İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Hayatın hakkını verenlerin tatlı masalı

Kitapta vurgulanan en önemli şeylerden biri de ön yargısız, doğrudan temasla kurulan ilişkilerin önemi. Karşılıklı güven ve anlayışa dayalı bu karşılaşmalar, gençlerin hayatını belirlerken, yetişkinler için de bir hesaplaşma fırsatı sunuyor.

Yazan: Karin Karakaşlı

Yaşadığımız her günün geri dönülmez olduğunu bilsek de kimi zaman rutinlere, çarkın dişlilerine teslim olmaktan kendimizi alamayız. Görevler, zorunluluklar, tekdüze akış âdeta ruhumuzu soldurur. Böyle zamanlarda hayatın mucizevi gücünü yeniden
hatırlamaya, o tanıdık coşkuyu geri çağırmaya ihtiyaç duyarız. Çocuk ve gençlik edebiyatının deneyimli ismi Hacer Kılcıoğlu, Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan İyi Günler Eczanesi romanıyla bize tam da bunu vadediyor.

On ikinci yaşını mahallede babasının işlettiği kafede çılgın bir partiyle kutlamaya hazırlanan Hazal’ın gözünden baktığımız bu dünyada, birbirinden farklı karakterlerin maceralarına tanıklık ediyoruz. Hazal’ın birinci tekil şahıstan kurulmuş, inandırıcı, heyecanlı ve mizah dolu genç kız dili, sadece kahramanın yaşıtlarını değil, her yaştan okuru kendi gençliklerine götürerek derinden etkilemeye aday.

Hacer Kılcıoğlu; Hazal ve arkadaşlarının yanı sıra İyi Günler Eczanesi’nin sahibi annesi Sevinç Hanım, hemen bitişikteki aynı isimli kafeyi yine eşinin yardımıyla işleten baba Cüneyt Bey, kafenin işletmesini üstlenen eski orkestra şefi Elvis Amca,
eczaneye her şeyiyle sahip çıkan Faik Amca, temizlik işlerini yapmak dışında mekânın ve o dünyanın ayrılmaz bir parçası olan Döndü Abla ve yıllara meydan okuyan yaşama sevinçleriyle “Çıtır Kızlar” ekibi başta olmak üzere pek çok renkli karakter yaratmış. Herkesin sakini olduğu İzmir’in Hatay semti ise âdeta gizli bir kahraman olarak maceradaki yerini alıyor. İçe dönük bir kedi ve Faik’le arkadaş olmaya karar veren karga Kafka da anlatıcılar arasında. Asıl şenlikse Hazal’ın, nikâh memuru olan teyzesi Neşe ile birlikte gittiği bir Roman düğününde başlıyor. Ege mahallesinde yaşdaşı Bayram ve Tilbe ile tanışan Hazal, farklı kültürden gelen insanların birbirini nasıl zenginleştirebileceğini bizzat yaşayarak öğreniyor. O noktadan gençlerin birbiriyle tutturduğu dil insanın içini bir çırpıda ısıtacak sıcaklıkta.

MAHALLE RUHUNA ÖZLEMLE
İyi Günler Eczanesi, sıradan bir dükkân değil, mahallenin kalbi olan bir mekân. Bunun en büyük sebebi de Sevinç Hanım’ın, kalfa Faik Amca’nın ve onlara eczanede sık sık yardım eden Hazal’ın, mahalleli ile kurdukları sıcak, samimi ilişki. Herkesin,
yaşadığı yere ait olduğunu ve korunup kollandığını hissettiği bu yer, tatlı dedikoduların yapıldığı sosyal bir buluşma noktası aynı zamanda. Küresel salgın tehdidiyle herkesin daha da yalnızlaştığı bir dönemde, aidiyet duygusunu, vefayı, dayanışmayı anımsamak kuşkusuz insanı çok güçlendiren bir deneyim. Kendileriyle dalga geçip birbirine tatlı tatlı takılabilen mahalleliler eşliğinde gülümseyebilmek de öyle…

Kafedeki doğum günü partisinde Hazal, eskiden beri sevdalı olan ama bir türlü hayatlarını birleştiremeyen Neşe Teyze’siyle eczanenin emektar kalfası Faik Amca’nın evliliğinin hayalini kuruyor. O gece, evlendirme memuru teyzesiyle birlikte şehrin uzak
bir semtindeki Roman düğününe gittiklerindeyse, alışılageldik bir kutlamadan çok farklı bir maceranın içinde buluyor kendisini.

DOĞRUDAN TEMASIN ÖNEMİ
Hacer Kılcıoğlu, Hazal dışında kendisini ilk ağızdan dile getirme hakkını bir de Bayram’a tanımış. Annesinin kabrini düzenli olarak ziyaret eden Faik Amca ile mezarlıkta derin bir bağ kuran Bayram, esprili, samimi dili ve hayatın zorluklarını olgunlukla
karşılayan duruşuyla kendini hemen sevdiriyor. Ağırlıklı olarak diyaloglar üzerine kurulu romanda yazar her bir karakter için özgün bir ses yaratırken, temposu hiç düşmeyen akış sayesinde romanın bir çırpıda keyifle okunmasını sağlamış.

Kitapta vurgulanan en önemli şeylerden biri de ön yargısız, doğrudan temasla kurulan ilişkilerin önemi. Karşılıklı güven ve anlayışa dayalı bu karşılaşmalar, gençlerin hayatını belirlerken, yetişkinler için de bir hesaplaşma fırsatı sunuyor. Öğrenmenin
yaşı olmadığı gibi hiyerarşisi de yok bu romanda. Kuşaklar birbiriyle kaynaşıyor ve hayatın coşkusunda buluşabiliyor.

Roman boyunca ayrıca “Engelsiz İlaç Projesi”, görme engelliler merkezi TÜRGÖK, bilinçli ilaç kullanımını odağına alan Çevreci Eczacılar Kooperatifi, Nesin Matematik Köyü ile Matematik Olimpiyatları gibi farklı toplumsal projelere de dikkat çekilmiş. Kraliçeyi Korumak ve Kitap Hırsızı romanları da kitap kurdu Hazal aracılığıyla selam edilen eserlerin başında geliyor. Roman böylelikle edebiyatın büyüsünü, kitapların birbirine açılan kapıları aracılığıyla ilikte hissettiriyor.

Manisa, Alaşehir’de doğan ve hâlen İzmir’de yaşayan Hacer Kılcıoğlu bu romanıyla bir kez daha ait olduğu yerleri sevgi ve özlemle anlatmış. Uzun yıllar İngilizce öğretmenliği yapan ve sık sık yolculuklara çıkan Kılcıoğlu, çocukluk ve gençlik anılarını
Ben Eskiden Çocuktum ve Jale’yle Konuşmak adlı kitaplarda toplamıştı. Yazarın ayrıca Perşembeleri Çok Severim, Bugün Adım Kaktüs Benim, Aydede Her Yerde, Gevrekçiii, On Numara Çocuklar, Havaya Bak, Radyo Pencere adından çocuk kitapları ile gençler için kaleme aldığı İzmir’de Üç Çocuktuk – Sezen, Haluk, Meltem ile Dağ Sustu Dağ Konuştu başlıklı gençlik kitapları bulunuyor.

İyi Günler Eczanesi, ismiyle müsemma biçimde en çok da hayatın iyiliğine ve güzelliğine odaklanan bir roman. “Hayat dev bir çikolatalı pastadır” şiarıyla akan kitap, hiç şüphesiz paylaşıldıkça daha da lezzetli ve tatlı olacak. Siz de kendi diliminizi bir an önce kapın!

İyi Günler Eczanesi
Hacer Kılcıoğlu
Editör: Müren Beykan
Günışığı Kitaplığı, 144 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More