İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Aşkın yaşı olmaz.

Dedesinin hayatında kendisinden başka birinin olmasını ihanet gibi gören Cudi, en sonunda onun da kendine ait bir hayatı olduğunu ve bunu istediği kişiyle paylaşabileceğini öğrenerek biraz daha büyüyor.

Yazan: Sanem Erdem

Çocukken ömrümüz çok uzun görünür bize. Hiç yaşlanmayacağımızı, hayatımızın hep aynı şekilde devam edeceğini sanırız. Ailemiz hep aynı şekilde ilgilenecektir bizimle, hatta belki varlık amaçları bile budur bize göre; tecrübesizliğimizden ve bilgisizliğimizden dolayı hayatın döngülerinin farkında olmayız. Küçük yaşlarda kızlı erkekli birbirimizden kaçmış, iğrenmişizdir belki; biraz büyüyüp aşkı keşfettiğimizde ise bu duygunun, hatta bu içgüdünün sadece genç insanların sahip olabileceği bir şey olduğunu sanmışızdır. Hayatı durduğumuz yerden ibaretmiş gibi görmek sırf yaşla ilgili bir görme bozukluğu değil tabii ki; hangi yaşta olursak olalım açık bir zihne sahip olmadığımız sürece durduğumuz yerde kalmaya mahkûm oluruz zaten.

Dedemin Sevgilisi adlı kitabımızın kahramanı Cudi, 8 yaşında bir çocuk olduğu için doğal olarak açık zihinli olmasına rağmen, dedesinin sevgilisi olmasını kabul etmeye bir türlü yanaşmaz. “Benim için dede, evde oturan, kahvehaneye gidip arkadaşlarıyla çay içen yaşlı bir insandır. Ve kesinlikle sevgilisi olamaz!” diye düşünür; ona göre yaşlı insanların sevgilisi olamaz. Dedesinin aşk hayatına itiraz etmesi biraz da kıskançlıktan aslında; beraber yaşadığı dedesi artık onunla değil, sevgilisiyle daha çok vakit geçirmektedir. Dede ve Cudi kendisini kabullenmediği için isimsiz olan sevgilisi, onu da planlarına dâhil etmeye, kekler ve güzel yemeklerle gönlünü kazanmaya çalışırlar ama bizim oğlan sonuna kadar bu durumu reddetmeye kararlıdır. En iyi arkadaşı Ferdi’nin ağabeyi Kerim’den, ilişkiler hakkında akıl almak ister; onun ilişkileri en fazla üç ay sürdüğü için dedesinin ilişkisinin de sona ermesini bekler. Hatta dedesinin ilişkisini türlü türlü girişimlerle kendince sabote etmeye bile kalkar ve bu uğurda kendine yeni bir yoldaş bile edinir. Cudi’nin çabaları boşa gitmez elbette ve hiç ummadığı bir biçimde kazanan yine kendisi olur.

Hilal Gürsu’nun kaleme aldığı Dedemin Sevgilisi, bir büyüme hikâyesinden ziyade, kahramanının büyüme sürecine ait bir kesit olarak tanımlanabilir. Hikâyenin başında dedesinin hayatında kendisinden başka birinin olmasını ihanet gibi gören Cudi, en sonunda onun da kendine ait bir hayatı olduğunu ve bunu istediği kişiyle paylaşabileceğini öğrenerek biraz daha büyüyor çünkü. Ya da evden kaçmaya niyet edip de kendisini huzurevinin önünde bulduktan sonra, yaşlılığın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikir edinmeye, yaşlılara dair önyargılarını yavaş yavaş geride bırakmaya başlıyor. Önceden Ferdi ile hayvanları kurtaran ve bu uğurda türlü türlü maceralar yaşayan Cudi’nin yaşlılarla da arkadaşlık etmeye başlaması ona yeni bilgiler katıp, yeni ufuklar açıyor. Dedesinin hayatında sadece kendisi varken alıştığı o rahat düzen bozulduğu için doğal olarak huzursuzluğa kapılan ve değişikliğe direnen Cudi, yeni hayatının aslında ondan bir şey eksiltmeyeceğini, aksine yeni zenginlikler katacağını ancak sonradan fark ediyor. Mesela inadını kırmayıp dedesinin sevgilisini tanımaya tenezzül etmediği için, kadının doktor olduğunu ancak ayağını çatlattığı zaman öğreniyor. Bu kaza sonucu baston kullanmak zorunda kalması da onun yaşlıların iç dünyasına bir nebze daha yaklaşmasına vesile oluyor bir bakıma. 

Hikâye, Cudi’nin perspektifinden, birinci tekil şahıs kullanılarak anlatılıyor; güzel, derli toplu ve akıcı bir dile sahip. Yaşlılık teması duygusallık açısından aşırıya kaçmaksızın, olumlu ve sevgi dolu bir yaklaşımla ele alınırken, çocukluğun heyecanıyla yaşanan maceralar da hikâyeye hareketlilik kazandırıyor. Aslında aynı şeyi, yani yalnız kalmamayı isteyen Cudi ve dedesi ile insan ömrünün iki uzak evresi arasında pek bir fark olmadığı, insani ihtiyaçların yaşla birlikte değişmediği gerçeği de gözler önüne seriliyor. 

Dedemin Sevgilisi, daha küçük yaşlardan itibaren edebiyata ve yazarlığa merak saldığını ifade eden Hilal Gürsu’nun beşinci çocuk kitabı. Radyo programcılığı ve iletişim danışmanlığı yaptıktan sonra iletişim alanındaki tecrübesinden, yazdığı çocuk kitaplarında faydalanmaya başlamış. Kitabın çizimleri ise yazarın daha önce de birlikte çalıştığı Müjde Başkale’ye emanet. Ana karakterlerin kuru kalemle çizildiğini düşündüğüm hafif kırılgan ve çocuksu figürleri, kullanılan dingin renklerle bir araya gelerek hikâyenin ruhuna uygun bir görsel dil yaratmış; denize bırakılan beyaz güllerin olduğu bir buçuk sayfalık resmin renklerini özellikle beğendiğimi de eklemek isterim. 

Dedemin Sevgilisi
Hilal Gürsu
Resimleyen: Müjde Başkale
Editör: Ümit Mutlu
Tudem Yayınları, 104 sayfa
Show More