İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Birlikte gülebilmek midir dostluk, birlikte susabilmek mi?

Savaş Kızıltaş, namıdiğer Elma Surat, diğer çocuklardan farklıdır. Çünkü suratı kızarması gereken zamanlarda kızarmazken, nedendir bilinmez normal zamanların neredeyse tümünde kızarır…

Yazan: Dilek Büyük

Kapakta ismini görmeseniz de çizgisini gördüğünüz anda, sesinizde kuş cıvıltılarıyla “Bu Sempé!” diyeceğiniz biridir o. Çizgilerinin sihri belki biraz da içindeki zıtlığın dinamikliğinden kaynaklanıyor. Hızla çizilmiş gibi görünmesine rağmen, tam tersine yavaş yavaş bakmaya, tadını çıkara çıkara okumaya sevk eder. Bazen yarım bırakmış gibi görünen çizgiler, okurun zihninde tamamlanır. Velhasıl, azın çokluğunu gösteren bir ustadır Jean-Jacques Sempé.

Elma Surat’ın Akılalmaz Hayatı için çizimlerin kutucuklarla çerçevelenmediği bir grafik roman olduğunu söylemek pekâlâ mümkün. Farklılıklar, anlayış ve dostluk üzerine, talihsizliğe rağmen iyimserliğin gönül şenlendiren melodisini sayfalardan okurun ruhuna aktaran bir öykü.

Savaş Kızıltaş, namıdiğer Elma Surat, diğer çocuklardan farklıdır. Çünkü suratı kızarması gereken zamanlarda kızarmazken, nedendir bilinmez normal zamanların neredeyse tümünde kızarır. Tıp da çare bulamayınca giderek yalnız kalır, çünkü
farklıdır. Ve bir gün farklı başka bir çocukla, Barış Bahçetırmığı ile tanışır. Üstelik yeni taşınan komşularının oğludur Barış ve onun da farklı bir derdi vardır; neredeyse hiç nezle olmamasına rağmen sürekli hapşırmaktadır. Ve tıp ona da çare olamamıştır. Farklı olanların, bir başka farklıyı anlaması daha kolaydır. Aralarındaki dostluk böyle başlar. Birbirlerinden hiç sıkılmadan bildiklerini, oyunları hatta suskunluğu paylaşırlar. İkisi için de harikulade günlerdir. Sempé buraya kadar olan kısımda okurun yüzündeki gülümsemeyi milim milim artırıyor. Ve birden çizgilerin olmadığı, iki boş sayfada siyah, büyük yazılmış bir “AMA” ile okurun kalbini buruveriyor. Üstelik altına eklediği parantez içindeki notla devamının hüzünlü olduğunu pekiştirerek yapıyor bunu. Artık okur, bu noktadan sonra masal dinleyen bir çocuğun hem endişeli hem meraka dönük umuduyla devam ediyor okumaya.

Barış ve ailesi, Savaş bir hafta tatile gittiği sırada taşınmıştır. Heyecanla çaldığı kapıda tanımadığı bir adamı gördüğü andaki suratı, bir sonraki sayfada yabancı eşyalarla dolu evin kapısındaki bir başına hâli okurun gönlündeki orkestradan sadece hüzünlü notaların duyulmasına neden olur, gülümseyen dudağınızın bir kenarı sarkıverir. İyi haber; dostunun giderken Elma Surat’a bir mektup bırakmasıdır. Kötü haber ise anne ve babasının mektubu nereye koyduklarını bir türlü hatırlayamamasıdır. Eh, ne de olsa anne ve babaların heeep çok işi vardır…

Zaman geçer, Savaş kızarmaya devam eder, yeni arkadaşlar edinir, eski dostunu sık sık düşünür ve büyür.

Sempé artık çocukluğun kaygısız ve zamansız olduğu dünyadan, yetişkinlerin kalabalık ve hızlı dünyasına taşır bizi. Çalışanlarla dolu büyük işyerleri, akmayan trafiğe takılıp kalan araç yığınları, iş için koşturan insanlarla dolu uçaklar, asansörler… Sayfalardaki çizgilerin sakinliği de değişir bu hıza paralel olarak. Hayat çocukluğun ferahlığından, yetişkinliğin
yarım nefesle yaşanan, geniş görünen dar alanına taşınmıştır.

Tam da burada Sempé bize yeniden bir masal mucizesi hediye eder, yine boş sayfaya yazılmış büyük ama bu kez pembe bir sözcükle: “VE”, üstelik parantez içine alarak yazdığı notla bu kez “ama” ile bir ucunu sarkıttığı dudağımızı yeniden toplayıverir,
koca bir gülümseyle heyecanlandırdığı okuru hemen yan sayfaya taşır. Hayli yağışlı bir günde, çok kalabalık bir otobüste, hapşıran Barış Bahçetırmığı ile kızaran Savaş Kızıltaş yeniden karşılaşıverir!

Hikâyenin bundan sonrası iki eski dostun, birbirini bulmuşken kolay kolay kaybetmeyeceğini anlatıyor. Üstelik biri öğretmen, biri iş adamı olmuş iki yetişkin olarak, çocukken yaptıklarını, hiç çekinmeden, çocukluk neşesiyle yeniden yaparlar; mesela parkta
oturan insanların önünde koşarak yarışmaktan ya da şaşkın bakışlar eşliğinde kütük üstünde yürüme yarışı yapmaktan hiç çekinmezler. Ve üstat Sempé kulağımızı büküverir bize bunları anlatırken; yetişkin olduk diye neşesiz olmamız gerekmediğini fısıldayıverir çizdikleriyle. Fısıldamakla da kalmaz, âdeta “Bana söylemene gerek yok ama bir düşün bakalım sen nasıl yaşamayı seçtin?” diye sorar okura.

Savaş’ın kırmızı suratı ile birkaç istisna dışında sayfalarda renk kullanmamış Sempé. Renk konusundaki bu sadelik, görselle anlatmak istediklerini daha da çarpıcı hâle getirmiş. Çocukluk ve yetişkinlik, yalnızlık ve arkadaşlık, bulmak ve kaybetmek gibi
zıtlıkları kullanarak farklı olmayı, hoşgörü sahibi ve dost olmayı aynı potada eriterek, her yaştan okura damakta bir masal tadı, yüzde kocaman bir gülümseme ile dostlara ve dostluklara sahip çıkmayı bir kez daha hatırlatıyor.

Elma Surat’ın Akılalmaz Hayatı
Jean-Jacques Sempé
Türkçeleştiren: Damla Kellecioğlu
Editör: Ümit Mutlu
Desen Yayınları, 128 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More