Çocuklar “kendilerine ait bir oda” arıyor

10 yaşında üç kafadar, bir an evvel ülkenin en büyük müzisyenleri olmak için kendi evlerine çıkmaya karar verir ve olaylar gelişir. Hem de hiç akla gelmeyecek biçimde…

Yazan: Emel Altay

Kerem, Emre ve Arda’nın en büyük hayali bir an evvel albüm çıkarmak ve şarkılarıyla ülkeyi kasıp kavurmak. Üç arkadaşa göre star olmaya giden yolda önlerindeki tek engel gönüllerince prova yapabilecekleri alanlarının olmaması. “Kendilerine ait bir oda”ları olsa her şey tamam olacak. Evlere Sığmayan Macera’nın anlatıcısı Kerem’den kendi odasının adım atamayacak kadar küçük olduğunu, Emre’nin annesinin aşırı kontrolcülüğünü ve Arda’nın evden çalışan babasının gürültüye tahammülsüzlüğünü dinleyince çocuklara hak vermemek elde değil. Müziğe hevesli çocuklar, ailelerinden destek göremeyince çareyi yetişkin gibi davranmakta, kirasını kendi ödeyecekleri bir eve çıkmakta buluyorlar. Tabii bu çözüm, yaşlarını düşününce, kulağa geldiği kadar mantıksız. Neyse ki Kerem ve grubu 10 yaşında ev tutabilmenin absürtlüğünün farkında, çareyi liseye giden ablasından yardım almakta buluyorlar. Neredeyse yetişkin ablası çocuklara yardıma yanaşıyor ama asıl gayesinin biraz eğlenmek olduğu da ortaya çıkıyor. Yine de Kerem’in ailesi tarafından sevilip kollanan, şanslı bir çocuk olduğunu anlıyoruz.

Müzik grubu hayalinden Sherlock’luğa geçiş

Macera, Kerem’in ablasıyla yeni bir eve bakmaya gitmesiyle bambaşka bir yere evriliyor. O ana dek kimseyi rahatsız etmeden müzik provaları yapabilecekleri bir ev ararlarken, Kerem’in baktıkları evin bodrum katında bulduğu kolye ile konu polisiye bir hâl alıyor. Ve Kerem’in sadece müzikal yeteneğe değil (tencereden yapılmış olsa da bateri çalıyor) bir dedektif zekâsına da sahip olduğunu görüyoruz. Âdeta bir Sherlock Holmes edasıyla bir kolyeden yola çıkarak kaçırılmış genç bir kadının kurtarılmasına kadar giden düğümü ilmik ilmik çözüyor. Tabii ev arama macerasında ablasından destek aldığı gibi burada da birkaç yetişkin yardımcısı var. Yine de maceradaki en gizemli noktaları aydınlatan, dahası en kritik anda ortaya çıkarak herkesin canını kurtaran yine Kerem ve arkadaşları Arda ile Emre oluyor. Çocukların star olacaklarına dair kendilerine duydukları özgüven hiç de boş olmasa gerek…

Çocuklar ebeveynlerin oyununa geliyor

Evlere Sığmayan Macera, Kerem’in ev ararken bir kolye bulmasıyla rehine kurtarma hikâyesine dönüşüyor, demiştik. Bu bölümün mutlu sonla çözülmesinin ardından hikâye bir kez daha kırılarak ilk sorusuna geri dönüyor: Kerem, Arda ve Emre nasıl müzik starı olacak? Dedektiflik yaptığı kısımda bile ev ilanlarından gözünü ayırmayan Kerem için bu soru, hayati önemini sürdürüyor. Keza arkadaşları için de. Aileler nihayet çocuklarının kendi odalarında yeterince rahat olmadıklarını, gönüllerince prova yapamadıklarını anlıyorlar ve bu soruna eğilmeye karar veriyorlar. Elbette yetişkinlerin dünyasında bu sorunun çözümü 10 yaşında üç çocuğun bir başlarına eve çıkmaları değil, bu söz konusu bile olamaz. Onlar da kendilerince bir oyun hazırlayarak çocuklarına neden henüz yalnız yaşamaya hazır olmadıklarını kendilerinin keşfetmelerini sağlıyorlar. Finalde hem çocukların aileleriyle yaşamaya can attığı hem de çok daha rahat prova yapabilecekleri, vakit geçirebilecekleri bir çözümün mümkün olduğu görülüyor.

Aileler çocuklarına gerçekçi ama sevgiyle yaklaşıyor

Yazar Aytül Akal, ailelerin çocukların sorunlarına karşı hem gerçekçi hem de çözümcü bir yaklaşım geliştirmelerini tercih etmiş. Yani ebeveynler hem çocuklarının dertlerini dinliyor, onları ciddiye alıyor hem de bariz olanı (ayrı evde yaşamalarının mümkün olmadığını) üstten bir bakışla değil deneyimleyerek kabul etmelerini sağlıyor. Bu açıdan Evlere Sığmayan Macera’nın ebeveyn-çocuk ilişkisine gerçekçi ama sevgi ve saygıyı eksik etmeyen bir bakışla yaklaştığını söyleyebiliriz. Küçük bir eleştiri; ailenin çocukların müzik çalışmalarını da destekleyen bir adım atması, macerayı çok daha güzel sonlandırabilirdi. Tabii hikâyenin seyrinden bunu okurun çıkarması da mümkün.

Çocuk edebiyatında dolu dolu 30 yıl

Aytül Akal, çocuk edebiyatında 30. yılını kutluyor. Kitabın yazar tanıtımı kısmında verilen bilgiye göre Akal 30 yıla 200’e yakın öykü, şiir, masal, tiyatro oyunu, roman ve anı türünde eser sığdırmış. Saygı ve hayranlık duyulası bir yaratı gücü. Evlere Sığmayan Macera da yazarın çocuklar için kurmaya, düşlemeye devam ettiği zengin dünyasında yerini almış durumda. Bu arada kitaptaki çizimlerde imzası bulunan Gül Sarı da Akal’ın macerasına çok güzel eşlik ediyor.