İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çizgi Roman Sanatı Etrafında Dönen Derin Tartışmalar – 8

Kaldığımız yerden devam ediyoruz

“Grafik roman çizgi roman değildir” savını oluşturan iddialara yanıt yazmaya, açıklama getirmeye devam ediyoruz bu sayıda. Bir önceki sayıda dizi çizgi romanların tümünün “çocuk işi” olmadığını görmüştük. Şimdi sırada şu “Çizgi roman edebiyattan çok şey aldı,” iddiası var.

“ÇİZGİ ROMAN EDEBİYATTAN ÇOK ŞEY ALDI” MI?

Evet, grafik roman türünün isminde “roman” terimi geçiyor ama takdir edersiniz ki bu onu edebiyatın bir parçası yapmaz. Grafik roman, çizgi roman ana başlığı altında yer alan bir türün adıdır ve üretim şekli klasik çizgi roman şablonudur. Yani bir yazar senaryo kaleme alır ve bir çizer o senaryoyu çizgilere aktarır. Veya senaryo da çizgi de tek becerikli sanatçının elinden çıkar.

Ortada edebiyata yakın tek şey vardır o da yazılı senaryo kısmıdır. Edebî bir metin olarak yaklaşırsak çizgi roman senaryosuna bir alt tür olarak bakabiliriz. Ortaya çıkan çizgi roman ise ortak iki farklı disiplinden izler taşıdığından ancak bir sinema filmi veya sahnede sergilenen bir tiyatro oyunu kadar edebiyattır. Çizgi romanı edebiyata yaklaştırmaya çalışmak bu bağlamda son derece zorlamadır.

Kaldı ki çizgi roman üretimi senaryo üzerinden gerçekleştiğinden özünde daha çok dramatik bir metin olma özelliği taşır. Yani çizgi roman senaryosu bir tür yönlendirici metindir ve bir uygulayıcıya (yönetmen, çizer, oyuncu…) yol göstermek ve başka bir alanda canlandırılmak üzere kaleme alınır. Bu bakımdan da düz edebiyattan çok tiyatroyla sinemaya yakındır.

Sinemayla bir başka yakınlaşma da bağımsız sinemacıların yaşadığı sıkıntıdır. Bildiğimiz üzere büyük kitlelere kapılarını açan sinema salonları veya televizyon kanalları belirli kurallara uyan ve beklentilere yanıt veren işlere yer vermeyi seçerler. Özgün, farklı içerik ve teknikleri barındıran işler buralarda yer bulamaz. Bu nedenden ötürü “bağımsız sinema festivalleri” ve özel gösterim yapan butik sinema salonlarında ve TV platformlarında yer bulurlar ancak.

Grafik roman üreten sanatçıların izledikleri yol benzerdir. Ana akım içinde yer bulamadıklarından alternatif yayıncılarla çalışırlar. Ancak bu, ülkemiz için hepten geçerli bir kural değildir çünkü süper kahramanlı dizileri basan yayıncılarımız, onlarca grafik roman da basmıştır. Bu saate kadar kimsenin aklına grafik romanla çizgi romanı ayırmak gelmemiştir.   

Birçok ABD’li kaynakta da dile getirilen diğer bir sorun, grafik romanın sayfa sayısıyla ilgilidir. ABD comics ana akımı, çizgi romanı çoğunlukla fasikül şeklinde basmaktadır. Bu, comics ekolünün bir tür alametifarikasıdır. İtalyan çizgi romanı 96, Fransız çizgi romanı 48, Japon çizgi romanı ortalama 200, ABD çizgi romanı fasikülü ise reklamlarla 32 sayfadır. Görüldüğü gibi ABD dışındaki ülkelerde sayfa sorunu yoktur. Sanatçılar tıpkı bağımsız sinemada olduğu gibi uzun sekanslar, sözsüz sahneler, durağan görüntüler çizebilmektedirler. Buna karşın ABD’de ana akımın klasik fasikül formatı dışına çıkmada sorun yaşanmış gibidir. Ancak bağımsız sanatçılarının mücadeleleriyle Marvel Comics’in girişimleri sonucu grafik roman türü kabul gördükten sonra ana akım yayıncıları bu formatı daha sık kullanır olmuşlar. Ama tekrar ediyorum, bu asla bizim sorunumuz olmadı.

Çünkü ülkemizde ana akım çizgi roman türü, mizah çizgi romanıdır. Biz, yerel sanatçıların ürettiği “alternatif comics” alt yapılı eserlerine aşina ve alışığız. Üstelik başı sonu bir arada olan Fransız albümlerinden de bu okuma biçimini tanıyoruz. İçerik olarak da biyografik, fantastik, gerçekçi, dışavurumcu, siyasi, bilimkurgu, mizahi, erotik, pornografik, bilgilendirici her içeriğe tanık olduk. Bugün, çizgi romandan suni bir kampanyayla ayrı tutulmak istenen grafik roman, zaten ülkemiz çizgi roman okurlarının bir parçasıdır.

GRAFİK ROMANA EDEBİYAT ÖDÜLÜ

Bu gerçeklerden uzak bir bakış açısıyla Levent Cantek ısrarla yurt dışındaki bazı ödülleri gündeme taşıyarak, ülkemizde de grafik roman yazarlarına edebiyat ödülü verilmesi gerektiğini dile getirmektedir. Bu noktada aklıma takılan soru, herhangi bir seçici kurulun neye oy vermesini beklediğidir.

Grafik romanın üretim modeli yukarıda (ve dünyadaki hemen hemen her tür çizgi roman senaryo tekniğine yer vererek kaleme aldığım Önce Yazı Sonra Çizgi: Çizgi Roman Senaryosu kitabımda) dile getirdiğim gibidir. Çizgi roman yazarı bir senaryo yazar ve bir çizer bunu çizgiye uyarlar. Bu durumda edebiyat ödülü seçici kurulu neye ödül verecek? Yazılı senaryo metnine mi, uygulamalı çizgi romana mı? Yazılı senaryoya ise sorun yok. Edebî bir metin değerlendirilmiş olur. Ancak çizgiye uyarlanmış hâlini değerlendireceklerse o zaman vizyona giren sinema filmine, ekrandaki diziye, sahnedeki oyuna da ödül verebilirler pekâlâ. Demem o ki çizgi romanın hiçbir türünün, başka bir sanatın şemsiyesi altında değerlendirilmesini doğru görmüyorum. İlla bir ödül olacaksa bu kaliteli ve özel bir çizgi roman ödülü olmalıdır.

EDEBİYAT DÜNYASININ ÇİZGİ ROMANA BAKIŞI

Grafik romanı edebiyata yakınlaştırmak isteyenlere inat, edebiyat dünyası bu ayrımı çok uzun zamandır yapmış görünüyor. Kitap tanıtım eklerinde ve edebiyat dergilerinde uzun zamandır tüm çizgi roman okurları için “izleyici” ibaresi kullanılıyor. Ardışık bir şekilde akan karelerden oluşan resimli hikâyenin alımlayıcılarını tıpkı sinema veya tiyatroda olduğu gibi izleyici olarak yorumluyor edebiyatçılar. Edebiyat dünyası, çizgi romanın alt türü grafik romanı kendi parçası olarak görmezken bu konuda ısrarcı olmak ne derece anlamlı olur bilemiyorum. Bence çizgi romanın ölçütlerini tartışıp başka sanat dallarına yakınlaşmamak en doğru hareket olacaktır.

GRAFİK ROMAN PEK BİR “AYRIKSI”

Grafik romanı “ayrıksı” içeriğe sahip olarak tanımlayan Levent Cantek, onu bu sebeple çizgi romandan ayrı tutmaktadır. Oysa ayrıksı dediği şey ana akıma karşı durmak ve kendine (alışılmış kalıplara uymamakla birlikte) pazar aramaktır o kadar. Son iki yazımda da belirttiğim gibi çizgi roman üst başlığı altında yer alan türler vardır, grafik roman onlardan biridir ve her tür içinde her konu her yaş grubuna hitap edecek şekilde ele alınabilmektedir.

Grafik romanı çizgi romandan ayırmak, bu bağlamda popüler sinemadan ayrı duran filmleri sinema dışında, avangart tiyatro oyunlarını klasik tiyatroya uymadığından tiyatro dışında, kurgusuz romanları da edebiyat dışında göstermeye çalışmak gibidir.

“RAY BRADBURY İKİLEMİ”

Çok havalı duran bu kavramın mucidi benim. Levent Cantek gibi bazı çizgi roman araştırmacılarının içine düştükleri yanılgıyı tanımlamak için kullanıyorum. Nedir “Ray Bradbury İkilemi”?

“Ray Bradbury İkilemi” bilimkurgunun en usta kalemlerinden Ray Bradbury’nin çizgi roman karşısında yaşadığı duruşa göndermedir. Şöyle ki, 1950’li yıllarda usta yazarın 30 kadar öyküsü EC Comics tarafından çizgi romana uyarlanmıştır. Yazarın buna karşı çıkmadığı biliniyor. Ancak yazarın ikilemi, 1953 yılında kaleme aldığı Fahrenheit 451 romanında ortaya çıkıyor. Bradbury, bu eserde sanat eserlerinin imha edilişini ele almaktadır. Romana göre bunun başlangıcı edebiyat klasiklerinin çizgi romana dönüştürülerek değer kaybettirilmesidir. Oysa çizgi roman edebî eserlere değer kaybettirmez. Zaten yazar aslında çizgi romana da karşı değildir.

Bunu da 2009 yılında, Fahrenheit 451 romanı Tim Hamilton tarafından grafik romana uyarlandığında, Ray Bradbury’nin gösterişli bir önsöz yazdığına şahit olduğumuzdan biliyoruz. Bu “ne serden geçerim ne yardan” tarzı, çizgi romanla iç içe olmak ama edebiyatla anılmaya çabalama gayretini, o yüzden “Ray Bradbury İkilemi” olarak adlandırmayı uygun buluyorum.

Levent Cantek’in çizgi romanla ilgili tartışılmayan onlarca belirsiz konu karşısında takındığı tavrın, bir bakıma bu ikilemle açıklanabileceğine inanıyorum. Sonuç olarak Levent Cantek daha çok kendi belirlediği normlardaki bir grafik roman anlayışıyla anılmak istese de hor gördüğü ve önemsiz bulduğu çizgi romandan uzak kalmadığı bilinen, üretken bir yazardır. Öte yandan, söz gelimi onlarla anılmak istemediği için, çizgi romanlar ve grafik romanlar kaleme alıp mahlas kullanan bir edebiyatçı yazarımız bile var ki “Ray Bradbury İkilemi” bu nedenle yaşananları oldukça net açıklamaktadır.

DÜNYA GENELİNDE… YOK, ABD GENELİNDE KAFA KARIŞIKLIĞI

Grafik romanın tanımı, biçimi, dizi ve tek sayılık (one shot) çizgi romanlarla farkları, içerikleri konusunda ayrıntılı ve kesinleşmiş bilgilere ulaşamıyoruz. Hâlen her kafadan bir ses çıkması aşamasındayız.

Özellikle grafik romanı içeriklerine göre sınıflandırmada ortalığın toz duman olduğunu görüyoruz. Yetişkine hitap eden her konuyu sınıflayan da var, çocuk için üretilenleri kapsam dışında bırakan ya da bırakmayan da var. 75 fasiküllük “Sandman”i kapkalın bir grafik roman olarak gören de var, mangayı sayfa sayısından dolayı grafik roman sayan da… Kafalar karışık özetle.

SONUÇ

Son kez yinelemek istiyorum görüşümü: Grafik roman, çizgi roman üst başlığının altında yer alan bir türdür. Başı sonu tek bir ciltte yer alan bütünlüklü bir çizgi romandır. Edebiyatla veya çok önceleri iddia edildiği gibi storyboard benzerliğinden dolayı sinemayla ilişkisi bulunmamaktadır. Kendi başına bir sanat dalıdır ve kendi ölçütlerine göre değerlendirilmelidir.

Bunun dışında… Efendim, olayın esası hangi türü olursa olsun çizgi romanı okumak, bir sanat formundan keyif almak ve bundan mahrum kalmamaktır.

Show More