İstanbul’da olsam…

Birbirinden güzel şarkıları, kitapları ve çevirileriyle tanıdığımız Genç Osman Yavaş’ın şiir kitabı Kedi, Köpek, Martı şehrin kendisi gibi herkesi sarmalayacak kadar samimi.

Şehirlerde oturmakla yaşamak arasında fark olduğunu düşünürüm. Bazı şehir kiralık ev gibidir, içinde oturursun ama aslında senin değildir ve bunu sana sık sık hatırlatır. Bazı şehirse bütünüyle senindir. İçinde doğmuş olsan da ona sonradan yerleşmiş olsan da her yanıyla seni sarar. Sen de onu sararsın, aranızda bir aşk ve nefret ilişkisi doğsa da. İstanbul da böyle bir şehir, onda yaşarken onu yaşarsın. Sadece bir coğrafyayı ifade etmez İstanbul, hücrelerine nüfuz eder. Taşı toprağı, altın olmasa bile ayrıntı olduğu kesin. Bir ayrıntı ve ses şölenidir İstanbul.

Genç Osman Yavaş’ın eseri Kedi, Köpek, Martı bizlere bu ayrıntıları ve sesleri hatırlatıyor. Bir kedi, bir köpek ve bir martı eşliğinde İstanbul’un sokaklarında şiir dolu bir gezintiye çıkarıyor. Yolculuğa Müjde Başkale’nin şehrin kendisi gibi detaylarla dolu çizimleri eşlik ediyor.

İstanbul’da bir martı,

Kanadı kırık bir martı olsam

Bilmem ki, böylesi bir durumda

Kimden daha çok korkardım…

Kediden mi, köpekten mi?

Yoksa arabalardan mı

Ama belki de sonra biri, kim bilir,

Bir çocuk belki,

Çıkagelir ve iyileşene kadar

bakardı bana,

Ama sadece iyileşene kadar…

Bu kitapta İstanbul’un diğer sakinleri var. Bazen yok sayılan, bazen de alışkanlıktan gözden kaçırılan. Okudukça, kırmızı bir balonun peşine takılıp zamanı durdurası geliyor insanın. Bir kedi gibi miskinlik etmek, bir köpek gibi geleni geçeni seyretmek ve bir martı gibi gökyüzünde salınmak istiyor.

Birbirinden güzel şarkıları, kitapları ve çevirileriyle tanıdığımız Genç Osman Yavaş’ın şiir kitabı Kedi, Köpek, Martı şehrin kendisi gibi herkesi sarmalayacak kadar samimi. Üstelik en sonda da sözü ve müziği kendisine ait bir şarkı karşılıyor okurlarını.

Kediler, köpekler, martılar

Her yerde onlar var

Bazen görmesek de çocuklar

Onlar da bizimle yaşıyorlar.