İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kim bilir, belki ruhdaşınız bir faredir

Dostluğa, aslına bakarsanız yalnızlığa dair çok sözü olan bir kitap bu. Paylaşmanın kıymetini, paylaştıkça çoğalan duyguları ve yaşanan değişimleri ince bir mizahla yer yer gülümsetip yer yer hüzünlendirerek aktarıyor okura.

Yazan: Özlem Toprak

Ev arkadaşı bir farenizin olduğunu gözünüzün önüne getirin bir an… Hem de okumayı çok seven, tam bir kitap kurdu fare! Kulağa çok fantastik geliyor değil mi? En sevdiğim hayvanlardan olan farelerin de tıpkı kedi, köpek gibi evde beslenebilmesini hep çok istemişimdir. Ama gel gör ki fareden korkmayan insan sayısı hayli az. Buna rağmen ön yargıları kırmak için mi yoksa günah çıkarmak için mi bilinmez, çocuk kitaplarında irili ufaklı rollerde çok sık karşımıza çıkar fareler. Galiba çocuk kitabı yazarları bu küçük yaratıkların da sevimli, sevilebilir olduklarını göstermek için henüz önyargılarla kirlenmemiş çocuk zihninde yer açma gayretindeler.

Yalnızlığı seven bir yazar, okumayı çok seven bir fare

Kelime Yayınları etiketiyle Haziran 2016’da okurlarıyla buluşan, en başta ismiyle içi ısıtan fareli bir öykü var yine elimde: Okumayı Çok Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü. Adından da anlaşılacağı gibi kahramanlarımızdan biri okumayı bilen ve hatta çok seven bir sokak faresi. Adı Walter. Adını bile ilk okuma durağı olan yazar Walter Scott’tan alıyor. Türdeşlerinden farklı olarak doğuştan okuma yeteneği var. Ailesini kaybettikten sonra pek çok yer dolaşan Walter, biraz da yaşlanınca bir evde yaşamaya başlıyor. Evin sahibi Amanda Pomeroy adında, onlarca çocuk kitabı yazmış ünlü bir yazar. Evinde çok fazla kitabı olan, günün çoğunu okuyarak ve daktilosunda yazarak geçiren Amanda, kimseyle görüşmeyi tercih etmeyen, 70’li yaşlarda, oldukça yalnız biri. Yazmak, okumak ve televizyon seyretmek dışında, yaptığı tek şeyse evinin çevresinde yürüyüşe çıkmak.

Aynı evde yabancı kalınır mı hiç?

Altı aydır Amanda’nın evinde ona görünmeden yaşayan, geceleri kitap okuyarak zaman geçiren Walter, günlerden bir gün artık ev sahibi ile tanışmak, ona sorular sormak istiyor. Bir şekilde bunun bir yolu olmalı diye düşünüyor hep.

İşte hikâyenin en eğlenceli bölümü böyle başlıyor. Walter bir gün Amanda’nın daktilosunun üzerine bir not bırakıyor: “Benim Adım Walter, ben de burada yaşıyorum.” İtirafının ardından başlıyor yanıtı beklemeye. Amanda’nın yanıtı çok geçmeden geliyor, oldukça kısa ve şaşırtıcı bir yanıt bu üstelik: “Biliyorum.” Bu şekilde başlayan mektuplaşmaları yalnızlıklarını delen bir oyuna dönüşüyor. Her not, günden güne birbirleriyle ilgili pek çok şeyi öğrenmelerini sağladığı gibi heyecanlı bekleyişleri de sakin, sıradan geçen günlerine renk katıyor.

Karakter sayısı kısıtlı, konusu oldukça sade olan kitap; anlatım biçimi, çizimleri ve hissettirdikleriyle gönlünüzde özel bir yere oturuveriyor. Özellikle karakterlerin hissettiği karmaşık duygularda kendinizden bir parça bulmamanız imkânsız. Dostluğa, aslına bakarsanız yalnızlığa dair çok sözü olan bir kitap bu. Paylaşmanın kıymetini, paylaştıkça çoğalan duyguları ve yaşanan değişimleri ince bir mizahla yer yer gülümsetip yer yer hüzünlendirerek aktarıyor okura.

Kategoriler üstü dostluk

Amanda ve Walter’ın hüzünlerini ve yalnızlıklarını okurken bir çocuk kitabı için ağır duygular olduğunu düşünebilirsiniz. Ama ortak yalnızlıkları birleştikten sonra yakalanan o keyifli paylaşım sayesinde olumsuzmuş gibi tınlayan, o hani yabancılara duyulan çekinceler, yalnızlık, ölüm korkusu, hiç hissedilmemiş, hissettirilememiş sevgiler… Hepsi Amanda ve Walter’ın dostluğu içerisinde hafifliyor. Birbirlerine gizli bir şekilde pek çok şeyi öğretiyorlar.

Yazar klasik bir anlatım tekniği kullansa da duyguları öyle ustaca ve derinlikli bir şekilde kitaba yedirmiş ki hayran kalmamak mümkün değil. Ayrıca hikâyedeki edebi göndermeler meraklı okuyucular için güzel kapılar aralıyor.

Donna Diamond’un çizimleriniyse es geçmek olmaz. Siyah beyaz illüstrasyonlar hikâyeyi bütünlerken, bu uyumlu ilerleyiş Amanda ve Walter’ın naif ve duygusal dünyalarını daha da iyi algılamamızı sağlıyor.

Yazar sınıfların, türlerin, kategorilerin üzerinde her canlının dost olabileceğini “Bir yazar ve bir okur, bir insan ve bir fare birlikte kış mevsimine bürünmüş dünyayı seyrettiler” cümlesiyle o kadar etkileyici o kadar güzel özetlemiş ki! İnsan bu cümleye bakarak dostluğun resmini çizebilir sanki.

Demem o ki kitapları, yazmayı, fareleri seven ve bu koca dünyada kendini azıcık da olsa yalnız hissetmiş herkes bu kitapta çok şey bulacak.

Okumayı Çok Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü Barbara Wersba Resimleyen: Donna Diamond Türkçeleştiren: Sibel Subaşı Hill Kelime Yayınları, 64 sayfa
Okumayı Çok Seven Fare ve Bir Dostluk Öyküsü
Barbara Wersba
Resimleyen: Donna Diamond
Türkçeleştiren: Sibel Subaşı Hill
Kelime Yayınları, 64 sayfa
Show More