İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Resimli kitapların mutlu dünyası

Kim ne derse desin resimli çocuk kitaplarının kalbimizdeki yeri başka. Kimi huzurlu bir uykuya dalmak, kimi kıkır kıkır gülmek için bire bir. Dört yeni resimli çocuk kitabıyla bu renkli dünyayı ziyaret edip dertten tasadan birazcık olsun arınalım.

Gökçe ATEŞ AYTUĞ

Resimli çocuk kitabı okumanın mutlulukla bir ilgisi olmalı. Hele ki bizi dinleyen bir çift ışıl ışıl göz varsa karşımızda değmeyin keyfimize. Bazı kitaplar o minik dinleyicimizi huzurlu bir uykuya salıverir, yanağına usulcacık bir öpücük kondururuz; bazısı da cıvıl cıvıl kikirdetir, kahkahalarımız birbirine karışır. İşte hem ondan hem bundan, birbirinden güzel resimlenmiş dört farklı kitap sığdı bir yazıya. İlk kitabımız Senin Gibi tatlı mı tatlı, mutluluk aşısı bir uykudan önce kitabı. Anne fare ile minik yavrusu, “Kırmızı akşam güneşi erguvan renkli bulutlardan oluşmuş pofuduk yatağında dinlenmeye çekilirken,” evlerine doğru yola koyulurlar. Yolda karşılaştıkları diğer hayvanlar da uyku hazırlığındadır. Anne babalar yavrularına sarılır, öpüp koklar, üstlerini örter, onlarla usul usul konuşurlar. Örneğin Anne Kuş yavrularını yatırırken bir yandan da onlar için neler yapacağını anlatır. Göklerde kanat çırpıp ta bulutların tepesine kadar yükselecek, gökyüzünün bir ucundan diğerine süzülecek ve yavrularına en güzel yiyecekleri getirecektir. Bu konuşmaya kulak misafiri olan Minik Fare, “Onun için yavruları çok özel belli ki,” der annesine. Annesi de, “Evet, aynen senin gibi,” diye yanıtlar onu. Yürümeye devam ederlerken Baba Kurbağa’nın, Anne Tavşan’ın, Anne Fok’un, Tilki’nin, hepsinin yavrularına iyi geceler fısıltılarını duyarlar. Her biri yavrularını tatlı sözlerle, şefkatli dokunuşlarla uyutur. Minik Fare, duyduğu konuşmalardan o yavruların anne babaları için ne kadar özel olduğunu anlamıştır. “Aynen senin gibi,” der annesi, farecik bunu her dile getirdiğinde. Sonunda evlerine varırlar ama Minik Fare biraz hüzünlüdür. Çünkü annesi Anne Kuş gibi uçamaz,Baba Kurbağa gibi yükseğe sıçrayamaz, Anne Tavşan gibi delik kazamaz, Anne Fok gibi suya dalamaz, Tilki gibi uzaklara koşamaz. Yoksa o, annesi için çok özel değil midir? Jan Fearnley’in yazıp resimlediği bu sıcacık kitap uçamasa da, tünel kazamasa da, başka anneler kadar hünerli olmasa da Anne Fare’nin yavrusunu çok ama çok sevdiğiyle, onun için yapabileceklerini sıralamasıyla sonlanıyor. Senin Gibi’nin resimleri de tıpkı metni gibi naif, yumuşacık.  Anne ve çocukların güzel yüzlerine yansıyan mutluluk insanın içini ısıtıyor.

ON ÇOCUKLU HAYAT

Böylesi huzur dolu bir anne-çocuk kitabının ardından, gelelim ilginç bir baba kahramana. Senin Gibi’den oldukça farklı bir kitap On Çocuklu Bir Baba. Ama en az onun kadar sevgi yüklü. “Komik Kahramanlar” serisinden çıkmış olan, hem güldüren hem de mutlulukla gülümseten kitabı Fransız Bénédicte Guettier yazıp resimlemiş. Öncelikle resimlerinden bahsedelim. Oldukça yalın bırakarak, ayrıntıya girmeden, detaylı planlar çalışmadan öylesine tatlı, ifade gücü yüksek resimler ortaya çıkarmış ki Guettier, okurlar ve “bakarlar” sayfalardaki kocaman yüzlerle, şekillerle, renklerle çok eğlenecek kuşkusuz. On çocuğun onu da birbirinden sevimli. Babalarının etrafını sarmışlar; biri omzunda, biri kucağında, biri ayakucunda. Babamız ise sürekli koşturma hâlinde. On çocuk olunca işi bitmiyor tabii. Sabahları on kişilik kahvaltı hazırlar, onunun da üstünü giydirir, onları okula götürür, sonra işe gider, iş dönüşü çocukları alır, onlara banyo yaptırır, on kişilik akşam yemeği hazırlar, hepsinin dişini fırçalar, bir masal anlatır ve on öpücük kondurur. Bıkmadan usanmadan, her gün! Çocuklar uyuyunca da gizlice yaptığı gemisiyle uğraşır. Gel zaman git zaman gemi biter, baba en az on ay yalnız kalmayı düşünerek çocukları büyükannelerine bırakır. İlk günler her şey harikadır. Uyur da uyur baba. Ama zamanla öyle özlemeye başlamış olmalı ki çocuklarını, koşup alır büyükannelerinden, birlikte uzun mu uzun bir yolculuğa çıkarlar. Yazar-çizer Bénédicte Guettier belli ki çocukların dilinden, ihtiyaçlarından iyi anlıyor. Komik hikâyenin yanı sıra metindeki tekrarlarla, resimlerdeki belirgin ifadelerle, çocukları her sayfada sayıp bulmakla da eğlenebiliriz
pekâlâ.

ŞEKER DÜŞKÜNÜ KÜÇÜK TİMSAH

Yine aynı seriden, yine Bénédicte Guettier’nin yazıp resimlediği Dişi Ağrıyan Tavuk da bizi kikirdetecek türden bir kitap. Daha adını okur okumaz bu hikâyede bir acayiplik olduğunu seziyoruz. Dişi ağrıyan tavuk mu? Hadi canım! Merakla sayfaları çeviriyoruz. Yine kocaman, kalın çizgilerle hatları belirginleşmiş, yalın, rengârenk çizimler karşılıyor bizi. Kahramanımız bir köy tavuğu. Tatlı mı tatlı beş civcivi var. Ah pardon, civciv dedik ama aslında beşinci çocuğu, yanlışlıkla üzerine kuluçkaya yattığı küçük bir timsah! Onu civcivlerinden ayırmıyor anne tavuk; birbirlerini çok seviyorlar. Bu mutlu ailenin tek derdi var, o da anne tavuğun dişlerinin ağrıması. Çaresiz, çoluk çocuk hep beraber düşüyorlar yola. Otobüse atlayıp gidiyorlar doğruca bir dişçiye. Dişçi hepsini muayene edince beklediğimiz teşhisi koyuyor: Anne tavuğun hiçbir şeyi yok. Nasıl olsun ki zaten? Diş yok, çürük de yok! Meğer zavallı anne, yorgunluktan dişleri olmadığını bile unutmuş. Civcivler de muayeneden geçiyor ama aralarında dişi de çürüğü de olan tek aile ferdi, şeker düşkünü küçük timsahçık. Derken, dişçi ona bir diş fırçası ve macunu verip öyle bir nasihatte bulunuyor ki kitabın sonunda seriye adının hakkını veren koca bir kahkaha bekliyor okurları.Küçük timsahçık tavuk ailesiyle mutlu mutlu yaşayadursun, biz geçelim başka bir timsahın hikâyesine. Bu seferki kitabımız Hollanda’dan. Eserleri yirmi bir dile çevrilen ikili Ingrid ve Dieter Schubert’in Yatağımın Altında Bir Timsah adlı resimli öyküsü, bir kız çocuğu ile timsah Timba’nın arkadaşlıklarını, yaramazlıklarını anlatıyor. Timba da bildik timsahlardan değil. Nereden gelmişse gelmiş, turuncu saçlı, al yanaklı Loti’nin yatağının altına saklanıvermiş. “Ay ne korkunç!” demeyelim, zira Loti ondan hiç korkmuyor. Asıl korkan Timba oluyor! Loti’yi görür görmez fırlayıp tırmanıyor dolabın tepesine ama Loti onu oyuna davet edince dayanamayıp hemen iniyor yere. Bütün gece birlikte eğleniyorlar. Topla çemberle oyunlar, krep pişirmece ve yumurta kutularından timsah yapmaca oynuyorlar.  Evet, kutulardan tam da Timba gibi bir timsah yapıyorlar. Ardından, gece ilerledikçe bastıran uykuya direnemeyen Loti yatağına giriyor ve Timba’dan ona masal anlatmasını istiyor. Timba başlıyor anlatmaya, arkadaşlarına yaptığı eşek şakalarını. Daha doğrusu, o koca cüssesiyle şaka yapmaya kalkıp da bütün hayvanları nasıl kaçırdığını. Loti uyuyana kadar anlatıyor, anlatıyor; sonra da usulca, geldiği masal diyarına geri dönüyor.

KİTAPLARLA GÜLMEK

Bu tatlı öykünün on dört ülkede yayımlanmasına şaşmamalı. Karanlıktan korkan çocuklar Yatağımın Altında Bir Timsah’ı okuduktan sonra yatakların altındaki canavarlarla, timsahlarla, kaplanlarla tıpkı Loti gibi eğlenceli oyunlar oynamışlardır belki. Ya da yumurta kutularından kendi Timba’larını yapıp yataklarının altına koymuşlardır, kim bilir. Fareler, çocuklar, tavuklar, timsahlar eşliğinde resimli çocuk kitaplarının büyüsü sarıp sarmalarken bizi, içimize yayılan, dünyanın iyiliklerle, sevgiyle dolu bir yer olduğu hissi baki kalsa keşke. Kitaplarla gülmek, mutlu olmak, huzur bulmak ne güzel şey! İyi oku

Senin Gibi Jan Fearnley Çeviren: Derin Erkan 1001 Çiçek Kitaplar, 32 sayfa
Senin Gibi Jan Fearnley Çeviren: Derin Erkan 1001 Çiçek Kitaplar, 32 sayfa
Dişi Ağrıyan Tavuk Bénédicte Guettier Çeviren: Gözde Zeynep Çaylı Almidilli Yayınları, 48 sayfa
Dişi Ağrıyan Tavuk Bénédicte Guettier Çeviren: Gözde Zeynep Çaylı Almidilli Yayınları, 48 sayfa
Yatağımın Altında Bir Timsah! Ingrid ve Dieter Schubert Çeviren: Gül Özlen Final Kültür Sanat Yayınları, 32 sayfa
Yatağımın Altında Bir Timsah! Ingrid ve Dieter Schubert Çeviren: Gül Özlen Final Kültür Sanat Yayınları, 32 sayfa
On Çocuklu Bir Baba Bénédicte Guettier Çeviren: Gözde Zeynep Çaylı Almidilli Yayınları, 48 sayfa
On Çocuklu Bir Baba
Bénédicte Guettier Çeviren: Gözde Zeynep Çaylı Almidilli Yayınları, 48 sayfa
Show More