İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Cadılık zor zanaat ama birileri yapmalı!

Cadılık zor zanaat ama birileri yapmalı!

Kutlukhan KUTLU

Alabildiğine muzip, mizahla yoğrulmuş fantastik öykülerin ustası Terry Pratchett, serinin dördüncü kitabı Geceye Bürüneceğim’de, Diskdünya’nın Tebeşir adlı kırsal bölgesinde yaşayan, son derece güçlü bir karaktere sahip küçük cadı Tiffany Sızı’yı biraz daha büyütüyor.

Bir roman kahramanı için “Tiffany Sızı” gibi bir isim belki kulağınıza ilk başta biraz tuhaf gelecek. Oysa emin olun, bu adın sahibi küçük kızın kendini farklı ve sıradışı hissetmesi için birçok sebep olsa da soyadı bunlardan biri değil. Çünkü İngiliz yazar Terry Pratchett’ın bol bol mizahla yoğrulmuş hayali evreni Diskdünya, hayranlarının çok iyi bileceği gibi, ilginç isimlerden geçilmiyor. Mesela Tiffany’nin ailesinin komşularından birinin soyadı da “Aksi”. Henüz Tiffany dokuz yaşındayken onun varlığını sezen cadının adı “Sezgiye Kene”. Serinin ilk romanına adını veren Küçük Özgür Adamlar’dan ise hiç bahsetmeyelim isterseniz… Mesela akılda kalıcılık ve kullanışlılık açısından, “Orta-Boy-Jock-Kadar-İri-DiilAma-Mini-Jock’tan-İri Jock”a ne dersiniz?

Dediğim gibi… Tiffany’nin özelliği, olsa olsa insanın ilk anda kaşlarını şöyle bir kaldırmasına sebep olacak soyadı değil, büyükannesinden ona geçen yeteneği. Ya da belki zanaati demeli: Tıpkı “Nine Sızı” gibi o da bir cadı. Ama kendi bunu bilmiyor, ne var ki ırmak kıyısında küçük kardeşiyle vakit geçirirken ilk kez gördüğü küçük adamlar −namı diğer Nac Mac Feegle− vasıtasıyla öğreniyor.

TEBEŞİR’İN CADISI

Tiffany’nin yaşadığı bölge Tebeşir, kimilerine göre cadı yetişmesi için pek de elverişli bir bölge değil. Zemin fazla yumuşak, oysa cadı yetiştirmek için sağlam kayalar gerekir diye düşünüyorlar. Oysa tıpkı Tebeşir gibi Tiffany de yabana atılmamalı: Henüz 9 yaşındayken, kaçırılan kardeşinin peşinden Peri Ülkesi’ne gidip, kendi dışındakileri düşünme gibi bir âdeti olmayan Kraliçe’nin (ya da Nac Mac Feegle telaffuzuyla “Kralça”nın) karşısına dikiliyor. Kendine has, zor korkan, korksa da belli etmemeyi başaran, kendine güvenen, zeki, sorumluluk sahibi bir küçük kız. Çok da iyi peynir yapıyor! (Cadılık ekmek parası kazandırmadığı için zaten çoğu cadının başka mesleği var). Diskdünya’da “En Çok Gelecek Vaat Eden Kahramanlar” listesi yayınlansa hiç şüphesiz üst sıralarda yer alır.

Tiffany Sızı’nın daha ilk macerasını okurken, Pratchett’ın kitaplarını milyonlarca kişiye ulaştıran o dil ve yaratıcılık sihrini hemen hatırlıyor insan. Dile kolay, sadece “Diskdünya” özelinde otuz yıldır (ve neredeyse 40 romandır) bizim küre dünyamızın sakinlerini düzenli bir şekilde gülmekten iki büklüm eden bir söz simyacılığı var karşımızda. İsimler işin sadece sosu… Pratchett’ın yazar olarak en cazip yanlarından biri, çok tanıdık bir şeyi tamamen beklenmedik şekilde ifade edebilmesi. Edebi açıdan kulağı tersten gösterip de bütün okurlarını “işin doğrusunun bu olduğuna” ikna etmek gibi bir şey başarıyor.

SADECE MİZAH DEĞİL

Tabii bu noktada hemen bir uyarıda bulunayım: Daha önce Terry Pratchett okumadıysanız, sanmayın ki bu kitaplar sadece mizahtan ibaret. Hayır, Pratchett’ın öykü anlatıcılık sihri de bu zaten: Bir taraftan kitaplarında fantastik öykülerin beylik kalıplarıyla eğlenirken, bir taraftan da o kitapları gayet sürükleyici fantastik maceralar haline getirebiliyor. Tiffany ilk kitapta Kraliçe ve Düşörenler tarafından düşe hapsedilmemeye çalışırken soluğumuzu tutup okuyoruz. Keza Tiffany’nin cadılık zanaatını gerçek anlamda öğrenmeye başladığı ikinci macerada, yani Gökyüzü Dolu Şapka’da, zihnini ele geçirmeye çalışan Kovan’la mücadelesini de… Bu ikinci kitapta Tiffany artık “keşif” aşamasından çıkarak, dünyayı ve kendini biraz tanımış halde, potansiyelini gerçekleştirmeye çalışıyor.

Genellikle fantastik öykü kahramanları çok çabuk büyümek zorunda kalırlar. Tiffany de öyle. Küçük yaşta yetişkince kararlar vermesi ve yetişkin dünyasına ait konulara çözüm bulması gerekiyor. 13 yaşında olduğu üçüncü kitapta, yani Kış Ustası’nda ise bu konuların arasına aşk ve evlilik de katılıyor. Çünkü kışın ta kendisi, namı diğer Kış Ustası, ona âşık oluyor ve onunla evlenmeyi kafasına koyuyor! (Hem de ilk kitapta küçük adamlardan Herhangibir Rob’la yaşadığı durumdan daha ciddi ve zorlu bir durum bu.)

KARANLIK BİR GİRİŞ

Diskdünya’nın hayali evrenine adım atıp oranın sakinlerinin komikliklerine ve sıradışılıklarına keyifle tanıklık ederken, Terry Pratchett’ın son derece hakiki, ciddi, günümüzde de önemini koruyan meselelere parmak bastığını da görüyoruz. Bunun çarpıcı örneklerinden biri de serinin son kitabı olan Geceye Bürüneceğim’in başlarında yaşanan Aksi ailesi krizi. Sinirlerine hâkim olmakta zorlanan Bay Aksi üzerinden Pratchett, artık 15 yaşında olan Tiffany’yi aile içi şiddet sorunuyla ilgilenmek zorunda bırakıyor (çünkü Tiffany’nin dediği gibi, bir şeyle kimse ilgilenmiyorsa, mecburen cadı ilgilenir). Baron’un Tiffany’nin elinde ölüşünü de içeren, hayli karanlık bir giriş bu. Zaten bu girişin ardından genç cadımız bir anlamıyla iyiden iyiye “dünyaya” karışıyor; kırsalın güvenli ve tanıdık açık alanlarından çıkıp Diskdünya’nın kalbi olan devasa, tehlikeli ve epeyce yozlaşmış şehre, yani meşhur Ankh-Morpork’a adım atıyor. Amacı, ilk kitaptan beri arkadaşı olan Roland’ı bulup babasının, yani Baron’un öldüğünü haber vermek. Ama Ankh-Morpork’a gelir gelmez, bu sefer de gözleri ve gölgesi olmayan, ürpertici Sinsi Adam’la başı derde giriyor.

Terry Pratchett’ın çocuklara ve gençlere yönelik bu yeni serisinin tüm kitapları, İngiliz yazardan görmeye alıştığımız şekilde hem son derece sürükleyici hem bol bol kahkaha attıran, hem de düşündüren kitaplar. Tıpkı Harry Potter kitapları gibi kahramanı büyüdükçe kitapların havası da biraz daha yetişkinleşip karanlıklaşıyor… Ama en “çocuklara göre” denebilecek ilk romandan itibaren her biri kendi başına yetkin birer fantezi edebiyatı örneği oluşturuyor (ödüller almış bir seri bu; mesela üçüncü kitap Nebula Ödülü sahibi). Dolayısıyla sadece çocuklara ve gençlere değil, genel olarak fantastik dünyalara, hatta muzip İngiliz mizahına sıcak bakan yetişkinlere de gönül rahatlığıyla tavsiye olunur.

Geceye Bürüneceğim Terry Pratchett Çeviren: Niran Elçi Tudem Yayınları, 416 sayfa
Geceye Bürüneceğim Terry Pratchett Çeviren: Niran Elçi Tudem Yayınları, 416 sayfa

 

 

Show More