Anlatısını kelimelerle değil, resimler aracılığıyla kuran Keşif, kapak tasarımının ortasında yer alan delici bir bakışla karşılıyor bizi. Bu bakışın sahibi bir balık mı, yoksa bir kamera merceği mi, kestirmek zor.
Sanatçı David Wiesner’in, görsel olanı yalnızca sözsüz kitap tekniğinin bir aracına indirgemediği, hikâyesinin içeriğinde de bizi görmenin olanaklarının sınırlarında dolaştırdığı eseri, bir sahil manzarası ile açılıyor. Bir çocuk, yanında kuma saplanmış bir kova, elinde küçük bir kürek, denizle kumsalın birleştiği, sınırları sürekli değişen sahil çizgisinde keşifte. Dalgalar kıyıya bir şeyler taşıyor ve onları tekrar açıklara sürüklüyor. Çocuk; mantar bir tıpa, bir deniz kabuğu ya da bir vatoz yumurtası beklerken gelgit bu sefer bambaşka bir şey, üstü kekamoz1 tutmuş eski bir su altı kamerası bırakıyor ıslak kuma.
Kameranın içindeki filmleri tab ettirdiğindeyse yalnızca olağanüstü ayrıntılarla dolu, gerçeküstü bir su altı şehrinin görüntüleri ile karşılaşmıyor kahramanımız. İlk bakışta diğerlerine nazaran sıradan gözüken son fotoğrafta, elinde bir fotoğraf tutan Asyalı bir kızın portresi var. Kızın elindeki fotoğrafta ise başka bir çocuğun portresi ve onun elinde de fotoğraf tutan başka bir çocuğun portresi. Keşif’te, bambaşka zamanlarda ve coğrafyalarda yaşamış çocuklar tek bir fotoğraf karesinde buluşuyor.
Wiesner’in, detayları özenle işlenmiş, gerçekçi illüstrasyonlarındaki dokunun eski fotoğrafların grenli yapısını anımsatışı, kurmacayı sahici kılmış. Pastel tonların hâkim olduğu kitapta, ışık da belirleyici bir eleman olarak kullanılmış. Bilindik olanın mekânı karada aydınlık, bilinmeyenin mekânı okyanusta ise koyu tonlar hâkim. Zıt renklerin beraberliğinin yarattığı tansiyonla beraber, perspektif ve format kullanımındaki çeşitlilik kitabı oldukça dinamik hâle getirmiş. Bazı sahnelerde hikâyeyi kahramanın bakış açısından görmemiz de okuyucunun kendisini maceranın içinde hissetmesini sağlamış.
1 Su altında, çoğunlukla teknelerin altına yapışan küçük mikro organizmalı yaratıklara verilen isim.
Keşif
David Wiesner
Türkçeleştiren: Özge İpek Esen
Bilgi Yayınları, 40 sayfa