İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir kedim bile yok…

Bir kedim bile yok…

İnci ÖZGÜR

Her çocuk gibi evde hayvan beslemek isteyen çocuk yazarımız İnci Özgür, bu ay çocuk romanlarında sevimli kedi ve köpek kahramanların peşine düştü. Şubat sayımızda ise İyi Kitap okurlarının karşısına sürpriz bir söyleşiyle çıkacak, bizden söylemesi!

Annemle babam bazen çocukluklarını anlatıyorlar, ben hem şaşkınlıkla hem de kıskanarak dinliyorum onları. İkisinin de evlerinde, daha doğrusu evlerinin bahçelerinde besledikleri hayvanları varmış. Annemlerinki kümesi, kedisi, köpeği olan bir bahçeymiş, babamlar daha çok bahçeye gelen kedileri beslemişler ama olsun.

Bunları anlatınca birkaç kez sordum anneme, siz eskiden çok mu zengindiniz diye. Annem de yok kızım nerden çıkarıyorsun, hep bugünkü gibiydik, deden de anneannen de öğretmendi biliyorsun der ve bu soruyu neden sorduğumu anlamazdı. Ben de bir gün anlattım, bahçeli bir evde oturduklarına göre, zengin olduklarını sanmıştım, babam araya girip eskiden –ama aslında çok eskiden değil– İstanbul’un pek çok yerinde iki, üç katlı bahçeli evler olduğunu, kendilerinin
de böyle evlerde büyüdüğünü söyledi.

Bizim bir balkonumuz var, epey büyük, dedem oraya saksılar içinde limon ve mandalina ağacı dikti, baharda çok güzel çiçek açıyorlar. Bazen güvercinler bazen kargalar geliyor. Güvercinlerden biri yuva bile yapmıştı.

Evet, dayanamayacağım artık söyleyeceğim, ben bir kedim olsun istiyorum, ama annem izin vermiyor. Ne haksızlık değil mi, onun evde beslenebilecek her tür hayvanı, hatta ördeği bile olmuş. Ama bana izin yok.

KEDİYE HAKSIZLIK MI?!
Apartman katında zor olacağı için, yazın bırakıp gitmek zorunda kalacağımız için, çıkacak bir bahçesi olmadığı için alacağımız kediye çok haksızlık olacağını, onu evin içine hapsedeceğimizi söyleyerek beni her seferinde ikna ediyor ama ben sokaklardaki kedilerin halini görünce onun gibi düşünmüyorum. Dün bütün gece, yağmur yağdığında sokak kedilerini düşündüm… Soğukta aç aç, bir yerlere sığınmak zorunda kalan kedileri… Çok üzülüyorum onları düşündükçe…

Hafta sonunda ben yine kedi sahibi olma hayallerine dalmışken gittiğimiz kitapçıda Evine Dönmek İsteyen Kedi adında bir kitap gördüm ve hemen orada rafın önünde okumaya başladım. Küçük kedi Suzi, Fransa’nın bir kasabasında dört kardeşin yaşadığı bir evin kedisi. Bu dört erkek kardeşin hepsini çok seviyor; ama içlerinde en sevdiği küçükleri Gebi. Bu ev bir balıkçının evi olduğu için, burada istediği kadar balık da yiyebiliyor.

Suzi tüm kediler gibi meraklı olduğu için başına gelmedik kalmıyor, sıcakta biraz kestirmek için girdiği sepet havalanınca kendini birden Manş Denizi’ni geçenbir balonda buluyor. Eve dönmek için neler neler yapmıyor ki… O kadar heyecanlı, o kadar sürükleyici ve o kadar güzel yazılmış bir kitap ki… Elimden bırakmadığımı görünce annem benim için satın aldı, ben de eve dönene kadar yol boyunca okudum. Kedileri seviyorsanız hiç kaçırmayın hemen okuyun. Bu arada kitabın arkasında serinin diğer kahramanlarından söz ediliyor: Baykuş Şlop, Penguen Otto, Su Samuru Pat, Karıncayiyen Pim, Tavuk Hilda. Önümüzdeki günlerde kendileriyle tanışacağım için şimdiden çok heyecanlıyım.

İlk yazımda size Narin’den söz etmiştim. Minyatürler çizen kızın hikâyesi. O kitaptaki resimleri çizen Mustafa Delioğlu’nun resimlerini çizdiği Aytül Akal’ın yazdığı incecik ama çok ilginç bir kitap daha var size anlatmak istediğim: Sanatçının Sihirli Odası. Çizimlerindeki düş gücüne, ayrıntılara ve özene özellikle dikkat etmelisiniz. İnsan eline alınca resimlerin içinde kayboluyor sanki, kitabı ne zaman elime alsam, sayfalara bakıp gülümserken yakalıyorum kendimi.

Sanatçılar pazarında yaptığı seramikleri satan Seramikçi Muti’nin hikâyesi bu. Başka sanatçıların yaptıklarıyla kimse ilgilenmezken Muti’nin yaptıkları hemen satıldığı için, diğer sanatçılar Muti’nin evini gözetlemeye başlarlar. Ve oldukça tuhaf şeyler görürler, bir eve kar yağar, bir gün yüzlerce kuş gelir, bir yüzlerce rengarenk çiçek açar. Sanatçılığın sırrını arayanlara çok şey anlatıyor bu kitap.

Bu ayki yazıma ‘Bir Kedim Bile Yok’ başlığını vereceğimi söylediğimde (ben de İyi Kitap’ın toplantılarına katılıyorum), Aslı Abla sanırım her şeyi hemen anladı, yüzüme gülümseyerek baktı ve raftan bana yeni yayımladıkları bir kitap uzattı: GRK Adında Bir Köpek.

SİZDEN BİR RİCAM VAR
Tim tıpkı benim gibi evde hayvan beslemek isteyen, pek arkadaşı olmayan, annesi ve babasının işten gelmesini beklerken hep bilgisayarla oynayan, oyunlar içinde de en çok helikopter simülatörlerini seven bir çocuk. Annesi ve babası hayvanları hiç sevmediği için (hatta nefret ettiği) Tim’e de sürekli olarak hayvan beslerse hastalanacağını söylüyorlar.

Grk ise çok sevimli, çok akıllı ve iyi huylu bir köpek. (Grk, Stanislavca cesur, cömert ve sersem demekmiş.) Sahibi Natascha Raffifi anne ve babasıyla, aniden ülkelerine dönmek zorunda kalınca kaybolan sevimli köpek Grk, sokakta Tim’i görünce peşine takılır ve onunla evlerinin önüne kadar gelir. Başlangıçta Tim de köpeği istemez, anne ve babasından çok korkar, ama kısa zamanda ona alışır ve onu çok sever. Verilen tüm cezalara rağmen onu bırakmak istemez, künyesinde Grk adını okuyunca sahiplerini aramaya başlar. İşte bundan sonrasında her şey çok heyecanlı… Tim’in helikopterleri sevdiğini söylemiştim ya… Gerisini siz tahmin edin, ya da etmeyin en iyisi siz de okuyun.

NOT: Sizden bir ricam var, kahramanı İnci olan öyküler ya da romanlar biliyorsanız bana yazar mısınız?

cocukyazar@hotmail.com

Grk Adında Bir Köpek
Josh Lacey
Çeviren: Elif Yalçınkaya
Tudem Yayınları / 240 sayfa
Sanatçının Sihirli Odası
Aytül Akal
Resimleyen: Mustafa Delioğlu
Uçanbalık Yayıncılık / 32 sayfa
Show More