İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Matematiğe sığmayan bir matematikçi

Pisagor’un görüşüne göre ölüm bir son değil; daha önce hayata defalarca geldiğine ve bundan sonra da gelmeyi sürdüreceğine inanıyor. Her defasında bir insan olacağının garantisi de yok. 

Yazan: Toprak Işık

Belki de matematikçilerin en tanınanı… Hemşehrimiz sayılır. Ege kıyılarımıza iki kulaçlık bir adada, Sisam’da doğmuş; üstelik annesi ve babası Anadolulu… Adını herkes dik üçgenlerin kenarları arasındaki ilişkiyi tanımlayan meşhur bağıntıdan biliyor. Daha az bilinen gerçek ise şu: Pisagor bağıntısını Çinliler ve Hintliler, Pisagor’dan çok önce keşfetmişler, kanıtlamışlar ve kullanmaya başlamışlar. Bu, Pisagor’un hak etmediği bir şöhrete sahip olduğunu göstermiyor. Milattan yaklaşık altı yüz yıl önce doğan bu büyük insanı azıcık tanıyan herkes, dik üçgenlerle hiç ilgilenmemiş olsaydı da adının bilim tarihine altın harflerle yazılacağını kabul eder. Hatta diğer başarılarının, kâşifi olmadığı teoremin gölgesinde kaldığını söylemek de mümkündür. O, Dünya’nın yuvarlaklığını ilk fark edenlerden biri…

Luca Novelli, hem yazıp hem resimlediği Pisagor ve Şu Lanet Sayı adlı kitabında, matematiğe sığmayan bu büyük dehanın hayatını anlatmış. Dilimize Nükhet Amanoel’in çevirdiği eserin yayıncısı Can Çocuk. 

Pisagor ne doğduğu yerde, ne de doyduğu yerlerde çakılıp kalıyor. Bu, onun hayatını anlatan kitabı bilimle ilgilenmeyen okur için bile ilginç kılıyor. Bazen kendi isteğiyle, bazen bir hükümdarın zorlamasıyla, diyar diyar dolaşıyor. En uzun konakladığı yerlerden biri Mısır: Tam yirmi yıl… Oradan Babil’e geçiyor. Sonrasında memleketine gidiyor. Tiranlarla arası, çocukluk arkadaşı olsalar bile iyi değil. 

Onca gezip tozduktan sonra, öğrenip özümsediklerini anlatmak için bir okul kuruyor. Okul deyince sadece bilim öğretilen bir yer gelmesin akla; öğrencilerine bir yaşam biçimi sunuyor. Öyle ki, ne yiyeceklerine, ne yemeyeceklerine kadar karışıyor. Kulağa küpe olacak öğütler veriliyor, ki bunlardan bazıları tanıdık:

Kantarın topuzunu kaçırma.

Yangına körükle gitme.

Ve şöyle de bir emir: “Bakladan uzak dur!” Bugün hâlâ büyük filozofun, bu güzel bitki ile alıp veremediğinin ne olduğu bilinmiyor. Büyük olasılıkla bakla masum; düşmanlık Pisagor’un biraz tuhaf bir insan olmasından kaynaklı. 

Ona ve öğrencilerine göre her şey sayılardan ibaret. Evreni anlamak için yalnız rakamlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorlar. Hâl böyle iken, okulun aklı evvel bir öğrencisi rakamlarla gösterilemez bir uzunluk bulduğunu ilan ediyor. Karekök ikinin, o gün için bilinen sayılarda karşılığı yok. Hipasus bunu iddia etmekle kalmıyor, üstüne bir de ispat ediyor. 

Pisagorcular için sindirilmesi olanaksız bir darbe oluyor bu. Rivayet o ki, koyunlarında besledikleri bu zeki öğrencinin başarısını yanına bırakmıyorlar; onu götürüp denize atıyorlar. 

Kitapta Pisagorcuların öğrendiklerine nasıl işlevsel yaklaştıklarının güzel örnekleri var. Bunlardan belki de en ilginci, katıldıkları bir savaşta müziği kullanmaları. Sadece flüt çalarak düşman süvarilerinin düzenini darmadağın edip ordularına zafer kazandırıyorlar. 

Pisagor’un okulunu yaşayış bakımından kendi içine kapalı ama dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalmayan dini bir tarikat olarak görmek de mümkün. Böyle olunca tepki çekmesi ve politik çalkantılardan payını alması da anlaşılır bir durum. Düşmanları tarafından okul yıkılıyor. Pek çok öğrencisi öldürülüyor. Pisagor da hayatını zor kurtarıyor ve bir kaçak olarak noktalıyor ömrünü. 

Pisagor’un görüşüne göre ölüm bir son değil; daha önce hayata defalarca geldiğine ve bundan sonra da gelmeyi sürdüreceğine inanıyor. Her defasında bir insan olacağının garantisi de yok. Ruhuna herhangi bir canlı bedeni ev sahipliği edebilir. Pisagor’un Hindularınkiyle örtüşen bu inanışı benimsemesi şaşırtıcı değil; çünkü kendisi bir dönem Babil’de yaşamıştı, ki Babil, Hindistan’dan, Çin’den ve başka memleketlerden gelen bilgilerin buluşup kaynaştığı bir merkez. 

Luca Novelli, çok rahat okunan bir kitap yazmış. Nükhet Amanoel de tertemiz bir Türkçe ile onu dilimize kazandırmış. Türkçe baskının kalitesinde, düzeltmeninden editörüne kadar herkesin payı olsa gerek. Yine de nazarlık kabul edilebilecek minicik bir kusur kalmış: “Savaşın mazereti Krotonlu üç asilzadenin öldürülüp kurtlara verilmesi oluyor.” Bu cümlede mazeret büyük olasılıkla “bahane” yerine yanlışlıkla kullanılmış.

Kitabı okuyanların göreceği üzere Pisagor sadece matematikçi, bilim insanı, din adamı ya da filozof değil. Pek çok alanda varlık göstermiş ve hepsine kendi orijinal imzasını atmış; sınırlı ömrü içinde, insanlığın ortak macerasına güçlü bir etki ile katılmış. Bu büyük insanı tanımak her yaştan okur için ilham verici olacaktır.

 

 

Pisagor ve Şu Lanet Sayı
Luca Novelli
Türkçeleştiren: Nükhet Amanoel
Editör: Mustafa Aydın
Can Çocuk Yayınları, 136 sayfa
Show More