İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Türkiye’de resimkitapların ortaya çıkışı

Büyük olasılıkla, burada değindiğimiz kitaplardan önce veya aynı dönemde basılmış henüz tespit edemediğimiz başka resimkitaplar da olabilir. Zaman içinde bunların ortaya çıkarılması Türkiye’de resimkitapların gelişimini ve çocuk kitapları içindeki yerini anlamamızı kolaylaştıracaktır.

Yazan: Doğan Gündüz

Bu yazının ilk bölümü bir önceki sayımızda yayımlanmıştır.

Önceki sayımızda Fahrünnisa Elmalı’nın yazdığı, Mıstık’ın resimlediği, en geç 1961 yılında basılmış olan Üç Kedi kitabının Türkiye’deki resimkitapların başlangıcı olabileceğinden söz etmiştim. Derginin yayımlanmasından kısa bir süre sonra, çok güzel bir tesadüfle yine Fahrünnisa Elmalı’nın yazdığı ama bu kez Nejat’ın resimlediği, 1954 yılında Bedri Edis Matbaası ve Neşriyat Yurdu tarafından basılan Ayşecik isimli resimkitaba ulaştım. Ayşecik, resimkitapların ortaya çıkış tarihini yedi yıl öncesine, 1954 yılına çekiyor.

Ayşecik kitabından söz etmeden önce geçen sayımızda kaldığımız yerden devam ederek Çocuk Kitapevi’nin yayımladığı “Yücetürk Küçük Çocuk Kitapları Serisi”ndeki kitaplardan ulaşabildiklerimizin hikâyelerini özetlemekte fayda var:

Üç Kedi: Cin, Con ve Tonton adındaki üç kardeş kedi bir gün annelerine “Bugün bize yemek yapma, biz balık tutacağız,” derler. Anneleri “acemi olduklarını, balık tutamayacaklarını” söylese de dinlemezler. Oltalarıyla geldikleri dere kenarında ne kadar uğraşsalar da eski bir postal dışında bir şey tutamazlar ve aç biilaç eve dönerler. Anneleri de onlara şakacıktan “Balıklar nerede, bugün yemek yapmadım,” deyince üçü de utanır. Anneleri aslında yemek yapmıştır. Birlikte afiyetle yerler ve bir daha annelerinin sözünden çıkmazlar.

Küçük Leylek: Küçük Taktak annesiyle göç edip sıcak bir ülkeye gelir. Taktak annesinin yaptığı yuvayı çok çirkin bulur. Daha güzelini yapmak için karşı bacaya geçer. Önce kuru dikenlerden, sonra yeşil otlardan yuva yapar ama rahat uyuyamaz. Bu kez
samanlardan yuva yapmak için samanlıktan saman taşır. Ama yorulur ve orada uyur. Samanlığa giren Çiftçi, Taktak’ı yakalar ve oynaması için çocuklarına verir. Çocuklar Taktak’ın ayağına ip bağlar, çiftçinin köpeği ona havlar. Taktak annesinin yanından ayrıldığına çok pişman olur ve kurtulur kurtulmaz onun yanına döner.

Sincap Minicik: Ormandaki hayvanlar kendileriyle alay ettiği için Minicik’i hiç sevmezler. Minicik, bir gün Yavru Maymun’un kafasına ceviz atar. Yerinden sıçrayan Maymun, Minicik’in katıla katıla güldüğünü fark edince diğer hayvanlarla anlaşıp ona bir
oyun oynar. Dört tane cevizi bir yaprağa sarıp çınar ağacının altından geçen Minicik’e atar. “Pat” diye kuyruğuna düşen cevizlerden ödü kopan Minicik, Maymun’un ve diğer hayvanların kahkahalarla “korkak sincap” diye alay ettiğini görünce oyuna geldiğini anlar ve daha önce yaptıklarından çok utanır.

Deve Yavrusu Çinçan: Çinçan boynundaki çıngırağı da önüne konan kepek topaçlarını da hiç sevmez. Bir gün çölde giderlerken çıngırağını çıkarıp diğer develere fark ettirmeden kervandan ayrılır. Hurma ağaçları, sulak yerler bulmak için koşarak uzaklaşır. Ama kaybolur. Susar, karnı acıkır, beğenmediği kepek topacı bile burnunda tüter. Günler böyle geçer. Bir gün bitkin hâlde yürürken uzaktan çan sesleri duyar ve dönmekte olan annesinin kervanını görür. Kervancı yanlarına gelen Çinçan’ın boynuna çıngırağını takar, önüne de kepek topaçlarını koyar. Dersini iyice alan Çinçan da bir daha kervandan ayrılmaz.

Tavşan Hophop’un Tarlası: Tavşan Hophop tarlalardan havuç, şalgam ya da lahanaları aşırırken tarla sahiplerinin ne kadar cimri olduklarını düşünür. Yolda tilkiye rastlamaktan, kapanlara yakalanmaktan bıkınca da kendi tarlasını yapmaya karar verir.
Yavrularıyla birlikte havuç, turp, şalgam fideleri eker. Her gün tarlasını sular ve sebzelerini büyütür. Bir gün tarlasına gittiğinde üç tane şalgamın çalındığını görür. Hırsızı yakalamak için kapan kurar. Ertesi gün kapana yakalananın kendi yavrusu olduğunu görünce çok şaşırır. Yavrusu da “üç şalgam için kapan kurulur mu, ne cimriler var” deyince yavrusuna “Tarlası olmayan kimse cömerttir,” diye karşılık verir.

Tenbel Karakaçan: Karakaçan tembel ve inatçı bir eşektir. Onu çocuğu gibi seven, bakımını yapan sahibi Hasan Dayı bir gün onu sırtında çocukları gezdirmesi için bayram yerine götürür. Karakaçan fırsatını bulup “ben sizin hizmetçiniz değilim” der ve kaçar. Tam özgür olmanın keyfini sürecekken karşısına çıkan üç çocuk onu taşa tutar. Sonra yakalayıp hepsi birden sırtına binerler. Akşama kadar gezip bırakırlar. Karakaçan’ın canı çıkar, kaçtığına çok pişman olur. Sabah olup da Hasan Dayının sesini duyunca çok sevinir. O günden sonra terbiyeli, çalışkan, iyi bir eşek olur.

Keloğlan: Keloğlan hayvanları kovalar, hiçbirine rahat vermez. Kedi, Köpek ve Ördek Keloğlan’a yaptığının yanlış olduğunu söylemeye karar verirler. Keloğlan konuşmak için yanına gelen herkesi kovar. Kedi, Köpek ve Ördek küsüp terk edince yalnız
kalan Keloğlan, balıklarla arkadaş olmak için dere kenarına gider. Ama kazayla dereye düşer. Yüzme bilmediği için derede çırpınır. Bunu gören Ördek, Kedi’ye haber verir. Kedi’nin yardıma çağırdığı Köpek, Keloğlan’ı kurtarır. Bu olaydan sonra Keloğlan onlara iyi davranır.

Mediha Yurttabir, hazırladığı Türkiye Çocuk Kitapları Kataloğu’nda (Ege Matbaası, Ankara, 1960, Önsöz) “1959 yılı başına kadar yayımlanan çocuk kitaplarından çocuk edebiyatı bakımından bir değer taşıyanlara” yer verir. Bu katalogda Fahrünnisa Elmalı’nın, daha sonra kısaca “Ders Bilgisi Yayınları” adını alacak olan “Bedri Edis Matbaası ve Neşriyat Yurdu Ders Bilgisi (Haftalık Öğrenci Dergileri) Yayınları” tarafından çıkarılan kitaplarına rastlarız. Bu yayınevi Elmalı’nın 1954-1955 yıllarında “Çocuk Hikâyeleri” başlığı altında sekiz kitabını “Birinci ve İkinci Sınıflar için Resimli Hikâyeler” başlığı altında da on altı kitabını
basar. Bu on altı kitap 1958 yılında, Ders Bilgisi Yayınları tarafından yeniden yayımlanacaktır.

“Birinci ve İkinci Sınıflar için Resimli Hikâyeler” serisi içinde yer alan Ayşecik, küçük harflerle yazılmış toplam sekiz sayfalık, yüz yedi sözcükten oluşan, eni 12 cm boyu ise 17 cm olan bir kitaptır. Resimlerin üzerinde sadece “Nejat” imzası yer aldığından ve
kitabın künyesinde, bu yıllarda basılan birçok kitapta olduğu gibi, ressamın ismine yer verilmediğinden şimdilik ressam hakkında başka bir bilgiye ulaşamıyoruz. Kitabın üzerinde basım tarihi yazmasa da “Çocuk Hikâyeleri” serisi içinde yer alan elimizdeki “Kulaksız” ve “Fatoş’un Kuzusu Keklikle Yavrusu” kitaplarının 1954 yılında basılmış olması, bu kitapların arkasındaki yayın listesinde Ayşecik’in de olduğu “Birinci ve İkinci Sınıflar için Resimli Hikâyeler”in isimlerine de yer verilmesi Ayşecik kitabını da 1954 yılına tarihlememizi sağlıyor.

Ayşecik’in oldukça basit bir öyküsü var. Ayşecik, su almak için kovalarıyla çeşme başına gelir. Yorgundur. Dinlenmek için çimenlerin üzerine uzanır. Gaklayıp kendisini rahatsız eden Karga’yı kovmak için çiçek atar. Karga Ayşecik’in kendisine taş attığını sanır ve korkup kaçar. Ayşecik’e bir ders vermek için topladığı arkadaşlarıyla kovaların içine saklanırlar. Ayşecik kalkıp su doldurmak için kovalarının yanına gelince hepsi bir anda kovadan havalanırlar. Bu kez korkan Ayşecik olur.

Birinci ve İkinci Sınıflar için Resimli Hikayeler serisinden ulaşabildiğim iki kitap, Ders Bilgisi Yayınlarından çıkan Küçük Arı Vız Vız ile Sarı Civciv kitapları resimkitap değil, büyük harflerle yazılmış on altı sayfalık resimli kitaplardır. Kitapların künyesinde yazmasa da bu kitapların basım yılı Mediha Yurttabir’in kataloğunda 1958 olarak geçmektedir. Yine aynı katalogdan bu kitapların Bedri Edis Matbaası ve Neşriyat Yurdu Ders Bilgisi (Haftalık Öğrenci Dergileri) Yayınları tarafından basılan sekiz sayfalık nüshalarının da olduğunu öğreniyoruz (s.101, s.140). Muhtemelen bu nüshalar da Ayşecik gibi 1954 yılında basılmış olmalıdır.

Küçük Arı Vız Vız ile Sarı Civciv kitaplarının da hikâyeleri oldukça basittir:

Küçük Arı Vız Vız, kıra çıkar. Karnı çok açtır. Çiçeklerden bal ister. Papatya, Menekşe, Gül, Sümbül ona ballarını vermek için yarışırlar. Vız Vız da peteğe döner. Üç arkadaşını çağırır. Dördü birlikte çiçeklere dağılırlar.

Hepsi de bol bol bal emerler. Çiçekler de sevinirler.

Sarı Civciv, kümesin etrafında gezerken bir tırtıla rastlar. Tırtılın yalvarmalarına kulak asmaz onu hemen yer. Sonra biraz
ileride bir solucan görür. Solucan “Beni yeme annem ağlar,” dese de aldırmaz. Onu da gagalayıp yutar. O sırada bir tekir kedi Sarı Civciv’in üzerine atlar. Civciv “Ne olur beni yeme,” diye ağlasa da Tekir aldırmaz. Bekir yetişip Tekir’i kovalar ve Civciv’i kurtarır. Bu ona ders olur, “Acımayana acımazlar,” der ve artık ot yemeğe karar verir.

Bedri Edis Matbaası ve Neşriyat Yurdu Ders Bilgisi (Haftalık Öğrenci Dergileri) Yayınları tarafından basılan “Birinci ve İkinci Sınıflar için Resimli Hikâyeler”in Ayşecik dışındaki kitaplarına henüz ulaşmadığımız için hangisinin resimkitap hangisinin resimli kitap olduğu konusunda şimdilik değerlendirme yapamıyoruz.

Büyük olasılıkla, burada değindiğimiz kitaplardan önce veya aynı dönemde basılmış henüz tespit edemediğimiz başka resimkitaplar da olabilir. Zaman içinde bunların ortaya çıkarılması Türkiye’de resimkitapların gelişimini ve çocuk kitapları içindeki yerini anlamamızı kolaylaştıracaktır.

 

Deve Yavrusu Çinçan Yazan: Fahrünnisa Elmalı, Resimleyen: Mıstık, Çocuk Kitapevi, İstanbul, Üçüncü Baskı, 1966, 40 Sayfa
Tavşan Hophop’un Tarlası
Yazan: Fahrünnisa Elmalı, Resimleyen: Mıstık, Çocuk Kitapevi, İstanbul, Birinci Baskı, 1961, 40 Sayfa
Tenbel Karakaçan
Yazan ve çizen: Mıstık, Çocuk Kitapevi, İstanbul, İkinci Baskı, 1965, 40 Sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Keloğlan
Yazan ve Resimleyen: Mıstık, Çocuk Kitapevi, İstanbul, İkinci Baskı, 1965, 40 Sayfa
Ayşecik
Yazan: Fahrünnisa Elmalı, Resimleyen: Nejat, Bedri Edis Matbaası ve Neşriyat Yurdu Ders Bilgisi
(Haftalık Öğrenci Dergileri) Yayınları No:24, Ressam Cahit Matbaası, İstanbul, 1954, 8 Sayfa
Küçük Arı Vız Vız
Yazan: Fahrünnisa Elmalı, Resimleyen: Nejat, Ders Bilgisi Yayınları No:19
Ders Bilgisi Matbaası, İstanbul, 1958, 16 Sayfa
Sarı Civciv
Yazan: Fahrünnisa Elmalı, Resimleyen: Nejat, Ders Bilgisi Yayınları No:18
Ders Bilgisi Matbaası, İstanbul, 1958, 16 Sayfa
Show More