İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir yeniden başlama hikâyesi

Gordon Korman’ın Bilgisavarlar isimli romanı, mesleğe büyük bir tutkuyla başlayan ancak talihsiz bir olay nedeniyle sadece tutkusunu değil, inancını da yitiren bir öğretmenin, emekliliğine aylar kala mesleğine yeniden bağlanışını anlatıyor. Bu, uzun uzun düşünüp taşınmanın ya da bir motivasyon konuşmasıyla günün sonunda aklını başına devşirmenin sonucu değildir; zorlu
karşılaşmaların -hadi söyleyiverelim- hayatin cilvesinin sonucudur.

Yazan: Sema Aslan

Olay, Greenwich Ortaokulu’nda geçiyor. Anne babası ayrı olan Kiana Roubini, oyuncu olan annesinin Utah’da birkaç hafta sürecek film çekimleri nedeniyle, yaşadığı Los Angeles’tan ayrılarak Greenwich’e, babasının yanına gelir. Buradaki geçici ikameti sırasında babası, üvey annesi ve kardeşiyle yaşayacak, Greenwich Ortaokulu’na devam edecektir. Bütünüyle geçici olduğu açık bu adres değişikliği Kiana’nın biraz canını sıksa da çeşitli aksilikler nedeniyle okula resmen kaydedilememiş olmasını kafaya takmaz. Yolunun, çeşitli aksilikler nedeniyle okulun gözden çıkarılmış öğrencilerinin bir araya getirildiği sınıfa düşmesini de umursamaz. Kiana parlak bir öğrenci olarak, tamamı tembel, başarısız ya da uyumsuz görünen yedi çocukla birlikte 117 numaralı derslikte oturur, hiçbir şey öğrenmeyeceğinden emin olduğu birkaç haftayı geçirmeye bakar. ÖBÖ-8 kodlu bu sınıf, Özel Bağımsız Öğretim, Sekizinci Sınıf gibi havalı görünen bir adla anılsa da aslında bilgisavarlardan mürekkep bir sınıftır. Ya da en azından okulun diğer öğrencileri, öğretmenleri ve idarecileri tarafından bilgiye alerjik tepki verdiği düşünülen çocuklardan mürekkep. Kiana için fark etmiyor, geçici bir okulda olduktan sonra öğrense ne olur, öğrenmese ne?!

Hikâyenin kilit karakteri Bay Kermit’e gelirsek… Meslektaşlarıyla selamı sabahı yoktur. Pek kimseye eyvallahı da yoktur. Erken emeklilik fikriyle dolup taşmıştır. Önündeki son eğitim dönemini, geçen yirmi yedi yılda yaptığı gibi öğretmeyerek,
önemsemeyerek, müdahil olmayarak tamamlamaya bakıyordur… Böyle anlatınca tabii, her şey çok aleyhinde görünüyor ancak Bay Kermit, esasında büyük bir haksızlığın kurbanıdır. İşlemediği bir suç nedeniyle mesleki itibarı sarsılmış, bunun akabinde
de tüm hayatını onulmaz bir biçimde etkileyen ağır bir depresyona girmiştir. Nişanlısından ayrılmış, mesleğine küsmüştür.

Hikâye tam bu noktada alınan bir kararla Kiana’nın da Bay Kermit’in de düşüncelerine ve hedeflerine çok uzak bir hatta ilerlemeye başlar.

Bay Kermit’in patronu, baş idareci Thaddeus geçmişte yaşanan olaylar nedeniyle Bay Kermit’e kin güdüyordur. Onun erken emeklilikle okuldan ayrılarak uzun yıllar boyu emekli maaşı alacak olmasını hazmedemeyen Thaddeus, Kermit’in ÖBÖ-8 sınıfıyla baş edemeyerek istifasını sunacağını hesaplar. Olmadı, böylesi belalı bir sınıfın idaresinde mutlaka kovulmaya sebep olacak bir hata yapacağını varsayar. Ama tahmin edersiniz, iyilerin ve kötülerin, yanlıştan dönenlerin ve doğruyu inatla görmek istemeyenlerin hikâyesi bol virajlı da olsa, kazanacak olan bellidir. O kaybetse de kazanır. Bu hikâyede de Kermit kazanmaya, Thaddeus kaybetmeye mahkûm.

Bilgisavarlar, iyiyle kötünün mücadelesinde okurun yüreğine su serpecek adaletli tavrından başka, ÖBÖ-8 koduyla yaftalanmış çocuklara odaklanışıyla da güç veren ve güç kazanan bir hikâye. Öğrencinin gizli kalmış yeteneklerini, akademik başarısının önündeki engelleri, davranış sorunlarının gerisindeki özel meseleleri fark eden, bu sayede de fark yaratan öğretmen, bir yanıyla neredeyse “klişe” bir karakter… İçinde olduğu karanlıktan “belalı”, “uzak durulası” bir grup öğrencinin inadıyla çıkan öğretmen fikri de öyle. Birbirini başka hiç kimsenin görmediği biçimde görmeyi başaran, birbirinin dilinden anlayan ve birbirine “dokunan”
taraflar vardır bu kategoride. Ancak Gordon Korman, bu formülü başarılı bir biçimde uyguluyor. Dil akıyor, hikâye açık formülüne rağmen merak duygusunu başından sonuna ayakta tutuyor ve okumaya “umutlu olunabilir”, “başka seçenekler de mümkün”, “emek verilirse olur”, “ilişkiler yapıcı anlamda yeniden gözden geçirilebilir” tadında duygular eşlik ediyor.

Hikâyede söz etmeye özellikle değer bir diğer karakter Mateo Hendrickson. Fantastik edebiyattan ve çizgi romanlardan beslenen zengin bir hayal gücü olan Mateo, hemen her olayı ve karakteri, türün, zihnine kayıtlı karakter indeksiyle eşleştirir. Mesela baş idareci Thaddeus’un Voldemort ya da Dart Vader olduğunu söyler. Yıldız Savaşları, Uzay Yolu, Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Superman, Batman, Flash, Wonder Woman ve daha fazlası, onun dünyasının sabit elemanlarıdır. Olayları
değerlendirirken bu hikâyelerde yaşananları, kendi kişisel tecrübeleri gibi açıkça hatırlar ve onlardan ilham alır. Kitap boyunca Mateo ne zaman konuşsa, ne zaman bir karakterin adını ansa ya da ne zaman bu dünyanın jargonuna ait bir sözcük kullansa, biz okurlar da hemen bir dipnota yönlendiriliyoruz. Bunlar, bir bilgisavarın biz okurları bilgiyle donattığı anlar olmanın ötesinde, başka kitaplarla, başka hikâyelerle teması bir hikâyenin içinden kurması nedeniyle de anlamlı. Ayrıca, kimin neyi ne biçimde bildiği, bilgiyi nasıl kullandığı meselesi, her zaman canlı kalacak bir konu. Gordon Korman’ın hikâyesi aracılığıyla yaptığı bu vurgu da oldukça önemli.

Hikâyeye, çocukların yetişkinlerle ilişkilerine dair yerleştirilmiş ipuçları da hem yerli yerinde hem de kararında. Mizahı da eklersek, çocuk okurun bir solukta okuyacağı bir kitap, Bilgisavarlar.

Bilgisavarlar
Gordon Korman
Türkçeleştiren: Oğuzhan Aydın
Çeviri Editörü: Yasemin Yener
Editör: Biray Üstüner
Bilgi Yayınları, 304 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More