İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Shaun Tan’dan bir Grimm Masalları sergisi

Bu kitapta Shaun Tan’ın sanatının başka bir yönüne tanık oluyoruz. Resim, yerini heykele ve fotoğrafa bırakıyor. Görsel anlatım yine son derece özel, özgün ve farklı.

Yazan: Mehmet Erkurt

“Masal” dendiğinde, şöyle yarım saniyeliğine de olsa bir duraklama yaşıyor musunuz? Bir “ne düşüneceğini bilememe” hâli, arafta kalış sendelemesi? Malum, klasik masallar o bilindik öyküleri, metinleri ya da kıssadan hisseleri kadar -hatta belki bundan da çok-, onları kimlerin okuyacağı, esasen hangi kitleye yönelik oldukları ya da olmaları gerektiği üzerine süregiden tartışmalarla hep ön planda. Misal, bilindik masalların yeni ve nitelikli bir derlemesi basılsa, anlamlı bir önsöz ve özgün desenlerle yayına hazırlansa, ne düşünürüz? Tek bir masal yepyeni bir görsel anlatımla raflara çıksa, aklımıza ilk ne gelir? O masalı çocuğumuza okutmayı mı? Kendi kütüphanemize katmayı mı? Okursuz bırakmayı mı?

Tıpkı masalların kendileri gibi, bu tartışmalar da söyleme bağlı nüanslar dışında benzer bir görüşün tekrarı niteliğinde. Klasik masalların aslen yetişkinlere yönelik olduğu, bir moral çerçevesinde kaleme alındıkları, yazıldıkları çağın cinsiyetçi yaklaşımlarını olduğu gibi bugüne taşıdıkları, bu nedenle de deneyimli ve eleştirel bir gözle okunmaları gerektiği gibi… Hepsi de tümden katıldığım bu görüşleri ortaya koyan, okurluk ve edebiyat üzerine elzem soruları içeren, ama illaki eksik kalan; mesela bu kültürel mirasın nasıl değerlendirileceğine ilişkin somut bir öneri sunamayan tartışmalar bunlar. Nedeni basit: Konu sadece var olan metinden ibaret değil. Masal konusunda, asırlara yayılmış bir geleneği miras alan yayıncılık kültürünün yeni alternatifler üretmesine, sorular sormasına, statükosundan sıyrılmasına dönük bir ihtiyaç söz konusu. Çünkü klasik masallarla büyümüş bir nesil, artık bu masallarla ne yapacağını bilmiyor. Eğer çocuklar okumayacaksa bu masalları, biz yetişkinlere bu saatten sonra ne sunacak ki “tekrar” okuyalım?

Bir türün okurluğunun yeniden tanımlanmasına dönük kitlesel bir dönüşümün sancısı baki olmakla birlikte, bu zengin tartışmayı başka bir platforma taşımadan önce, şunu sormakla başlayabiliriz kendimize: Tekrar sandığımız şey, gerçekten bir tekrar mı?

Uyarlamalar, yeniden anlatımlar, özgün kitaplaştırmalar, başlı başına bir yenilik değil mi? Neyse ki, bu ucu açık tartışmaya son derece özgün bir cevap, epey uzak ama bir o kadar da tanıdık bir coğrafyadan, Avustralya’dan geldi… Kendimizi mecburen tek ya da birkaç mekânla sınırladığımız şu günlerde, online olmayan bir serginin -kapısını değil belki ama- kapağını açmanın tam zamanı. Özellikle de söz konusu sanatçı, kitaplarıyla her yaştan okuru hayran bırakan Shaun Tan’sa.

Şakıyan Kemiler, bir Grimm Masalları sergisi… derken, altını çiziyorum, “kataloğu” değil, bizzat sergisi. Sadece Shaun Tan’ın eserleriyle değil, kitaplaşmasıyla da beni baştan çıkaran, başlı başına bir “basılı eser.” Daha adıyla ve kapağıyla bile “yaşsız”, hatta ilkgençlik ve sonrasına yönelik bir kitap olduğunu ortaya koyuyor. Daha başında, Neil Gaiman’ın hem klasik masallar hem de Shaun Tan ve sanatı üzerine, Jack Zipes’ın da Jacob ve Wilhelm Grimm kardeşlerin yaşamı, çalışmaları üzerine kaleme aldıkları kapsamlı önsözlerle bile, bu kitabın Grimm Masalları üzerine bir mihenk taşı niteliğinde olacağını anlıyorsunuz. Zira basım yılı 2015… Grimm Kardeşler’in bütün masalları derledikleri Kinder-und Hausmärchen’ın 200. yılı.

Bu kitapta Shaun Tan’ın sanatının başka bir yönüne tanık oluyoruz. Resim, yerini heykele ve fotoğrafa bırakıyor. Görsel anlatım yine son derece özel, özgün ve farklı. Seçilen 75 masal, kitapta tam metin hâliyle yer almıyor. Her masaldan seçilen kısa birer alıntı, Shaun Tan’ın o masal için, esasen kâğıt hamuru ve kilden yaptığı heykellere eşlik ediyor. Heykeller hakkında bir şey söylememse, sayfa sayfa bakmanın zevki ve Neil Gaiman’ın önsözünde ifade ettikleri yanında pek olası görünmüyor. Kitaptaki her iki önsöz de okura bambaşka bir keyif ve derinlik katsa da kendimizi önce heykellerin fotoğraflarına ve alıntılara bırakıp, önsözleri, Shaun Tan’ın kaleme aldığı son sözden sonra okumak mümkün.

Tan, kitabın sonunda heykelde hangi üsluba yakın olduğunu ve kullandığı malzemeyi şöyle anlatıyor: “… taş ve kil gibi dünyevi malzemelerin içine işlemiş ağırlıksız, büyülü fikirler. Sonuçta ortaya bir nevi fosilleşmiş anlatılar çıkıyor ve bu, defalarca ‘anlatılmaktan’ yorulmuş masalları dönüştürerek genelde bir portakal boyutunda, bir avucun içine kolaylıkla sığabilecek şekilde tasarladığım heykellerim için de yakalamaya çalıştığım bir duygu.”

Kitabı kapattığımda, dönüp bütün Grimm Masalları’nı yeniden okumak istedim. Çocuklar için hazırlanan seçkilerde pek görmediğimiz, ilk defa karşılaştığım masalların alıntılarına işaret koydum. Neil Gaiman’ın dediği gibi, Shaun Tan, bende bu hikâyeleri “elimde tutma isteği” uyandırdı; “onları parmaklarımla okşamak, çatlaklarına, kıvrımlarına ve köşelerine dokunmak” istedim. Asılarla yayılmış bu anlatıların yeniden ve yeniden anlatılmasından, uyarlanmasından, hatta dönüştürülmesinden büyük zevk duyduğumu yeniden anladım. Biraz yetişkin gözümle, biraz da çocukluğumdan bugüne taşınmış heyecanlarla…

Şakıyan Kemikler Shaun Tan Türkçeleştiren: Emili İlemre Desen Yayınları, 192 sayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Show More