İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Çubuktan köpek olur mu?

Çubuktan köpek olur mu?

Nazan ÖZCAN

Tom Watson, Çubuk Köpek’te son derece basit ve sıradan bir hikâyeden, acayip eğlenceli, hunharca komik, bazen hüzünlü, bazen de sevgi dolu bir öykü çıkarmayı başarıyor. Kitabın üzerinde açıkça yazdığı gibi, “Çizimler KÖTÜ ama hikâye acayip KOMİK”. Çubuk Köpek, sana 10 defa sarılabiliriz!

Bir kere kitabın adı Çubuk Köpek! Öyle şey olur mu diyorsunuz, köpeğin çubuğu olur mu, olmaz! Çubuğun köpeği olur mu, o gene hiç olmaz. Ne acayip iş yahu deyip (içimizden tabii ki de) hemen kitabın kapağındaki çizime bakıyoruz ki ne görelim: Bayağı bildiğin, kötü mü kötü, sarsak mı sarsak, şapşik mi şapşik çizilmiş bir köpek resmi kitabın kapağında gururla duruyor. Hem de öyle havalı, öyle kapak kızı edasıyla. Bir de “utanmadan” şöyle yazmışlar: “Çizimler KÖTÜ ama hikâye acayip KOMİK”. Ohhh! Bir rahatlama, bir rahatlama. Sebep: Çünkü artık kazık kadar bir kadın olmuş olabilirim ama bir kere, bütün okul hayatım boyunca resmim korkunçtu (ki hâlâ da öyle!). Hatta o kadar ki Cin Ali’leri bile çizemezdim, her çizgim eciş bücüş olurdu! İkincisi, resim öğretmeninin karşında, sanki suçlusu benmişim gibi boynumun bükük durduğunu bugün bile içim daralarak hatırlarım. Sanki herkes nefis resim yapmalıydı! Vermeyince mabud, neylesin Mahmut! Ama hayır, illa çizeceksin!

Çizemedim! Hiçbir zaman, şu an da dâhil, hatta gelecek de öyle olacak. Ama artık Çubuk Köpek’ten sonra kendimi daha iyi hissediyorum. Sebep basit: Çubuk Köpek’in çizimleri evet, feci kötü, ama aynı zamanda feci tatlı. Bazen sıradanlığın ne kadar samimi ve şeker olduğunu, insana nasıl mutluluk verdiğini görmek, yetişkin bir kadına bile iyi geliyorsa, varın siz düşünün artık resim dersinden ve resim çizmekten gram hoşlanmayan ve daha da iyisini beceremeyen mini minilerin mutluluğunu! Çünkü her zaman resim çizmek marifet olmuyor, bazen hikâye anlatmak ya da yazmak da marifetin daniskası olabiliyor.

SOKAK KÖPÜŞLERİ İŞBAŞINDA

Tom Watson da Çubuk Köpek’te tam bunu yapıyor. Sarsak çizimlerle güzel, aynı zamanda nahif ve basit bir hikâyeye başlıyor. Aslında hikâye de öyle ahım şahım bir hikâye değil hani. Maceradan maceraya sürükleyeceğini düşünmeyin. Ama marifet gene kendini gösteriyor. Son derece basit ve sıradan bir hikâye, son derece eğlenceli, hunharca komik, bazen hüzünlü, bazen de sevgi dolu bir öyküye ve toplamda tatlı, sevimli ve samimi bir kitaba dönüşüyor. Köpek gibi, çocukların bayıldığı bir hayvan başrolde olunca, kitap kız-erkek diye ayırmadan herkese hitap ediyor, çok da iyi yapıyor. Hikâye basit demiştik, değil mi? Şöyle başlıyor: “Bir çocuk var ve size bir hikâye anlatacak. Onun içinde de bir köpek var, adı Çubuk Köpek ve o bir sokak köpeği. Bir de onun arkadaşları var; Ka-Ka, Karen, Kuçu Kuçu ve Çizgili. Onlar da sokakların itleri”. O kadar da basite almayın sokak köpeklerini. Çünkü hepsinin ayrı ayrı karakteri, zekâsı ve fikri var. Ee, bu beş benzemez kuçu ve Tom Watson’ın nahif mizah duygusu bir araya gelince, hem büyükler için çok şeker bir hikâye çıkıyor, hem de küçükler için gözüne sokmadan, parmak sallamadan, çok eğlenceli bir öğrenme hâli. Mesele “o-yağ-lağ-ma” nedir? Söylemeyeceğiz, çünkü her köpeğin farklı bir açıklaması var! Ayrıca köpeklerimizin karnı açlıktan zil çalıyor ve acilen yiyecek bulmaları lazım. O yüzden bu beşli uzaktan gelen köfte kokusunu takip ediyor ve dört kişilik bir ailenin piknik yaptıkları ve nefis köfteleri cızır cızır mangalda pişirdikleri parka geliyorlar. Sonrası çoook gizemli! O yüzden söylemiyoruz! Ama şunu söyleyelim, çizimler ne kadar şapşikse, bizim köpeciklerimiz de o kadar şapşik! Ve bu şaşkınlıklarıyla o köftelere nasıl ulaşacaklar dersiniz? Tek söyleyebileceğimiz, kitaptan o kadar güzel köfte kokusu geliyor ki benim de o köfteleri çalasım var! Canım köfte istiyor!

Çubuk Köpek Tom Watson Çeviren: Uğur Mehter Pena Yayınları, 192 sayfa
Çubuk Köpek Tom Watson Çeviren: Uğur Mehter Pena Yayınları, 192 sayfa

 

Show More