İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Meraklandıran ve gülümseten kıvrak denemeler: Aklımda Tuhaf Sorular

“Çocuklar denemenin onlara çok benzediğini fark etsin. Önceden hesap kitap yapmadan pat diye sorularını sorabilmenin keyfini yaşasın,” demiş Mavisel Yener. İşte okuru, bu ipucundaki gibi tatlı bir sohbet bekliyor.

Salyangozlarla insanların ortak özelliği ne olabilir dersiniz? Hiç kendinizi sokak isimlerinin hikâyelerine kaptırdığınız oldu mu? Yardım istemekte neden zorlanmaya meyilliyiz? Peki ya, sanal kentler veya her koşulda yaşayabilen canlılar üstüne hiç düşündünüz mü? Her gün aklımızdan saçma ya da mantıklı onlarca düşünce ve soru cümlesi geçiyor. Hepsini bir kenara not etsek konuşup tartışacak ya da gülüşecek neler neler çıkar ortaya. Kim bilir, belki böylece “yazılı bir sohbet”, dile gelir, bünyesine yeni sohbet konuları dâhil eder, akar gider.

Mavisel Yener’in Çocuklar İçin Denemeler alt başlığıyla Tudem Yayınları tarafından yayımlanan Aklımda Tuhaf Sorular adlı kitabı, türün amacına sadık kalarak sohbet havasında ilerleyen denemelerden oluşuyor. Mavi Zamanlar, Sonsuzluk Kütüphanesi romanları, “Kayıp Kitaplıktaki İskelet” serisi ve öyküleriyle tanıdığımız Yener, bu kez sadece çocuk ve gençlik edebiyatında değil, genel olarak edebi eserlerde daha seyrek karşımıza çıkan “deneme” türünün varlığına dikkat çekmek amacıyla kaleme sarılıyor. Ama buradaki “amaç” ifadesi korkutmasın, asık suratlı, öğretici olma kaygısı taşıyan metinler değil bunlar. Bilakis, Yener’in kitabın önsözünde, edebiyatımızda deneme alanında çokça eser vermiş felsefe profesörü ve yazar Nermi Uygur’a atıfta bulunarak belirttiği gibi “delidolu ciddilik” tadında kısa yazılar.

Yener, çocukların tuhaf ama haklı meraklarının izinden giderek serbestçe dolanıyor konuların etrafında ve aslında yetişkin birinin kendi içindeki özgür düşünmek isteyen; çevresine, dünyaya yargısızca bakmaya çabalayan tarafına da dokunuyor. “Neyi, niçin, nasıl korumalıyız, sorusunun yanıtını bulup gerekeni yapacağız; iyimserim, umutluyum. Birazdan tepelerden kekik toplamaya gideceğim,” diye yazıyor sanal kentlere ve insanın yaşadığı her yere kendinden renkler, izler bıraktığının somut örnekleri olan sokak isimlerine değindiği denemesinde.

Çocukların güncel dünyasını kuşatan güncel konulara eğilmesi özellikle dikkat çekiyor. Gelecekte en çok iletişim kuracağımız sesin, belki de yapay zekâdan oluşan şahsi asistanımız olacağını söylüyor yazar ve sahici yahut sahte ihtiyaçlarımız hakkında bir soru bırakıyor okura, üzerine düşünmesi için. 2020’de uzay tuvaleti yarışması açan NASA’dan yola çıkarak, uzaya gönderilen hayvanlardan, her koşulda canlı kalmayı başaran minyatür canlılara, “su ayısı” da denilen tardigradlara değiniyor sonra. Kısacık metnin insanı bir Google araması yapıp daha fazlasını öğrenmek istemesine teşvik etmemesi imkânsız; ister “Astronotlar uzayda ihtiyaçlarını nasıl gideriyorlar?” sorusu için olsun, isterse tardigradlara yönelik daha kapsamlı bir araştırma için olsun. Teknolojiyle birlikte dilimize giren “bi tık” mevzusu var bir de; bu kullanımdan kendini sakınabilen oldu mu günümüzde?

“Okulda öğretilmez aynada kendi
gözlerinin içine bakmak”

Yazar, kesin hükümlere varma kaygısı gütmeden, bazılarını “siz bu konuda ne dersiniz?” benzeri bir yaklaşımla ele aldığı metinlerinde teknolojinin yanında kültür, tarih, doğa ve edebiyata da uzanıyor. İnsan ilişkilerine, duygulara, kültürel alışkanlıklara, ince ayrıntılara dikkat kesilmeye, doğayı izlemeye dayalı, yer yer tebessüm ettiren yer yer bilgilendirici notlar aktarıyor.  Örneğin kültürümüzde, “Nehir Kenarlarına Söğüt Diken”, “Kitapları Tamir Eden, Leylekleri Koruyan” gibi vakıfların olduğunu biliyor muydunuz? “Derdini Söylemeyen…” adlı denemede yer alan bu bilginin ardından, yazarın “Osmanlı zamanındaki bankamatikler” diye muzipçe tabir ettiği sadaka taşı ve incelikleri yitirmeden yapılan yardımlaşma geleneğine dair fikrimiz de oluyor. “Okulda Öğretilmeyenler Listesi” ise çokça sevgiye dair. Başta kendini, sonra diğerlerini, hayvanları, çevreyi sevmeye ve tanımaya ilişkin: “Yaşadıkça öğreneceğin ne çok şey var,” diyor yazar, somut becerilere, bilgilere işaret ederken: “Öğretilmez okulda hiçbirimize: Çay demleme. Bisiklete binme. Ne zaman toplanır vişne?” Ve biraz içimizi hüzünle kaplayacak (yani yetişkinlerin içini) sorularıyla devam ediyor: “Kırılan kalpler nasıl onarılacak? Umutlar nerede çoğalacak? Okulda öğretilmez aynada kendi gözlerinin içine bakmak.”

Yener, deneme kitabını yayımlamaya hazırlanırken şunu istemiş: “Çocuklar denemenin onlara çok benzediğini fark etsin. Önceden hesap kitap yapmadan pat diye sorularını sorabilmenin keyfini yaşasın.” Çocukların bir cümlenin, akıllarına düşen bir sorunun ya da okurken hissettikleri bir duygunun peşine takılıp daha fazlasını öğrenmeye heyecan duyacakları, özgürce düşünmelerinin, hayal etmelerinin önünü açacak denemeler kaleme almış. Belki başka denemeler okumak için meraklanacaklar ya da kendileri yazmak için heyecan duyacaklar. Unutmadan; mutfağa meraklı çocuklara kitabın sonunda bir de sürpriz var.

Aklımda Tuhaf Sorular
Mavisel Yener
Resimleyen: Kaan Kayhan Atik
Editör: Hülya Dayan
Tudem Yayınları, 80 sayfa
Show More