine ve sinyalin fiziksel özellikleriyle işlenmesine kadar genel görünümüyle madde konusu ele alınıyor. Bir arabanın titreşiminden bir kelebeğin kanatlarının ya da bir keman telinin titreşimine dek gündelik hayat içerisinde çok çeşitli şekillerde karşılaştığımız bu fiziksel olgunun nerelere kadar uzandığını görmek gerçekten ilgi çekici.

Mikroskobikten makroskobiğe, Ku-antum mekaniğinden dalga mekaniğe, oradan da matris mekaniğine, hadi işi biraz edebiyata kaydıralım, Dr. Jekyll ve Mr. Hyde’a, Zorro ya da Batman’e veyahut gene ciddileşelim, Schrödinger denklemine uzanırsak ne tür gizemlerle karşılaşacağımızı kim bilebilir?

Peki ya, “Hint Okyanusu’nda okyanusbilim araştırma gezisi ya da zebra derisi mantığı” gibi bir başlık sizi heyecanlandırıyorsa, tam kitabındasınız demektir. Yerkürenin oluşumundan ve kıtaların hareketinden, ‘en büyük evren’ olan insan vücuduna geldiğimizde, “Moleküler biyoloji mi? Monoküler biyoloji mi?” sorusu ile bu kez yaşamın en derinlerine, DNA zincirlerine, genetik kodlara; virüs ve bakterilerden genetik mühendisliğine, genetiği değiştirilmiş organizmalara ve etik sorunlara varır ve belki de bütün insan yaşamının şu kilit sorusuyla kitabı artık noktalayabiliriz: “Anatole France’ın beyni 1000 gram iken, Lord Byron’ın beyni 2000 gramdır. Byron [acaba] o ölçüde daha yüksek bir performansı mı sergilemiştir?”

Kitabın okurları, beyinlerinin ağırlığına aldırmadan, yaratıcılığın ve kavrayışın keyfine varırlar umarım.

Herkese Biraz Daha Bilim
Claude Allègre
Çeviren: Birsel Uzman
YKY Yayınları / 400 sayfa

 

Show More