İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Periler diyarına yolculuk

Genellikle bu tür metinlerde masal ve öykü özellikleri birbirine karışır; ama burada zaman ve mekânın belirsizliği, kahramanın düzeninin bozulması, zorluklarla savaşıp bedel ödeyerek mutlu sona ulaşılması gibi masal formuna özel unsurları tutarlı şekilde görüyoruz.

Yazan: Dilek Büyük

Masallar, anlatması yazmasından daha zor bir türdür. Çoğu kez masal yazmak niyetiyle oturulan masadan, öyküyle ya da öykü ile masal arası bir metinle kalkılır. Serap Şahin’in yazıp, Murat Başol’un resimlediği, Tekir Kitap’tan çıkan Orf Vadisi ise pek tatlı bir masal… 

Orflar, barış ve sevgiyi üstün tutarak, tüm canlılar için eşit ve adil bir dünyayı hedefleyen bir peri grubudur; yöneticileri ise Kraliçe Anna’dır. Ormanın derinliklerinde, Saklı Vadi’de yaşamaktadırlar. Bir başka peri grubu olan Otritler de aynı ormanın farklı bölgesindedirler ve Orfların yaşam ilkelerini kabul ederek yaşamaktadırlar. Ancak bir gün Otritlerin lideri Zig, hırs ve kıskançlığa yenilir; Anna’nın sihirli asasına ve gücüne sahip olmak ister. Tesadüfen bunu duyan bir kasabalı, Orfları bundan haberdar eder. Kraliçe Anna ceza olarak  Zig’in kanatlarını çirkin tüylere çevirir, sihir gücünü elinden alır ve kalplerindeki kötülüğü yüzlerine yansıtarak çirkinleştirdiği tüm Otritleri, Zig’i tekrarlayan kişiliksiz varlıklara çevirir. Tabii bu arada olacakları haber veren insanoğlunun iyiliği de karşılıksız bırakılmaz. Doğacak her çocuk için Orflardan biri Dilek Perisi olacak, çocuğu dokuz yaşına dek her tehlikeden koruyup, dokuz yaşına girdiği gün ise bir dileğini gerçekleştirerek görevini tamamlayacaktır.

Orflara bir gün kendilerinden farklı bir peri daha katılır. Kulakları sivri, kanatları Orflara göre küçücük olan, ailesini yitirmiş, Hug adında küçük ve yalnız bir peridir bu. Kraliçe Anna, farklılığına rağmen küçük periyi himayesine alır ve Orflara katılmasını sağlar. Hatta Oflardan ayırmadığını göstererek, onu Kıvırcık adındaki bir çocuğa Dilek Perisi olarak atar; diğer Orfların şaşkın bakışları altında. 

Hug’a bu haber en yakın arkadaşı Vill tarafından müjdelenir. Hug, dokuz yaşına dek Kıvırcık’ı korur, onu çok sever. Kıvırcık da onu görememesine rağmen çok sever. Hug’u diğer Orflar gibi renkli, gösterişli kanatları olan bir peri sanmaktadır. Hug bunu fark edince çok üzülür, dilek gününde kendini daha gösterişli bir peri olarak göstermek üzere akrobatik denemeler yaparken yaralanır. Kendine geldiğinde bir kulağı artık pek de iyi duymamaktadır ve Anna da ona çok kızgındır. Duymayan kulakla dileği yanlış anlayabileceği için Hug’un görevini bir başka periye verir. Buna içerleyen Hug kuralları çiğner, yasaklanmış olmasına rağmen dileği gerçekleştirmeye gider ve gerçekten de yanlış anlar. Aslan kadar cesur olmayı dileyen Kıvırcık’ın aslan olmak istediğini zannederek, onu aslan yavrusuna çevirir. Masalın devamında bu yanlışı düzeltmek için Anna’dan bir görev daha alır. Zuma çiçeğine ulaşacak ve çiçeğin yapraklarını söylenildiği şekilde kullanarak her şeyin eskisi gibi olmasını sağlayacaktır. Bu yolda Otritlerle mücadele eder, yaralanır ama yolundan dönmez. Canı pahasına Kıvırcık’ı yeniden küçük bir çocuğa dönüştürmeyi başarır. Kıvırcık da dilek hakkını Hug’un iyileşmesi için kullanır ve masal mutlu sonla biter.

Genellikle bu tür metinlerde masal ve öykü özellikleri birbirine karışır; ama burada zaman ve mekânın belirsizliği, kahramanın düzeninin bozulması, zorluklarla savaşıp, bedel ödeyerek mutlu sona ulaşılması gibi masal formuna özel unsurları tutarlı şekilde görüyoruz. Yine “günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı” gibi ifadeler, “dokuz yıl”, “yedi gün” gibi masal diline has zaman aralıkları metnin türünün netlik kazanmasını sağlamış. Sorunun ve sorunu çözmek için mücadelenin aşamaları da okurun heyecanını bir iki küçük nokta dışında düşürmeden sürükleyen akıcılıkta.

Ancak kahramanların isimlerini yadırgadığımı itiraf etmeliyim. Orflar, Otritler gibi fantastik ruha uygun isimler uydurulabilirdi. Metinde geçen Dudu ağacı gibi daha otantik isimler ya da Kıvırcık’ın ismine benzer şekilde kahramanların özelliğinden esinlenmiş isimler üretmek mümkün olabilirdi. Bu noktada kurgudaki tutarlılığı isimlerde göremiyoruz. 

Çizimlerin bir bölümü, özellikle perilerle ilgili olan görseller, yazarın anlattıklarına oldukça başarılı eşlik etmiş. Bilhassa fantastik anlatılarda metnin okurun zihnine aktardığı ile okurun sayfada gördüğü görsel her zaman uyumlu olmayabiliyor. Bu konuda yazar ve çizerin kan uyumu, okurda da olumlu etki bırakıyor.

Redaksiyon konusunda gözden kaçan birkaç noktayı saymazsak, Orf  Vadisi okurunu gülümseterek finale sürükleyen keyifli bir fantastik anlatı. 

Orf Vadisi
Serap Şahin
Resimleyen: Murat Başol
Editör: Göyçen Gülce Karagöz
Tekir Kitap, 72 sayfa
Show More