İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Burçlarla ilişkimiz karışık!

“Evvel zaman içinde o garip alacakaranlıkta, Burçlar Kuşağı’nda yüzlere, kalplere hüzün çökmüş. Koç, Dünya’ya özlem duyduğu için Burçlar Kuşağı’ndan ayrılmak istiyormuş. Yeryüzü âleminde çocuk çobanın sürüsüyle otlağa çıkan üzüm gözlü, pembe burunlu koyuna gönlünü kaptırmış. Çocuk çoban kavalına üfledikçe, göklere süzülen ezgileri dinleyen Koç burcunun gözleri hasretle yaşarıyormuş. Gel gör ki pembe burunlu yeryüzünde, kendi ise göklerdeymiş. Bu hasrete daha fazla dayanamayan Koç, ‘Yıldızlarımın ömrü son bulmadan bir kez olsun çayıra ineyim,’ diye Dolunay’a yalvarmış. ‘İznin sadece yarım gün,’ demiş Dolunay, ‘gün sonu Burçlar Kuşağı’nın başına döneceksin. Yoksa döngümüzü, dengemizi yitiririz.’”

Yazan: Ceyhan Usanmaz

 

Can Göknil’in yeni kitabını, eminim herkes kendi burcunun olduğu sayfadan başlayacaktır okumaya. Benim için de geçerli bu durum, kaçınılmaz olarak. Ama kitapla ilgili yazı yazmaya niyetlenmiş biri olarak, benim metni baştan başlayarak tamamlamam gerekiyordu; zaten, bu konuda herhangi bir ikilem de yaşamadım! Dolayısıyla, Burçlar Kuşağı kitabının ilk sayfasından okumaya devam ediyorum Koç’un hikâyesini:

“Koç vazifesinin başına kısa zamanda döneceğini söyleyerek yanından geçmekte olan ilk buluta atlamış. Rüzgârı da arkasına alınca kendini üzüm gözlü, pembe burunlunun yanı başında bulmuş. Sevgilisiyle koklaştıkça zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmamış. Dolunay’a verdiği sözü unutuvermiş çünkü sevda böyle bir şeymiş.”

Kitabı hangi sayfadan başlayarak okuyacağıma dair bir ikilem yaşamasam da Koç’un, verdiği söz ile sevda arasında -muhtemelen- ikilemde kalışını anlayabiliyorum ve verdiği kararın nedenini de… Az çok tanıyorum çünkü Koç burcunu!

Burçlarla ilişkimiz de genel olarak karışık aslında. Tümden reddetmek de mümkün, günlük yorumlara göre hareket etmek de… Bir de sanırım “orta” yolu tercih edenler var: Hikâye anlatmayı ve yazmayı, aynı şekilde hikâye dinlemeyi ve okumayı seven insanlar için bir başka konu başlığı olarak yaklaşanlar. Rast geldiğinde okuyup kimi zaman ciddiye alan kimi zamansa gülüp geçenler… Belki biraz da insanın o dönemdeki ruh hâline bağlı olarak değişkenlik gösteriyordur. Burçlarla ilişkimiz karışık ve ruh hâlimiz değişken ama Burçlar Kuşağı kitabından anlaşıldığı kadarıyla burçların ilişkileri de bir hayli karışık!

Can Göknil, burçlara ait 12 miti yeniden yorumluyor Burçlar Kuşağı’nda. Diğer bir deyişle, sadece kendi burcumuzu okumanın yeterli olacağı bir “yorum” kitabı değil elimizdeki; burada yorumlanan şey, bir bütün olarak burçlar kuşağı. İyilik ile kötülük, kader, talih, barış, sevgi gibi kavramlar etrafında şekillenen, atalara değinen, neredeyse son bulacak yaşam kadar yaratılış coşkusunu, türeyiş efsanelerini de ele alan bir anlatı. Can Göknil, mitolojiyle ilgili yıllardır sürdürdüğü çalışmalarına dayanarak oluşturmuş Burçlar Kuşağı’nı. Gerçekten de sanatçının geçmiş dönemlerdeki çalışmalarına baktığımızda; örneğin 1994-1997 tarihli “Yaratılış Efsaneleri” ya da “Anadolu Tanrıçaları” ve hatta 2003-2005 tarihli “Kader” başlıklı resimlerinde bu kitabın izlerine rastlamak mümkün. (Bu arada, söz konusu çalışmalarına ayrıntıları için cangoknil.com/tr/ adresi ziyaret edilebilir.)

İnanıp inanmamak, dikkate alıp almamak herkesin kendi elinde ama insanlık, belki de gözünü ilk açtığı andan itibaren, Güneş batınca kafasını göğe kaldırdı ve o günden bu yana bir taraftan bilim yolunda ilerledi, bir taraftan da sayısız hikâye üretti gördükleriyle ilgili, üretmeye de hiç kuşkusuz devam edecek… Can Göknil’in Burçlar Kuşağı kitabındaki anlatım tarzı ve eşlik eden resimleri de bu üretimlerin özgün bir örneği; ne ilk ne de son elbette…

“Görüldüğü gibi, ilksel zamanlarda yeryüzünde insanoğlu, yukarıda gökyüzü ve katları, altta ise yeraltı âlemi varmış. Atalarımızın inanç dünyasında, evren yaratıldığında iyilik ve kötülük ikiz kardeşmiş. Evvel zaman dünyamızın düş gördüğü zamanlarmış.”

Burçlar Kuşağı
Can Göknil
Editör: Ayşegül Utku Günaydın Desen Yayınları, 64 sayfa
Show More