İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Eski masallar, yeni romanlar

Tüketilemeyecek kadar zengin olan masal geleneğiyle yepyeni maceralar, hikâyeler, masallar düşlemek ve inşa etmek mümkün. Ustalıksa sadece bu bilindik masallardan, günümüz okurunun ilgisini çekebilecek uyarlamalar ortaya koyabilmekte.

Yazan: Gökhan Yavuz Demir

İçinde beş köpek ve -geçici olarak- annelerinden ayrı düşmüş beş de kirpi yavrusu bulunan bir masalda yaşıyorum. Bu sebeple bazen Kocabaş’ı ejderha, Toprak ile Çapul’u cadının pastadan kulübesini yiyen Hansel ve Gratel veya Zeynep’i Sindrella gibi gördüğüm çok oluyor. Böyle olunca masallar hiç eskimiyor, hatta başka başka yeni masallara dönüşüyorlar.

Lindsey Kelk’in yazdığı ve Pippa Curnick’in çizimleriyle hikâyeye harikulade bir derinlik ve sahicilik kattığı Küllü ve Tüylü – Gece Yarısı Sihri, eski masallardan yeni bir masal yaratmaya yönelik tam da böyle bir kitap. Romanın kahramanı Küllü’nün adı aslında Külkedisi’nin kısaltılması. Zaten kitabın üçte ikisi de bildiğimiz Külkedisi masalının ufak tefek değişikliklerle yeni bir versiyonunu sunuyor. Ufak tefek farklardan birisi Küllü’nün sihir yapması ve Tüylü isminde konuşan bir köpeğinin olması. Ufak bir not düşmeden geçmeyeyim, kitaptaki çizimlerde Tüylü’nün boynundaki tasmada “S” harfi bulunmasına hiç şaşırmayın, çünkü Tüylü’nün orijinal ismi “Sparks”.

Küllü’nün henüz tam hâkim olamadığı sihir yeteneğini keşfetmesi, köpeğinin birden konuşmaya başladığını öğrenmesi ve iyilik perisi Brian ile tanışmasıyla başlayan hikâyesinde Kelk, uzun bir süre asıl masalın izleğine sadık kalıyor. Ev işleri yapan Küllü, saraydaki baloya giden şımarık üvey kız kardeşler, cam ayakkabılar, arabaya koşulmak üzere ata dönüştürülen fareler ve gece yarısından önce ev dönme zorunluluğu… Nitekim Küllü saraydaki baloya gidip masa altında kek ve pasta yerken Prens Joderick ile tanışıyor ve saatler gece yarısını vururken de apar topar saraydan ayrılıyor. Sonrasında yine asıl masalda olduğu gibi Prens elindeki ayakkabı tekiyle baloda gördüğü kızı aramaya koyuluyor. İşte bu noktada Kelk, eski Külkedisi masalından yeni bir hikâye çıkarma planını devreye sokuyor.

Besbelli ki Küllü ve Tüylü – Gece Yarısı Sihri bir roman serisinin ilk cildi olarak yazılmış. Çünkü kraliyet ailesinin perilere karşı güvensizlikleri, bir takım istemsiz sihirler yapan Küllü’yü saraydan kaçmaya zorladığında yepyeni bir macera başlıyor. Çok ipucu vermeden söyleyeyim ki Küllü, Karanlık Dağlar’ın arkasındaki periler diyarına doğru yola koyuluyor. Yazarımız Kelk, eski masallardan yeni bir hikâye damıtmaya o kadar kararlı ki bu macerada Küllü’ye, bir başka meşhur masalın kahramanı Hansel de eşlik ediyor. Bu maceranın başladığı an, elimizdeki ilk kitabın da sona erdiği an oluyor. Kelk’in Küllü ile Hansel’i nasıl bir maceraya attığını okuyabilmek için ikinci kitabı beklemekten başka çare yok.

Sanırım modern zamanlara kadar edebiyatta orijinallik çok da ayırt edici bir kriter değildi. Biz modernler orijinalliğe, buluşa belki de gereğinden fazla önem atfediyoruz. Edebiyatın klasik çağlarının büyük isimleri esasında yeni bir hikâye anlattıkları için değil, zaten geniş halk kitlelerince çok iyi bilinen hikâyeleri yeniden işleyerek, dönüştürerek ve başka hikâyelerle harmanlayarak anlattıkları için büyüktüler. Aklıma evvelâ Shakespeare geliyor ama örnekler çoğaltılabilir. Shakespeare’in Romeo ve Jülyet’ten tutun da başka pek çok ünlü komedya ve tragedyasına kadar oyunlarının ana hikâyeleri antik Yunan trajedilerinden, İtalyan halk masallarından, Roma ve İngiliz tarihinden pek çok bildik hikâye ve hadise ile doluydu. Shakespeare orijinalliğini, orijinal bir hikâye anlatmasına değil, çok bilinen bir hikâyeyi orijinal bir hâle getirmesine borçluydu.

Bu sebeple çağdaş yazarların, kadim anlatılarla, klasik hikâyelerle ve çok bilindik halk masallarıyla bu şekilde verimli ve yaratıcı ilişkiler kurmalarını çok önemsiyorum. Konu çocuk edebiyatı olduğunda, tüketilemeyecek kadar zengin olan bu masal geleneğiyle yepyeni maceralar, hikâyeler, masallar düşlemek ve inşa etmek mümkün. Ustalıksa sadece bu bilindik masallardan, günümüz okurunun ilgisini çekebilecek uyarlamalar ortaya koyabilmekte. Çünkü bu asıl masalı birebir tekrar ederek veya sadece üzerindeki tozu alıp güncellemekle yapılabilecek bir iş değil. Masalın mantığına uygun düşecek karakterler, olaylar ve gizemlerle asıl masalı dönüştürerek zenginleştirmekten bahsediyorum.

Eski bir masaldan yeni bir roman yaratmanın başarı kriterini böyle koyarsak, Kelk’in çabasının çok da başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Gidiş yolu kesinlikle doğru olan Kelk, en azından ilk kitapta, giriştiği bu zorlu işin altından ustalıkla kalkmış görünmüyor. Onun için söylenebilecek en iyi şey, bu teşebbüsünün sadece cüretkâr ve hoş olduğu olabilir; ama hepsi bu.

Eski masalları düşündükçe Kocabaş’ın ejderha değil de bir peri olduğunu, orta yerinden parçalanmış bahçe hortumununa baktıkça da Zeynep’in Sindrella’dan ziyade Terminatör’e benzediğini düşünüyorum.

Küllü ve Tüylü – Gece Yarısı Sihri
Lindsey Kelk
Resimleyen: Pippa Curnick
Türkçeleştiren: Cansu Akkoyun
Editör: Nihal Ünver
Dinozor Genç Yayınları, 224 sayfa
Show More