İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Uçurtmayı kimse satın almasa herkes uçursa dünya tersine döner

Sihirli ama gerçekten de sihirli değnekler pek nadirdir. Birinin, bir faninin eline geçtiği görülmemiştir. Gerçi çocuksanız, hele de adınız Peri’yse işler değişir. Peri adındaki küçük bir kızın sihirli değneği olmasın da ne olsun? Sizi bilmem ama Harika Bir Uçurtma’nın yazarı Tülin Kozikoğlu benimle kesinlikle aynı fikirde.

Yazan: Suzan Geridönmez

Madem Peri’nin sihirli değneği var, elbette kullanacak. Hem de tam doğru zamanda. Anne, Peri’nin tepinip ağlamasına aldırmadan, Nuh deyip Peygamber demediği anda. Eh, sihirli değnekler tozlanmaya gelmez, günümüz çocukların istekleri de bitmez. Peri’nin bir sürü uçurtması var ama rengârengi yok işte! Üstelik de kötü gününde. Çünkü sihirli değnek görevini yerini getirip her şeyi tersine döndürdüğünde, aksilikler de alıp başını gidiyor. Artık sayfaların tepesinde baş aşağı hoplayıp zıplayan ve kızının yerine, isterim de isterim diye tutturan anne de alıp başını gitmek istiyor: Peri’yle birlikte alışverişe! Hem de kızının, bu tüketim çılgınlığını frenlemek için öne sürdüğü tüm akıllı-uslu uyarılara rağmen… Böyle olunca da Harika Bir Uçurtma rafta yerini hemen, çocuk-ebeveyn (ya da genel olarak çocuk-yetişkin) rollerini ters yüz edip çocuğa ayna tutan resimli kitapların arasında alıyor. Coralie Saudo ve Kris Di Giacomo imzalı Babam Uyumak Bilmiyor ile Babam Yerinde Durmuyor (Uçanbalık Yayınları, 2017) ve Dave Hacklet imzalı Uyku Vakti Babişko ile Okul Vakti Babişko (Bilgi Yayınları, 2018) bu eserler arasında öncelikle (ilk ikisi güçlü sanatsal ifadeleriyle, son ikisi mizahi boyutuyla) aklıma gelenler. Saydığım kitapların çocukça davranan kahramanları (büyük ihtimalle bilinçli bir tercihle) babayken, Harika Bir Uçurtma’da başrolü anne kapmış. “Şımarıklık” hakkını ve bu hakkı kullanabilme gücünü kadına vermek bir yanıyla ferahlatıcı. Öte yandan tersin tersi doğruya, yani olması gerekene değil, gerçeğe çıkıyor: Ülkemizde çocuğun eğitimi ve gelişimi ne yazık ki hâlâ babadan çok anneden soruluyor!
Ama belki de yazar aslında tersin tersinin de tersini işliyor. Öyle ya uyumak istememek, yerinde duramamak gibi olgular sahiden de çocuğun evrenine has, kelimenin gerçek anlamında çocukça olgularken, al-at-yenisini-al ona yetişkin dünyasından bulaşan, saf çocuk bünyesine yabancı, bu yüzden de o bünyeye etkisi bir kat daha bozucu mikroplar sınıfına giriyor.
Peri, hikâyenin başında o mikropların ele geçirdiği şu günümüz çocuklarından biri. Ama anne, hikâyenin o aşamasında hiç de şu tüketim kültürünü iliklerine dek özümsemiş bildiğimiz yetişkinlere benzemiyor. Belki de Peri, her şey sihirli değneğin marifetiyle tepetaklak olduktan sonra böyle bir yetişkine dönüşseydi (mesela anneyle birlikte alışveriş sarhoşluğuna kapılsaydı) her şey yerli yerine oturacak, alt metindeki toplumsal eleştiri tutarlılık kazanacak, daha doğrusu hedefi, yani yetişkini vuracaktı. Ama Peri (en azından görünüşte), tam da annenin önceki hâline, hepimizin olmak isteyip de olmayı bir türlü başaramadığı kişiye dönüşüyor: Gereksiz harcamalar yapmayan, eskileri tamir edip dönüştüren, yemek artıklarını bile ihtiyaç sahipleriyle paylaşan, eşyaları eskise de o eşyaların çağrıştırdığı duyguları eskitmeyen, tüketim kültüründen nasibini almamış ideal insan.
Rol değişiminin anne üzerindeki etkisi de şaşırtıcı. Çünkü o, oyuncak, dondurma, ışıklı ayakkabı türü “çocukça” arzular yerine basbayağı yetişkin hırslarına yenik düşüp mobilyadan beyaz eşyaya, elektronikten giyim kuşama biz büyüklerin dünyasına ait ne varsa satın almaya girişiyor. Hikâyedeki gidişatın kafamı karıştırmasında, sihirli değneklerin işleyiş yasalarını tam çözemeyen bir fani olmamın da payı vardır muhtemel. Ama bir fani olarak, madem anne ideal yetişkinden reel yetişkine ikna edici bir dönüşüm geçirdi, Peri’nin dönüşümü de didaktik kaygılardan azade tutulup daha sahici (nedense gözümün önünde artık uçurtma almak değil, uçurtma uçurtmak isteyen bir çocuk canlandı) olabilirdi diye düşünmeden edemedim. Uçurtmayı hatta kitabı bile tüketim nesnesine indirgeyen alışkanlıklarımızı tartışmaya davet eden, dil duygusunu besleyen kafiyeli metni Serkan Aka’nın
incelikli, mizahi çizimleri tamamlıyor. Okura da yazarın çağrısına uyup kitabı ödünç alıp vermek kalıyor.

Harika Bir Uçurtma
Tülin Kozikoğlu
Resimleyen: Serkan Aka
İletişim Yayınları, 48 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More