İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Evi bulmak bazen uzun sürer

Morpurgo’nun edebiyat dünyasında en büyük yeri tutan unsur, hep savaş ve savaşın toplum üzerindeki ağır etkileri oldu. Bunda 1943 doğumlu yazarın, savaş yıllarında Londra’da büyümesi de etkin rol oynadı.

Yazan: Karin Karakaşlı

Aidiyet bir ömür süren bir arayış. Hayatın inişli çıkışlı akışında bir yeri yuva bellemek konusunda hepimizin dönem dönem verdiği sınavlar mevcut. Edebiyatın da temel konularından biri olan aidiyet ve yuva özlemi, iş çocuklar olduğunda hayli özenle ele alınması gereken konulardan biri. Küçük kalpleri kırmadan hayatın gerçeklerini anlatmak konusunda ustalığını kanıtlamış yazarlardan Michael Morpurgo, Eve Giden Uzun Yol’da bizleri, kendini ait hissedeceği bir yer arayan George’un macerasına ortak ediyor.
Morpurgo kitaplarını Türkçede okurla buluşturan Tudem Yayınlarından, Damla Kellecioğlu’nun çevirisiyle çıkan Eve Giden Uzun Yol, yetimhanede yaşayan ve yaz tatillerini farklı koruyucu ailelerin yanında geçiren on iki yaşındaki George’un sosyal hizmetler görevlisi Bayan Thomas eşliğinde yeni ailesi Dyer’lara gidişiyle başlıyor. İçine kapanık bir çocuk olan ve diğer ailelerin yanında aradığı sıcaklığı bulamayan George, hiç istemeyerek gittiği bu evde yaşıtı Tom ve kızkardeşi Storm ile tanışır. Özellikle babasına yaz tatilinde yardım etmek zorunda olan Tom başta olmak üzere, evin her bireyinin hayatı ağır koşullu ve sorumluluk talep eden çiftlik hayatının telaşıyla doludur. Bir yanlış anlaşılma üzerine bu evden de gece vakti gizlice ayrılmaya karar eden George, âni bir sel felaketi üzerine kendisini bir anda ailenin parçası olmuş, hayvanları kurtarırken bulur. Belli ki bu sefer iletişim kurmaktan ve yakınlaşmaktan kaçınamayacaktır.
Diğer kitaplarında da olduğu üzere doğaya ve onun zorlu koşullarına bu romanında da ağırlıklı olarak yer veren Morpurgo, çiftlik evini de adeta gizli bir kitap kahramanına dönüştürmüş. Bu çiftlik evinin en önemli özelliği, paylaşım ve emeğe dayalı bir aile hayatının var olması. Ortak çalışmayla dönüşen ilişkiler, sadece George için değil, anne Bayan Dyer’in sık sık araya girmesini gerektiren Tom ve Bay Dyer arasındaki gergin baba-oğul ilişkisi açısından da belirleyici.
Zor konuların yazarı
2003 yılında İngiliz Çocuk Edebiyatı Elçisi seçilen Michael Morpurgo, Türkçede de pek çok kitabı yayınlanmış bir yazar. Çocukların ve gençlerin dayanıklılık gücünü iyi bildiği görülen Morpurgo, steril hayatlar yerine, atlatılması gereken badireleri anlatmayı tercih ediyor. Tudem Modern Klasikler çerçevesinde yayınlanan başyapıtı Savaş Atı’nda I. Dünya Savaşı yıllarını Joey adında bir atın ağzından aktaran Morpugo, Joey ile evin oğlu Albert arasında ördüğü dostlukla kalplere kazınmıştı. Uzun yıllar Broadway ve West End sahnelerinde tiyatro oyunu olarak sergilenen Savaş Atı, 2011’de Steven Spielberg tarafından beyazperdeye de uyarlanmıştı. Ülkesi İngiltere dışında, Fransa, Almanya, ABD dâhil pek çok ülkede en saygın çocuk edebiyatı ödüllerine layık görülen Morpurgo’nun başta Savaş Atı olmak üzere pek çok eseri müzikal, radyo oyunu, sinema, televizyon, tiyatro ve bale gibi farklı alanlara uyarlandı.
Yazarın Türkçedeki diğer kitapları olan ve kendi öz büyükannesinin hayat serüveninden esinlenerek yazdığı Ay’a Kulak Ver, Balinalar Geldiğinde, modern bir Robinson Crusoe hikâyesi olarak kabul edilen Issız Adanın Kralı, Kayıp Zamanlar, Kelebek Aslanı, Tekboynuzlara İnanıyorum ve Satranç Şampiyonu; hayata tutunmaya çalışan kişilikleri, hayvanlarla çocukların dostluğu, buruk aile ilişkileri, ayrılık ve kavuşma gibi konularla dikkati çekti.
Savaşla büyük bir ödeşme
Morpurgo’nun edebiyat dünyasında en büyük yeri tutan unsursa hep savaş ve savaşın toplum üzerindeki ağır etkileri oldu. Bunda 1943 doğumlu yazarın, savaş yıllarında Londra’da büyümesi de etkin rol oynadı. Öğretmenlik yaparken yazar olmaya karar veren Morpurgo, Ocak 2014 tarihli bir makalesinde şöyle seslenmişti: “I. Dünya Savaşı’nın yüzüncü yıl dönümü olan bugün ölenleri hiç şüphesiz şükranla anmalı ama asla savaşı yüceltmemeliyiz. Gelin önümüzdeki dört yıl boyunca her Kasım ayında buluşarak ölenlerin anısına kırmızı ve beyaz gelincikleri yan yana takalım. Onlara bağlılığımızı sunarak bu dünyayı özgürlük ve barışın bir arada hüküm sürebildiği bir yer hâline getirelim.”
İkinci Dünya Savaşı’na giden biyolojik babası aktör Tony Van Bridge’i ancak on dokuz yaşında tanıyan, okul yıllarında zorlanan Morpurgo, bu kişisel hikâyeleri edebiyatı ile harmanlayarak sahiciliği ile okuru vuran eserler ortaya koydu. Eve Giden Uzun Yol’daki çarpıcı doğa sahneleri ve hayvanlarla ilişkilerde de hiç şüphesiz şehirli çocukların doğal hayatla tanışması için 1976’da eşiyle birlikte kurdukları taşradaki hayır kuruluşu çiftliklerdeki deneyimlerin payı büyük.
Yazarın anlatımının belirleyici özelliklerinden biri her seferinde başkahramanla okur arasında kurmayı başardığı yakınlık. Dayanışmanın kıymetini anımsatan Eve Giden Uzun Yol da kalbimize işleyen George karakteriyle buna iyi bir örnek. Hele de çiftlik dönüşü yetimhane duvarına oturmuş düşündükleri bellekten kolay kolay silinmeyecek: “İnsanın sabırsızlıkla beklediği bir şey olması rahatsız ediciydi. Daha önce başka evlerden, başka tatillerden döndüğünde, odasına, kendi kitaplarına ve duvarına kavuşmak ona yeterdi. Duyduğu tek özlem yurda dönüş özlemi olurdu. Oysa şimdi her şey değişmişti.”
Yazarın da derinden hissettirdiği üzere ev, aslında insanlarla kurduğumuz bağın ta kendisi. Sevgi ve emekle yoğrulan, umutla beslenen ve hayat boyu süregiden bir mücadele. George da bütün bu açılardan bize hep eşlik edebilecek bir karakter. Onunla tanışmak hepimizin ruhuna iyi gelecek.

 

 

 

Eve Giden Uzun Yol
Michael Morpurgo
Türkçeleştiren: Damla Kellecioğlu
Tudem Yayınları, 136 sayfa
Show More

1 Comment

  • Ceren_Pamuk
    Ceren_Pamuk

    Ben de okudum gerçekten çok güzel bir kitap. Herkese okumayı tavsiye ediyorum. ฅ^•ﻌ•^ฅ

Comments are closed