İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir, ava giden avlanır hikâyesi

Bir, ava giden avlanır hikâyesi

Burcu AKTAŞ

Malaventura Markizi’ne ‘kötü’ biri deyip geçmek kolay. Ona kızmak, hatta şöyle bir güzel kerteriz alıp mesafe koymak mümkün. Onu sevmenin kolay olduğunu kimse söylemedi. Değişim yaşayan kahramanlar riskli değil midir zaten… Ama bu riski göze almak insana bir kahraman kazandırır.

Bir yerlerde büyük büyük dedeler ve nineler vardı, işleri sadece yaşamak ve yaşadıklarından atasözleri üretmekti. Çocuk zihnimle atasözlerinin böyle türediğini düşünürdüm. Terzi bir dede hayal ederdim, mahallenin tüm kıyafetlerini diken ama iş kendi üzerindeki söküğü dikmeye gelince bir türlü bunu beceremeyen ve ortalıkta sökük kıyafetlerle gezen… Onu görenler ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ lafını bulmuştu. Bağdat’ı görüp beğenmiş bir nine, arada sıra annesini ve aralarındaki sevgiyi hatırlayıp iç çekerdi örneğin. ‘Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz’ da onun keşfiydi. Atasözlerinin doğruluğunu zihnimde oturtmam için böyle hikâyeler yazmıştım. Bu düşünme biçiminden yıllar sonra, bana tüm bunları hatırlatacak bir hikâye ile karşılaştım. Bir atasözünü daha zihnimdeki yerine yerleştiriverdim. Çünkü ‘ava giden avlanır’ sözü Malaventura Markizi’nin başına gelenlerden sonra bulunmuştu sanki.

Peki kim bu Malaventura Markizi? Büyük bir şatoda yaşayan, işi gücü olmayan biri o. Babası, dedesi, sonra dedesinin babası da bu şatoda yaşamış. Hatta neredeyse Markiz’in yedi ceddi yaşamış orada. Üstelik Markiz’e kolay kolay bitmeyecek bir servet bırakmışlar. O da bu paraya güvendiğinden olsa gerek bir meslek edinmemiş. Tek işi – ki buna da iş diyebilirsek– avlanmak. Üstelik avladığı hayvanları da evine getiriyor ve onları sergiliyor. Duvarlarda, yerlerde, şöminenin üstünde doldurulmuş sayısız hayvan var… Üstelik buna koleksiyon diyor. Anlayacağınız Markiz’in evinde aniden duvara asılmış bir kaplan kafasıyla karşılaşabilirsiniz ya da yere serilmiş bir ayı postuyla. Gelin görün ki Markiz bu cansız bedenler koleksiyonundan gayet memnun. Hatta bu koleksiyona nesli tükenmekte olan bir kara gergedanını eklemek istiyor. Günün birinde bu amaç uğruna bir gemiye biniyor ve Afrika’ya doğru yola çıkıyor.

VURULMA STRESİ
Markiz’in niyetini anlayan akıllı mı akıllı bir papağan, kara gergedanına kötü haberi uçuruyor. Markiz, onu vurmanın hayaliyle dalgalar eşliğinde seyahat ederken, Afrika’daki havyanlar bir araya gelip gergedanı güzel bir yere saklama planı yapıyorlar. Nesli tükenmek üzere olan gergedanın hayatına bir de vurulma stresi giriyor. Gergedan, yakın arkadaşları maymunların yardımıyla bir ağaca çıkıyor ve dalların arasına kendini saklıyor.

Sonunda beklenen oluyor, Markiz gergedanın memleketine ayak basıyor. Saklandığı ağacın altına geliyor. Onu arayarak nişan alıyor. Derken rüzgâr gergedanın saklandığı ağacın yapraklarını aralıyor ve bizim gergedan ay gibi ortaya çıkıyor. Markiz, tüfeğini ona doğrultuyor, tam nişan alacakken bir rüzgâr daha… Ancak bu kez epey kuvvetli esiyor mübarek. Gergedan dengesini kaybedip Markiz’in üzerine düşüyor. Bir anda ortalık karışıyor, gergedan bundan faydalanıp kaçıyor.

Markiz, bir avcı olarak gittiği yerde av oluyor resmen. Bu olaydan ağır yaralı kurtulan Markiz’in vücudunda kırılmadık kemik kalmıyor. Yardımına civarda yaşayan bir yerli yetişiyor. Kabilesinin köyüne götürüyor onu ve orada iyileştiriyorlar Markiz’i. Bu süre içinde Markiz hayvanların bir ganimet ya da herhangi birinin malı olmadığını ve onların doğanın dengesini sağladığını anlıyor. Başka şeyler de öğreniyor üstelik. Az şeyle yaşanabileceğini… Başkalarına yardım etmeyi… Cömert olmayı….

KÖTÜLER NELER YAŞAR?
Gerekli ve anlamlı bir değişim yaşıyor Markiz. Değişim yaşayan kahramanlar risklidir aslında. Ama bu riski göze almak insana bir kahraman kazandırır. Markiz’e ‘kötü’ biri deyip geçmek kolay. Ona kızmak, hatta şöyle bir güzel kerteriz alıp mesafe koymak pek mümkün. ‘Kötü’ler neler yaşar, neden böyle davranırlar… Bunu düşünmek gerekmez mi? Malaventura Markizi, bunları düşündüren bir kahraman. Kötülük ve iyilik kavramlarını bir kez değil, on kez düşündürten bir kahraman. Şu hayatta kimin av, kimin avcı olduğunun değişebileceğinin kanıtı Malaventura Markizi.

Malaventura Markizi
Elisa Ramon
Resimleyen: Montserrat Batet
Çeviren: İnan Temelkuran
Top Yayıncılık
45 sayfa
Show More