İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Büyümek denen zorlu macera

Fremon Craig’in yazıp yönettiği senaryoyla 2021’de sinemaya da uyarlanan Judy Blume’un romanı, ilk yayımlandığı 1970’ten bu yana tüm dünyada her yaştan okurun zevkle okuduğu bir klasik.

Yazan: Karin Karakaşlı

Yeni bir şeylere başlamak her ne kadar heyecan verici olsa da aynı zamanda ürkütücüdür de. Hele çocukken zorlu çabalarla alıştığımız ev, çevre ve okulun değişmesi ayağımızın altından bir anda zemini çekebilir. Judy Blume’un klasikleşmiş kitabı Tanrım Orada Mısın? Benim, Margaret (Are You There God? It’s Me, Margaret), New York’un merkezinden, New Jersey’in dışında Farbrook denilen bir mahalleye taşınan Simon ailesinin on iki yaşındaki kızı Margaret eşliğinde tam da böyle bir değişim macerasını anlatıyor.

Kolektif Kitap Yayınlarının çocuk serisinden Gizem Çiçek’in çevirisiyle çıkan kitap, Margaret’in ağzından ergenlik döneminin bütün çelişki ve dengesizliklerini son derece gerçekçi bir biçimde yansıtırken samimi ve yalın anlatımıyla da dikkat çekiyor. Bir yandan bedenindeki değişimlerle ilgili huzursuzluklar yaşayan Margaret, diğer yandan da sınıf arkadaşı Nancy, Gretchen ve Janie’den oluşan kızlar kulübüne dâhil olarak yeni sınıfına uyum sağlamaya çalışır. Oğlanlar, memeler, sütyen ve regl konularının hararetle tartışıldığı kulüp, ergenliğin adeta bir mikro dünyası. Bir yandan regl olamadığı için kendisini anormal hisseden Margaret, diğer yandan da bir şeyler hissettiği oğlanlarla ilgili olarak kendini anlamaya çalışıyor. Akran zorbalığının da gündeme geldiği bu ortamda Margaret, zamanla o çok kendine güvenli görünen arkadaşı Nancy’nin de endişe ve korkuları olduğunu, her zaman gerçeği söylemediğini; herkesin kıskandığı, yaşıtlarından önce gelişen Laura’nın ise büyük sıkıntıları olduğunu fark ediyor.

DİNE FARKLI BİR BAKIŞ

Fremon Craig’in yazıp yönettiği senaryoyla 2021’de sinemaya da uyarlanan Judy Blume’un romanı, ilk yayımlandığı 1970’ten bu yana tüm dünyada her yaştan okurun zevkle okuduğu bir klasik. Ancak aynı zamanda cinsellikle ilgili bölümleri ve kimi çevrelerce Hıristiyanlık karşıtı olarak değerlendirilen yorumlarıyla o yıllarda eleştirilerin odağında da olmuş. Zamanının hayli ötesinde duruşuyla dikkat çeken romanın en çarpıcı özelliklerinden biri Margaret’in her gece Tanrı’ya doğrudan hitap ederek ve çok kişisel bir bağla konuşarak dua etmesi.

Hıristiyan bir anne ve Yahudi bir babanın kızı olan Margaret, anne-babası tarafından herhangi bir din ya da inanca yönlendirilmeden yetiştirilmiş, reşit olduğunda kendi inancını seçmesi için özgür bırakılmış bir çocuk. Ancak yeni ev, okul ve arkadaş çevresiyle birlikte aidiyet ihtiyacı artan Margaret, kendini inancı konusunda acilen bir karar vermek zorunda hisseder. Bu arayışı ve Margaret’in sıcacık dilini şu duasından hissetmek mümkün: “Tanrım orada mısın? Benim, Margaret. Hayat her gün daha beter hale geliyor. Bir tek ben regl olmayacağım. Biliyorum Tanrım. Dini olmayan tek kişi ben olduğum gibi. Neden bana yardım etmiyorsun? Bugüne kadar her istediğini yapmadım mı? Lütfen… Bırak ben de herkes gibi olayım.”

Okul ödevi olarak farklı dini inançları inceleyen Margaret, kendisini olduğu gibi kabul eden Yahudi babaannesi Sylvia’nın yanı sıra, karma bir evlilik yaptığı için yıllarca kızlarıyla görüşmeyen koyu Hıristiyan anneanne ve dedesini de yakından tanıma imkânı bulur. Anlaşılan büyüklerin dünyası da en az gençlerinki kadar karışıktır…

SANSÜRE KARŞI MÜCADELE

Margaret karakterini altıncı sınıf deneyimlerinden esinlenerek yazdığını söyleyen Judy Blume, yazarlık kariyeri boyunca sansüre karşı mücadele etmek zorunda kaldı. 1938 New Jersey doğumlu Blume, New York Üniversitesi’nde eğitim bilimleri öğreniminin ardından 70’li yıllarda yazdığı çocuk ve ilkgençlik kitaplarıyla ün kazandı. Aile içi çatışmalar, akran zorbalığı, beden farkındalığı, cinsellik, din gibi zorlu konuları ele alan kitaplarının ABD’de çeşitli eyaletlerde yasaklanması üzerine Sansüre Karşı Ulusal Koalisyon ile işbirliği yaparak ülkenin önde gelen düşünce özgürlüğü savunucularından biri hâline geldi.

Kitapları çok satanlar listesine giren, otuz iki dile çevrilen ve yüze yakın ödüle layık görülen yazarın bu romanına ve başlığına, popüler kültürün farklı alanlarında hâlen sık sık göndermede bulunuluyor. Roman da tıpkı hayat gibi açık bir sona sahip. Bu tercih bize hikâyeyi kendi içimizde devam ettirebilme imkânı sunuyor.

Kuşaklar boyunca milyonlarca gencin kitapların dünyasıyla tanışmasına vesile olan Margaret karakteri, aradan geçen yıllara karşın hep ilk günkü canlılığında. Özellikle Tanrı ile konuşurken giriştiği tertemiz vicdan muhasebeleri unutulacak gibi değil. Elbette sorduğu şu sorular da: “Tanrım orada mısın? Benim, Margaret. Bugün berbat bir şey yaptım. Düpedüz berbat. Ben kesinlikle gelmiş geçmiş en korkunç insanım ve başıma iyi şeyler gelmesini hiç ama hiç hak etmiyorum. Laura Danker’a sataştım. Pislik yapasım geldi ve bütün öfkemi ondan çıkardım. Laura’nın duygularını incittim. Neden bunu yapmama izin verdin? Seni arıyordum. Sinagoga baktım. Kiliseye baktım. Ve bugün günah çıkarmak istediğimde aradım seni. Ama orada yoktun işte. Seni ne yapsam hissedemiyorum. Bir türlü geceleri seninle konuşurkenki gibi olmuyor. Neden Tanrım? Seni neden sadece yalnız başımayken hissediyorum.”

İnancın, resmi din kurumlarından çok daha fazlasını ifade ettiğini usulca kulağımıza fısıldayan roman, yetişkin dünyamızı da samimiyet ve sahicilik açısından sınava tâbi tutacak güçte. Margaret’le birlikte çıkılacak bu yoldan her yaşta öğrenilecek çok şey var.

Tanrım Orada mısın? Benim, Margaret
Judy Blume
Türkçeleştiren: Gizem Çiçek
Yayıma Hazırlayan: Gizem Çiçek
Kolektif Kitap, 188 sayfa
Show More