İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Sirk kumpanyası suç çetesine karşı

Uçan kaçan, hayvanlarla konuşan, kısacası acayip hünerleri olan dört cesur çocuğun azılı bir suç çetesinin peşinde New York sokaklarında, metrolarında, hatta kanalizasyonlarında koşuşturduğu bir macera romanı İyi Hırsızlar.

İyilerin harekete geçmek için en güçlü motivasyonu empatidir. Kahramanımız Vita’da bu empati bolca var. Kalbi kocaman Vita için dedesini mutlu görmek her şeyden önemli. Önce tutkuyla sevdiği eşini, sonra da aile yadigarı yuvasını (aslında bir kale ama buna birazdan geleceğiz) kaybeden dedesi ise Vita’ya göre ancak evine dönerse mutlu olabilir.

İyi Hırsızlar romanı, geçirdiği çocuk felci yüzünden bir bacağı sakat kalmış ama yaşamaya olan tutkusunu hiç yitirmemiş 13 yaşındaki Vita’nın, annesiyle birlikte New York’a dedesinin yanına gelmesiyle başlıyor. Annesinin amacı yaşlı adamı alıp kendi yaşadıkları ülkeye dönmek… Ancak neredeyse çılgınlık derecesinde gözüpek olan Vita için ortada giderilmesi gereken çok büyük bir haksızlık var. Aslında olan şu: Eşinin kaybıyla bütün ışığını, düşünme melekelerini yitirmiş olan dede Jack Welles, büyük bir emlak hırsızlığı çetesinin ağına düşerek doğduğundan beri yaşadığı Hudson Kalesi’nden atılıyor. Suç çetesinin başındaki kişi Sorrotore, çok zengin ve ünlü bir iş insanı. Vita, ne yapıp edip yabancısı olduğu New York şehrinde Sorrotore’nin peşine düşüp dedesine ait olan kaleyi geri almayı kafasına koyuyor. Tüm macera da bu kararla başlıyor elbette.

İyi çocuklar kötü adamları
nasıl mı yener?

Vita, “Seni yeneceğim New York” anını, onları İngiltere’den getiren gemi New York silüetine yaklaştığı anda yaşıyor ve geriye bunu nasıl ve kimlerle yapacağını bulmak kalıyor. Çok güçlü ve tehlikeli bir suç çetesinin elinden usulsüzce ele geçirdikleri bir mülkü geri almak kuşkusuz çok zor. Üstelik bunu polis ya da avukat desteği almadan kendi yöntemleriyle hâlletmek isteyen bir çocuk için görev imkânsıza yakın. Dahası geri alınmak istenen mülk, bir gölün ortasında yükselen bir kale olunca lojistik zorluklar da işin içine giriyor. Ama kararlı Vita’nın gözünü korkutacak engeller değil bunlar. Onun planı çok net, ihtiyacı olan tek şeyse becerikli ve sadık ekip arkadaşları.

Biri uçuyor, biri hayvanlarla konuşuyor biri de tüm kilitleri açıyor

Vita, can düşmanı Sorrotore’nin evinde verdiği partiye girmeyi başardığında orada Silk ile tanışıyor. Silk, partide garson olarak çalışan ama aslında yankesicilik yapan bir kız çocuğu. Vita’yla hemen hemen aynı yaşlarda olmalarına rağmen, ana babasız ayakta kalmaya çalışan Silk, tam da Vita’nın aradığı kişi. Hudson Kalesi’nin kapılarını açmak için Silk’ten daha iyi biri bulunamaz. Genç kız binbir zorlukla da olsa ekibe dâhil oluyor. Vita’nın planı için her şey tamamlanıyor böylelikle. Carniage Hall’un içindeki sirkte çalışan Arkady ve Samuel’i planına katılmaya çoktan ikna etmiş durumda. Arkady, bir nevi “atlara fısıldayan adam”. Onu özel kılansa sadece atlarla değil; köpeklerle, kuşlarla, fillerle, kısacası akla gelebilecek her hayvanla arasının çok çok iyi olması. Böylece kaleyi koruyan bekçi köpeklerini nasıl saflarına katacaklarını Arkady ile çözüyorlar. Samuel ise uçuyor. Kulağa abartı gibi gelse de Samuel sirkte tel üzerinde yürüyen bir cambaz olmak için yetiştiriyor kendini. Ekibi bu denli kusursuzken Vita da boş değil… Kendisini planın “ne olur ne olmaz”ı olarak konumlandıran Vita’nın yeteneği hedefi 12’den vuran bir atıcı olması. Böyle şaşırtıcı bir ekip bir araya gelince geriye sadece Vita’nın kurnazca hazırladığı planı uygulamak kalıyor. Tabii onda da bolca tehlike, patlama çatlama, alevler eksik olmuyor.

Yer yer inandırıcılıktan uzak
ama zengin bir kurgu

1987 doğumlu Katherine Rundell, beşinci romanı İyi Hırsızlar’da çocuklara yönelik bir macera için hayli çetrefilli (mülk dolandırıcılığı yapan silahlı gerçek kötüler bir yana kaçak içki imalatına bile değiniliyor) bir kurgu oluşturmuş. Hikâye yer yer inandırıcılığını yitirse de malzemesinin zenginliğiyle tempoyu yukarıda tutmayı başarıyor diyebiliriz.

İyi Hırsızlar

Katherine Rundell

Türkçeleştiren: Cenk Pamay

Editör: Algan Sezgintüredi

Domingo Yayınları, 280 sayfa

Show More