İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Tok karnına okuyunuz

Matilda Teyzenin Mükemmel Nükleer Yemek Tarifleri, kitabın kendi yazılış sürecini hikâye etmesiyle bir üst kurmaca özelliği taşıyor.

Yazan: Sanem Erdem

Sağlıklı gıdalara ulaşmak bir yana, gıdaya ulaşmanın zorlaştığı günlerden geçiyoruz. Kafada hesap makinesiyle alışverişe çıkıyor, farklı farklı dükkânlardan fiyatları karşılaştırarak en uygun ürünleri almaya çalışıyoruz. Aldıklarımızın tadı, çocukluğumuzdan anısı kalan o lezzetin civarından bile geçmeyince aynı anda hem öfkeye kapılıyor hem de bunu bulabildiğimize şükrediyoruz; ardından buna bile şükredecek hâle geldiğimiz için tekrar öfkeleniyoruz. En azından benim cephede durum bu, yalnız olduğumu da hiç sanmıyorum. Bu süreçte sahip olduklarımızın değerini bilmek, israf etmemek gibi önemli dersler aldığımı; zorluklara, belirsizliklere çözüm bularak hayatta kalma becerilerimi geliştirdiğimi görmek hoşuma gitmiyor değil ama her şerde bir hayır vardır desem bile olmuyor. Bu yüzden insanların temiz gıdaya erişim hakkını savunan bir çocuk kitabını bile, kafamda belirip duran hesap makinesinin eşliğinde okuduğumu itiraf ederek, kitabın ekolojik mesajına ekonomik bir yorumla katkıda bulunmak istiyorum.

Yemek tarifleri ile kurmacanın birleştiği bir kitap olan Matilda Teyzenin Mükemmel Nükleer Yemek Tarifleri’ni, yemek tariflerinin etrafında kurgulanan bir roman olarak tanımlamak mümkün. Şener Şükrü Yiğitler’in hikâyesi ve resimlerinden, Emine Hacer Yiğitler’in ise tariflerinden sorumlu olduğu bu “ikisi bir arada” kitap, on bir bölümden ve on yemek tarifinden oluşuyor. Hikâye, küçük bir sahil kasabasında, lezzetli yemekleri ve titizliğiyle tanınan Matilda Teyze’nin mutfağında başlıyor. Bir gün mutfağında komşularını besleyen Matilda Teyze, ikisi de yazar olan çiftten çocuklar için bir yemek kitabı yazmalarını istiyor. Bunun üzerine hikâyenin anlatıcısı olan yazar ve eşi, Matilda Teyze’nin ailesinden kalan yemek tariflerini seçip bu kitabı yazmaya koyuldukları sırada kasabalarına gelen devler huzurlarını kaçırıyor. Devlerden biri, büyüdüğü evin tarhana kokusunun izini sürerken Matilda Teyze’nin o düzenli mutfağını darmadağın eden iri yarı Osman Bey. Öbür dev ise kasabadakilerin bir kısmının heyecanla, bir kısmının da korkuyla karşıladıkları nükleer santral. Matilda Teyze’nin sofrasının müdavimi olan çocuklarla birlikte yemekler yapılıp yeniyor, atalık tohumlardan perma kültür bahçeleri oluşturuluyor, organik gıdalar yetiştiriliyor; bu değişiklikleri önce bağrına basan halk, sonradan Matilda Teyze ve Osman Bey için cadı avına çıkıyor ve bu hareketli kurguda her bölümün sonu bir yemek tarifi ile bağlanıyor.

Çocukların sevecekleri tarifler seçilmiş kitap için. “Sebzeli Omlet”, “Minik Kare Pizzalar”, “Havuçlu Toplar”, “Kukuriku Sandviç”, “Orman Cücesi Sütlacı” gibi esprili isimler altından toplanan tarifler, çocukların yetişkinlerden yardım alabileceği şekilde, fazla detaya girmeden hazırlanmış. (Yemek yapmaya yeni başlayan yetişkinler -benim gibi- daha fazla bilgiye ihtiyaç duyabilir.) Kitabın kurmaca kısmını oluşturan bölümler ile tarifler birbirleriyle uyum içinde düzenlenmiş; yılbaşında kar tanelerine benzeyen patlamış mısırlar ya da bozuk sebzelerin pis kokular saçtığı zaman mis kokulu vişne reçeli gibi. 

Matilda Teyzenin Mükemmel Nükleer Yemek Tarifleri, kitabın kendi yazılış sürecini hikâye etmesiyle bir üst kurmaca özelliği taşıyor. Arka kapakta kitabın şakacı ve sürprizli bir tarza sahip olduğu belirtilmiş. Bu sürprizlere, isimsiz anlatıcı rolündeki yazarın iç sesiyle kurduğu cümleyi, Matilda Teyze’nin duymuş gibi düzeltmesini ya da gerçekçi ilerleyen kurguda nükleer santral kulesinden çiçeklerin fışkırıp etrafa saçılmasını ya da Matilda Teyze’nin karavanına Osman Bey’in bisikletiyle eşlik etmesini örnek verebiliriz. Ancak bu hareketlilik, birbirleriyle uyum sağlamayan çok fazla malzemenin kullanıldığı, bu yüzden lezzetli malzemelerinin tadını tek tek seçemediğimiz bir yemek tadı veriyor. Yazar da Matilda Teyze üzerinden kendini eleştirerek okuru kendi tarzına hazırlıyor zaten: “Neden sürekli konudan konuya atlıyorsunuz? Neden öykülerinizde hep telaş içindeymişsiniz gibi bir hâliniz var?” Hem bu hareketlilik hem de hikâyenin ana gidişatıyla uyum içinde olmayan sürprizler yüzünden, her ne kadar esprili ve akıcı bir dil kullanılmış olsa da ilgiyi korumak zor. Şener Şükrü Yiğitler’in elinden çıkan siyah beyaz çizimlerin niteliği ise tutarsız; Osman Bey’in ya da Matilda Hanım’ın sade ve sevimli tasvirlerinin yanında, çocukların tasvirleri son anda, alelacele yapılmış havası taşıyor. Ancak kitabın, bu tür sorunlara rağmen, içinde pişen yemeklerle okuru mutfağa sokma amacında başarılı olduğunu söylemem gerek, bu yüzden tok karnına okumanızı tavsiye ederim. 

Matilda Teyzenin Mükemmel Nükleer Yemek Tarifleri
Şener Şükrü Yiğitler
Emine Hacer Yiğitler
Resimleyen: Şener Şükrü Yiğitler
Editör: Demet Uyar
Elma Yayınları, 152 sayfa
Show More