İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Masallarla korunan kadim kent Konstantiniyye’nin sırlarına yolculuk

Katman katman açılan sırlarıyla capcanlı bir anlatıma sahip bu fantastik kurmacanın başkarakteri Çay ve kuzenleri, kendilerini bulma arayışında bizi perilerin kol gezdiği Konstantiniyye’de temposu hiç düşmeyen bir maceraya çıkarıyor.

“Öteden Beri” adlı serinin ilk kitabı Gözcü Kulesinde, bugün bildiğimiz İstanbul’un, büyülerle korunan, masallara özgü şekilde “bilinmeyen bir zamanda” varolmuş versiyonunda geçiyor. Padişah tarafından yönetilen ve Konstantiniyye adıyla anılan kent, insanların yanı sıra perilerin, gulyabanilerin, ejderhaların yaşadığı, kültürel açıdan zengin, mimarisiyle görkemli, kentin tarihinin, hayal gücüyle yeniden kurgulandığı bir yer. Pleizade çocuklarının, yani Sinan, Simya, Arat kardeşlerin ve kuzenleri Çay’ın, yapması gereken ise karanlık güçler yüzünden her geçen gün daha tehlikeli bir hâle bürünen kenti kurtarmak.

“Pera Günlükleri” ve “Yedi Denizlerde” adlı fantastik roman serileriyle tanıdığımız Delâl Arya, bu kitapta hikâyenin çekirdeğini oluşturan “kimliğini bulma” ve “büyüme” temalarına giden yolu ustaca inşa ediyor. Arya, bu yola öyle iyi düşünülmüş ve cazip ipuçları yerleştiriyor ki, okur kararsızlık ya da güvensizlik duymadan maceranın kollarına atılıyor. Çocuk ve genç okurlara, akranları sayılabilecek dört kafadarın, ellerindeki büyülü yemek kitabından yola çıkarak, şehri kurtaracak gizemli yapının peşine düştükleri sürükleyici bir serüven sunarken; yetişkinlere mitoloji ve tarihten beslenen, barındırdığı mecazi anlatımla farklı bir anlam dünyasının kapısını aralayabilecekleri malzemeyi de sağlıyor. Ursula K. Le Guin’in “Yerdeniz” serisini okumuş olanlar, serinin kitaplarından herhangi birini tekrar ellerine almak isteyebilirler.

Peri masalları yazarının çocukları, kadim bir hikâyenin kahramanlarına dönüşürse…

Kökleri Konstantiniyye’ye uzanan Pleizade ailesine mensup Ekaterina Pleizade; kendisini tarihin en eski masallarını araştırmaya ve peri masalları kaleme almaya adamış, özgürlüğüne düşkün, masallar uğruna kaybettiği bir gözünü korsanlarınki gibi bir bantla kapatan, gizemli bir yazar. Serinin diğer kitaplarında karşımıza daha fazla çıkmasını isteyeceğimiz renkli bir karakter… Çocuklarından Sinan balık tutmayı, denizde vakit geçirmeyi; Simya bitkileri araştırmayı, toplamayı ve yemek yapmayı; Arat tıpkı annesi gibi bir şaman olduğunu hayal etmeyi; yeğeni Çay ise dedektif filmleri izlemeyi seviyor.

Ailenin Ceneviz İmparatorluğu’nun başkenti Cenova’da geçen hikâyesi, tariflerin arasına gizlenmiş büyülü masallardan oluşan, ailede nesilden nesile miras bırakılan yemek kitabının ortaya çıkmasıyla yön değiştiriyor. Çünkü asırlarca masallar aracılığıyla iblislerden ve karanlık büyücülerden korunan Konstantiniyye’nin koruma kalkanı zayıflamış; lanetli mi yoksa büyülü mü olduğunu kestiremediğimiz bir orman istilası şehri kuşatmış, bazı yerlerini harabeye çevirmiş. Şimdi, dört çocuğun, yemek kitabının şifrelerinden, şehrin farklı yerlerine gizlenmiş nesnelerden ve en önemlisi dayanışma-cesaret-sevgi üçgeninden oluşan bir pusulayı kendilerine rehber edinmeleri gerek: Kısaca, istikamet Konstantiniyye.

“Her yeni nesilde bir kız bu masalları okuyup karanlığı Konstantiniyye’den uzak tutmak zorunda”

İyi bir fantastik kurmaca okumanın en keyifli yanı, okuduklarınıza seve seve ikna olmanızdır. Olağanüstü yaratıklar, durumlar, koşullar; gerçekle, tutarlı bir olay örgüsüyle, kanlı canlı karakterlerle, sizi söz gelimi şehrin sokaklarında dolaştıran, içine girdiğiniz binanın kokusunu, ayağınızın altında cızırdayan kumun sesini duymanızı sağlayan tasvirlerle öyle bir harman oluşturur ki, şehrin en işlek caddesinde pastane işleten bir gulyabaniyi hiç garipsemezsiniz. Maharetiyle övündüğünde “Evet, gulyabaniler tatlı işinden anlıyor,” diye kafa sallarken bulursunuz kendinizi. Metinde padişahın, insan dışındaki canlıları şehrin dışına sürdüğü periler, gulyabaniler, ejderhalar ve diğerleri, tüm “ötekilerin” temsili olarak fark ettirmeden ruhunuza işler.

Konstantiniyye şehri; zenginliği, değişimi, direnciyle başlı başına canlı bir organizma, karakter belki. Hayalle gerçeğin iç içe geçtiği kurmaca bir İstanbul’u bir de bu gözle okumak ayrı bir keyif. Ne mutlu ki, bu bir seri ve macera belli ki devam edecek. O zamana kadar, insanın kitabın kapağını kapattığı gibi kendini Galata sokaklarına, Karaköy rıhtımına vurası geliyor. Şehrin Tanrıça Hekate tarafından yaratıldığı ve onun cadılarının büyüleriyle korunduğuna inanası da.

Not: Rutin uğraşlarımıza, hatta keyiflerimize dair herhangi bir şeyle ilgilenmenin çok güç olduğu bir dönemde, Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremin hemen sonrasında okudum Gözcü Kulesinde kitabını, İyi Kitap’a yazmak için. Hayat normale dönmedi; ama aciliyetlerin yer değiştirdiği, rutinin içindeki işlerin silikleştiği böyle karanlık, kaygı dolu zamanda kendimi biraz olsun kaptırabildiğim bu fantastik hikâyeye teşekkür ederim.

Öteden Beri – Gözcü Kulesinde
Delal Arya
Resimleyen: Volkan Akmeşe
Editörler: Mehmet Erkurt, Ceylin Aksel
Can Çocuk Yayınları, 336 sayfa

Show More