İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Öğretmen Yazar Hakkı Ercan

Hakkı Ercan ister dünya masallarından uyarlasın isterse kendi yazdıkları olsun hikâyelerini, ahlaki değerleri okuyucunun gözüne soka soka, metnin tutarlılığını gözetmeden, kahramanların davranışlarının sonucunun ödüle veya cezaya çıktığı bir kurgu içinde anlatır.

Yazan: Doğan Gündüz

Maarif Vekaleti Tebliğler Dergisi’nin 13 Şubat 1956 tarihli 890. Sayısında Maarif Vekili yardımcısının imzasıyla yayımlanmış bir tavsiye kararı yer almaktadır: “Hakkı Ercan tarafından yazılan ve Rafet Zaimler Yayınevi vasıtasıyla yayımlanan ‘Emir Getiren Süvari’ adlı eser incelenmiş, İlk ve Ortaokullara tavsiye edilebileceği sonucuna varılmıştır. ‘Maarif Vekaleti Yayınevlerinden’ ve ‘Rafet Zaimler Yayınevi Ankara Caddesi No:47/1 Kat:3 İstanbul’ adresinden 15 kuruş karşılığında temin edilebilecek olan bu kitabın ilgililere duyurulmasını rica ederim.”

Anne babası Rumeli Üsküp eşrafından olan Rafet Zaimler (ö.2001), kendi adına kurduğu yayıneviyle 1930’lı yılların sonlarından 1980’li yılların ortalarına kadar yarım asır boyunca Babıali’de hizmet vermiştir. İlk, orta ve lise öğrencilerine yönelik edebiyat, tarih, biyografi ve yardımcı ders kitapları, yayınevinin bastığı kitaplar içinde önemli bir yer kaplar. Bunların bir kısmı yerli yazarlar tarafından yazılmış bir kısmı da diğer dillerden çevrilmiştir. Comtesse de Segur, Luisa M. Alcott, Hector Malot, Vasfi Mahir Kocatürk, Enver Benhan Şapolyo, Ömer Seyfettin, Daniel Defoe, Gülten Dayıoğlu yayınevinin kitaplarını bastığı yazarların bazılarıdır.

Rafet Zaimler Yayınevinden en fazla kitabı yayımlanan yazarlardan biri de öğretmen Hakkı Ercan’dır. Öğretmen olması dışında biyografik bilgisine ulaşamadığımız Hakkı Ercan’ın Türkiye Çocuk Kitapları Kataloğu’nda (Mediha Yurttabir, Ege Matbaası, Ankara, 1960) belirtilen en erken tarihli kitabının Rafet Zaimler Yayınevinin 1954 yılında bastığı Işıklı Durak olduğunu görüyoruz. Aynı yıl aynı yayınevinin “Edebi Çocuk Kitapları Serisi”nden çıkan Resimli Nasrettin Hoca yazarın bir diğer kitabıdır. 1955 yılında Özyürek Yayınevinden 60 Türk Büyüğü ve Altmış Dünya Büyüğü olmak üzere, ünlü tarihi karakterlerin kısa biyografilerine yer verilen iki kitabı ile birlikte Rafet Zaimler Yayınevinden Gümüş Balta adlı bir kitabı daha yayımlanır. Bu arada çeviriler de yapar Hakkı Ercan. İlk çeviri kitabı Annesini Kurtaran Kahraman Çocuk, 1957 yılında Bakış Mecmuası Çocuk Romanı serisinin ilk kitabı olarak basılır. Bu kitabı 1958’de Rafet Zaimler Yayınevinden çıkan Adsız Kahraman, Esrarlı Ayna, Küçük Vatansever, Sardunyalı Küçük Kahraman çeviri kitapları izler.

1958 yılı Hakkı Ercan’ın en çok kitabının yayımlandığı yıldır: Altın Irmak, Beş Kuruşun Başından Geçenler, Bir Zenginin Kızı, Boncuk Cüce, Buz Dağlarında, Deniz Canavarı, Denize Gömülen Çocuk, Evdeki Altınlar, Fedakâr Bobi, Filin Hediyesi, Gemicinin Masalı, Girilmeyen Oda, Gizli Tezgâh, Hain Karga, Haylazlığın Sonu, İki Demet Çiçek, İnci Sultan, İndeki Hazine, Kuyudaki At, Küçük Çoban, Nilüferin Sırma Saçları, Öksüz Nuray, Sarayda Üç Gece, Son Hediye, Unutulmayan İyilik, Yakut Yüzük, Yedi Pınar, 23 Nisan, Yoldaki Atlı kitaplarının hepsi Rafet Zaimler Yayınevi tarafından basılır.

1962’de, Yerli Malı ve Tutum Haftası kitabı yine Rafet Zaimler’den; Kahraman Türk Denizcileri ile Ormana Kaçırılan İki Kardeş kitapları ise Işıl Kitapevi’nden çıkar. 1963’te Şatonun Bekçisi, 1964’te Çamaşırcının Kızı ile Esrarlı Ayna kitapları, 1965’te ise Paşanın Bekçisi ile Küçük Maymun kitaplarının yayımcısı Rafet Zaimler Yayınevidir. Bunların haricinde basım tarihlerini tespit edemediğimiz Gölün İncileri, Ormandaki Baskın, Bir Türk Kahramanı kitapları da Rafet Zaimler’in bastığı kitaplardır.

Öğretmen yazar Hakkı Ercan’ın 1950’li yılların ortalarından 1960’lı yılların ortalarına kadar çocuklar için kitap yazmaya yoğun bir çaba harcadığını ardı ardına yayımlanan ve birçok baskısı yapılan eserlerinden görmek mümkün. Ancak 1965 yılından sonra yeni bir kitabının olmamasının, yazarın artık hayatta olmamasından mı yoksa çocuk kitabı yazmaktan vazgeçmesinden mi kaynaklandığını bilemiyoruz.

Özyürek Yayınevi’nden 1955’te çıkan 60 Türk Büyüğü kitabının girişinde Ercan, “Önsöz” bölümünde “Kitabın hazırlanmasında faydalandığım kaynaklar” başlığı altında kaynaklarını tek tek belirtir. Ancak herhangi bir kaynaktan yararlanmadan yazamayacağı Altmış Dünya Büyüğü kitabında ise hiçbir kaynak belirtmez. Benzer şekilde bazılarını çeşitli dünya masallarından uyarlayarak yazdığı ilk okuma kitaplarında da bu masalı hangi kitaptan aldığına, hangi masaldan uyarladığına ilişkin herhangi bir bilgi yoktur. Ayrıca kitaplarındaki resimleri çizen ressamın kim olduğuna dair ne bir isim ne de bir imza yer alır.

Ercan’ın yazdığı kitapların çoğu yalnızca kaynakları açısından değil içerik ve kullanılan görsellerin hikâyeyle tutarlılığı açısından da sorunludur: 60 Türk Büyüğü kitabında yer verdikleri padişahlar, vezirler, denizciler, müzisyenler, şair ve yazarlardan oluşan altmış kişilik bir erkekler topluluğudur. Bu büyükler arasına girebilecek Şair Nigâr, Fatma Aliye, Nezihe Muhiddin, Halide Edip gibi kadınların en azından birinin olsun adı geçmez.  Altmış Dünya Büyüğü’nde de durum farklı değildir. Yazarlar, felsefeciler, komutanlar, bilim insanları, müzisyenler, doktorlar arasında tek bir kadın bulunmaz.

1962’de çıkan Kahraman Türk Denizcileri’nin girişindeki “Bu kitap, özel bir komisyonca seçilmiş ve Talim Terbiye Dairesince de uygun bulunarak Türk-Amerikan işbirliği sonucunda özellikle okul kitaplığınız için satın alınmıştır,” notu ilgi çekicidir. Ercan’ın önsözünde “Şanlı menkıbelerini ve hal tercümelerini bir araya topladığımız kahramanların adları üzerinde ayrı ayrı durmak istiyoruz, dediği kahramanların tamamı da Osmanlı Donanması denizcilerdir.

Hakkı Ercan ister dünya masallarından uyarlasın isterse kendi yazdıkları olsun hikâyelerini, ahlaki değerleri okuyucunun gözüne soka soka, metnin tutarlılığını gözetmeden, kahramanların davranışlarının sonucunun ödüle veya cezaya çıktığı bir kurgu içinde anlatır.

Bu metinlerin çoğunda şaşırtıcı olmayan ise klasik masal anlatılarında olduğu gibi kahramanın genelde erkek çocuk/genç olması ve kahramanlığının, dürüstlüğünün, çalışkanlığının, cesaretinin, başarısının veya sabrının karşılığında aldığı ödülün zengin padişahın ya da kralın güzel kızıyla evlenmek olmasıdır.

Hindistana Giden Şehzade’de avlanmak için Hindistan’a giden Orta Asya hükümdarlarından birinin oğlu, orada siyah bir kaplan avlar. Onun bu kahramanlığını gören kılavuzu güzel kızıyla şehzadenin evlenmesine izin verir.

Kaybolan Gerdanlık’ta güzellik ve iyilik bir gerdanlık üzerinden kıyaslanır. İhtiyar, uzun sakallı bir adamın yardımcı olmak için kendilerine sunduğu hediyeler içinden, güzel olmayı önemseyen Leyla güzelliğini artıracak elmas gerdanlığı alır: iyi huylu kardeşi Necla da ihtiyacı olan her şeyi temin edecek yüzüğü seçer.  Ama Leyla gerdanlığını kaybedince güzelliği de silinip gider, Necla’ya sığınmak zorunda kalır.

Gizli Tezgâh, Grimm Kardeşlerin derlediği “Uyuyan Güzel” masalının bir uyarlamasıdır. İhtiyar bir adam hükümdarın on beş yaşındaki kızının eline bir tezgâh iğnesi batacağını ve uyku hastalığına yakalanacağını söyler. Hükümdar bütün tezgâhları ortadan kaldırsa da kızı bir gün sarayın bahçesinde, hizmetçilerin oturduğu konakta dolaşırken eline iğne batar ve uykuya dalar. Kızı kurtaran yine, gizli tezgâhı bulup yakan ihtiyar adam olur.

Girilmeyen Oda, Amerikan masallarından “Yasak Oda”nın uyarlamasıdır. Kapı kapı dolaşan bir sihirbaz, dilenci güzel kızları yakalayarak sarayına götürür. Ertesi sabah saraydan ayrılırken kızın bir eline içeri girmesini yasakladığı bir odanın anahtarını diğerine de bir yumurta verir. Kız merakına yenik düşüp yasak odanın kapısını açınca daha önce oraya hapsedilmiş perişan hâldeki diğer kızlarla karşılaşır ve dehşete kapılıp elindeki yumurtayı düşürür. Sihirbaz saraya döndüğünde yumurtadaki değişikliği görünce sözünü dinlemeyen kızı diğerlerinin yanına, yasak odaya kilitler. Sihirbazın kurduğu tuzağın farkına varan akıllı bir kız, sihirbazı kandırır ve iki kardeşiyle birlikte diğer kızları da kurtarır.

Yaz Tatili, Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmında yatılı okuyan Naci Eğilmez’in hikâyesidir. Çalışkan ve sorumluluklarının bilincinde olan Naci’ye babası sınıfı birincilikle bitirirse onu Sivas ve Samsun’a götüreceğini söyler. Naci çalışır ve sınıfını birincilikle geçer. Böylece Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da ayak bastığı Samsun’u ve istiklal savaşından önce Sivas Kongresi’nin toplandığı liseyi görür.

Çamaşırcının Kızı da Altın Saat (bkz. Düşümü Yapılmıştır, Doğan Gündüz, İyi Kitap Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi, Eylül 2021, Sayı 136, s.43) ve Yaz Tatili gibi Hakkı Ercan’ın kendi yazdığı hikâyelerden biridir. Yoksul çamaşırcının tembel kızı annesi hastalanınca tembel olmaktan vazgeçer ve çalışkan olmaya karar verir. Çalışmaya başladıktan sonra ne tesadüf Amerika’daki dayısından da maddi yardım gelir. Böylece çalışkan olmak dolaylı olarak ödüllendirilmiş olur.

Kurnaz Balıkçı’da bir balıkçı, prense sattığı iri bir balık için söz oyunlarıyla yüklü miktarda bahşişler koparır. Prenses, prensi balıkçıya kaptırdığı paraları geri alması için uyarsa da prens her girişiminde balıkçıya kanar ve yeniden bahşiş vermek zorunda kalır. Şansına, aşçısı pişirmek için balığın karnını yardığında içinden inci ve elmaslar dökülür. Prens de verdiği paraların karşılığını almış olur.

Sarayda Üç Gece’de ise kimsesiz Aycan şehrin dışında eski bir sarayın yıkıntıları arasında geceler. Orada geceleri üzerine çullanan dört adamın saldırılarına karşı koyarak sabahlar. Üç geceyi korkmadan geçirince, padişahın kızı hain adamların elinden kurtulur ve padişah da Aycan’ı damatlığa kabul eder.

Hakkı Ercan’ın kitapları her ne kadar dili, kurgusu, vermek istediği mesajlar ve kullanılan görseller açısından sorunlu olsa da yayınlandıkları dönemde çocuk kitaplarına yaklaşımın nasıl olduğunu göstermesi açısından değerlidir.

 

 

 

 

 

 

 

Show More