İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Rodari’de kediler ve insanlar

Rodari için kedilik sadece şimdiki zamana ait, doğuştan tanımlanmış bir var oluş şekli değil. Ona göre, herkes istediğinde cismen kediye dönüşebilir. Bu dönüşümün karşılığı bir öte hayat da olabilir, bir var oluş alternatifi de sonraki hayatın alegorisi de

Yazan: Mehmet Erkurt

Sevdiğiniz bir yazarın yarım kalmış bir projesi olduğunu öğrendiğinizde, kuşkusuz karmaşık duygular içerisine girersiniz. Kaçınılmaz burukluğa, bol miktarda merak eşlik eder mesela. Kimisi için bu karışıma baskın gelecek bir diğer duygu, bir şeyi hiçbir zaman bilemeyecek olmanın verdiği hüsrandır. Kimseye yöneltilemeyecek bir miktar kızgınlık da eklenebilir buna. Sonuçta ne yazar suçludur işini yarım bıraktığı için ne de yayıncı onu bu yarım hâliyle yayımladığı için. Yayımlanmamasını tercih edebilir misiniz?

Elbette yarım kalmış eserin bambaşka bir değeri de olur. Sordurduğu sorular onu, diğer eserlerinden farklı bir yere taşır. O olsa sonunu nasıl getirirdi? Cümlelerin son hâli gerçekten bu muydu, yoksa bir okuma daha yapacak mıydı? Farklı öyküler ekleyecek miydi? O da metinleri tıpkı bu şekilde mi sıralardı, yoksa bambaşka bir kurguya mı yönelirdi?

Bugün İtalya’nın en iyi çocuk kitabı yazarlarından biri olarak kabul edilen, çocuklar için yazmaya yirmi yedi yaşında başlayıp 1980’de, altmış yaşında hayata gözlerini yuman Gianni Rodari’nin İtalya’da 2012’de yayımlanıp, dilimize yeni çevrilen kitabı Kedilerden Hikâyeler de okura bunları düşündürüyor. Metni okurken, sadece metni değil, onun kitaplaşma sürecini de düşünürken buluyorsunuz kendinizi.

KİTAPLAŞMANIN KURGUSU
Kitabın ilk hikâyesi “Bay Kedi Ticarete Atılıyor”; konserve olmak istemeyen fareyi ticaretten anlamamakla suçlayan Bay Kedi karakteriyle, cehaletinden bihaber insanın şişirilmiş özgüvenini öyküleştirip, okuru hemen Rodari’nin absürt evrenine davet ediyor. Bu hikâyeyi şiirler izliyor. İlk şiir, başlangıçtaki hikâyeyi özetleyerek, bir anlamda türler arası geçişte köprü görevi görüyor. Sonrakiler ise kediler üzerine bağımsız şiirler olarak sıralanıyor.

Son şiir, tıpkı kitabın ilk şiiri gibi, yine iki tür arasında köprü görevi görüyor. “Romalı Kediler” adlı son şiirin takdimiyle, iki yeni hikâyeye geçiyoruz. “Kedi Yıldızı” ile “Kedilerle Gidiyorum”, aynı ana olay ekseninde cereyan eden, başka karakterlerin öykülerinin anlatıldığı iki farklı hikâye. Ortak noktayı oluşturan ana olay ise akıldan çıkmayacak nitelikte: Kedilerin Kolezyum’u istilası. Bunu niçin mi yapıyorlar? Bu sürprizi okumaya saklamalı.

ALTERNATİF HAYAT: KEDİLİK MERTEBESİ
Rodari için kedilik sadece şimdiki zamana ait, doğuştan tanımlanmış bir var oluş şekli değil. Ona göre, herkes istediğinde cismen kediye dönüşebilir. Bu dönüşümün karşılığı bir öte hayat da olabilir, bir var oluş alternatifi de sonraki hayatın alegorisi de. Bu tamamen okurun yorumuna kalmış. Hayata kedi olarak devam etmek de bir karar, o hayata uğrayıp
sonradan kendi hayatına geri dönmek de. İnsan hâlinle bulamadığın huzuru bulmak da olabilir amaç, insan hayatında seni tatmin etmeyen ilişkilerden sıyrılıp yepyeni arkadaşlıklar kurmak da. Okur olarak bende yankısı kalan güçlü seslerden biri ise şu: Başka bir hayat mümkün, yeter ki sen onu dönüştürecek adımı at.

İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkesinde yükselen faşizme karşı mücadele vermiş olan Rodari’nin kedileri, bu kitapta pek çok insanlık durumunu anlatmak için metaforik bir araç olmanın yanında, taleplerini duyurmaya çalışan, yaşam alanları işgal edilmiş ya da gettolara sürülmüş insanları da betimliyor. Rodari bazen bir şehri paylaşmanın, bir arada olmanın ve birbirini duygusal olarak beslemenin öyküsünü anlatıyor. Yer yer de fabl geleneğinden beslenip şiirlerinde kıssadan hisselere başvuruyor ya da insanlığa dair bir eleştiri sunuyor.

RODARİ’NİN SATIRLARINDA, DİZELERİNDE…
Elbette her yaş, Gianni Rodari’nin bu metinlerinden farklı bir şeyler çıkaracaktır kendine. Her ne kadar bu kitaba yazarın ustalığını yansıtan eserlerinden biri demesek de… Misal Kedi Agostino’nun ölümü çok doğrudan, vedadan ibaret gelecek kimi okura. Ya da Arturo’nun tasvirindeki kişileştirme, kediden görece uzak görünecek kimisine. Çocuklar daha çok tasvire, öyküye, yazarın açıkça yaptığı vurgulara kapılırken, İtalya’da tütün satan büfelerde aynı zamanda pul satılması gibi kültürel ayrıntıları bilmemenin yaratacağı boşluklara takılabilecekler belki de. Bir yandan da merak edeceğiz, daha uzun yaşasaydı, Rodari’nin vereceği son hâl yine bu mu olurdu diye. Öyle ya da böyle, çocuklar geleceği düşünür, biz yetişkinler de bugünü ve geçmişi sorgularken, belki de ummadığımız kadar benzeyeceğiz kedilere ve bu bizim ortak noktamız olacak.

Kedilerden Hikâyeler
Gianni Rodari
Resimleyen: Elena Temporin
Türkçeleştiren: Melis Köymen
Epsilon Yayınları, 96 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More