İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Sabri Cemil’den Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler

Rıfat Ilgaz, Mehmet Baydur’a “Hababam Sınıfı, Kastamonu Muallim Mektebi anılarımdır,” der. Kitabındaki edebiyat öğretmeni Piyale İhsan’ın “biraz Sabri Cemil biraz da başkalarının karışımı” olduğundan söz eder.

Söyleşi: Doğan Gündüz

“İtiraf edelim: Biz Osmanlılar öteden beri küçüklerle uğraşmamışız, küçük şeyleri pek ehemmiyetsiz görmüşüzdür. Hâlbuki bu kayıtsızlık büyük bir hatanın başlangıcıdır. Çocuklarımızı düşünücü, sorucu, öğrenmek isteyici, serbest davranıcı birer küçük adam hâline getirmeye pek de dikkat olunmadığı içindir ki bizde böyle aileler, böyle cemiyetler ve böyle bir millet henüz teşekkül etmiş görülemiyor…” (Cemil, s.2)

Bu satırlar, Sabri Cemil’in (Yalkut) (d.1882-ö.1957), Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler kitabının girişindeki “Birkaç Söz” başlığı altında yer alıyor. Kitabın baskısı ilk kez 1911 yılında Kosova’da yapılmış, 1914 ve 1917’de İstanbul’da yapılan baskıları da var.

Kosova Priştine’de doğan Sabri Cemil, 1900 yılında İstanbul’da açılan Darülfünun’un Edebiyat Bölümü sınavına girer ve birincilikle kazanır. Mezun olduktan sonra Üsküp Dârülmuallimîn Rüşdiyesi Müdürlüğü görevinde bulunur. Üsküp’te çıkan Yeni Mektep ve Yıldız dergilerine şiirler yazar, çeviriler yapar, eğitim öğretim hakkındaki görüşlerini dile getirir.

Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler’i için “…bir kısmını kendiliğimden yazdım, bir kısmını Fransızcadan aldım. Şüphe etmem ki bunlar küçükte aile, mektep, vatan muhabbetlerini kökleştirecek,” der şair “Birkaç Söz”de.

Sabri Cemil, çocuklara vermek istediği öğütleri, yaşamla ilgili dersleri yalın, kafiyeli şiirlerle aktarır kitabında. Anne sevgisi ki anne aynı zamanda vatandır, İslam dini hakkındaki temel bilgiler, çalışmak, tembellik, faydalı işler yapmak, büyüklere itaat etmek, doğruluk, çalışkanlık, doğa, bilim, eğitimin önemi, yoksullara yardım etmek, iş bölümü, paylaşmak, kavganın kötülüğü, ölüm, kahramanlık gibi konuları işler. 

Çocuklara büyüdüklerinde topluma, millete ve vatana hizmet edeceklerini; vatan için kendilerini feda etmeye hazır olmaları gerektiğini öğütler. Vatan için hizmet demek, erkek çocukların öncelikle asker olması, kız çocukların da vatana “çiftçi, dülger, hekim, tüccar, fabrikacı, asker” olacak erkek çocukları yetiştirmesi demektir. “Küçük Osmanlı” (s.17) ile “Kız Mektepleri Marşı” (s.32) şiirleri, çocuklardan neler beklendiğine dair iki güzel örnektir:

Küçük Osmanlı

Bir gün asker olacağız, Düşmanımız yenilecek,

Kılıç, tüfek alacağız, Bayrağımız yükselecek,

Düşmanlara salacağız: Milletimiz hep gülecek:

Biz Osmanlı evladıyız, Biz Osmanlı evladıyız,

Bu vatanın kurbanıyız! Bu vatanın kurbanıyız!

Kız Mektepleri Marşı

Biz vatanın ümidiyiz, vatan bizimle yaşar;

Bu dünyada bir annesiz yaşar mı hiç çocuklar?

Evet, bugün biz küçüğüz, mini mini kızlarız;

Fakat yarın koynumuzda yavrumuzu besleriz.

…..

Vatan için onlar kılıç kuşanacak, ölecek,

Ölürken de acı yaşlar dökmeyecek, gülecek!

Biz de öyle… Onlar ile edeceğiz iftihar;

Diyeceğiz: Şu vatana kurban gitmiş oğlum var!

Devletimiz, milletimiz şan alacak, yine biz

Ak saçlarla vatan için her gün dua ederiz!

…..

“Millet Meclisi”, “Osmanlı Sancağı” ve “Donanmaya Veriniz” şiirlerinde olduğu gibi siyasi konuları da çocuğun anlayacağı bir şekilde aktarmaya çalışır Sabri Cemil. Osmanlı İmparatorluğu’nda İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği tarih olan 10 Temmuz günü, 1909 yılından itibaren milli bayram olarak kutlanmaya başlanır. Şairin siyasi şiirlerinden biri olan 10 Temmuz (s.43-44) başlıklı şiiri Meşrutiyet üzerinedir:

10 Temmuz!

Uyuyorduk biz önce, Ne rahatlık var idi,

Hür değildik evvelce, Ne malımız mal idi,

Esir kaldık yıllarca. Ne canımız can idi.

On Temmuz’da canlandık, On Temmuz’da canlandık,

Hürriyeti kazandık! Adaleti kazandık!

Bütün millet o zaman Hükmederdi paşalar,

Birbirine hep düşman, Esir idi ağalar,

Yanıyordu şu vatan. Sürülürdü babalar.

On Temmuz’da canlandık, On temmuzda canlandık,

Uhuvveti kazandık! Müsavatı kazandık!

Yaşa, yaşa, on temmuz!

Seni bayram tanırız,

Şimdi hep bir, hep hürüz.

Arslan gibi davrandık,

İnsanlığı kazandık!

Sabri Cemil’in, 1917 yılında İstanbul’da basılan kitabının elimizdeki kopyasının en üstünde kurşun kalemle, Arap harfleri ile yazılmış “Zeynep Hanımefendi kardeşime takdim” notu var. Bu notun altında kitabın yazarının adı matbu olarak yer alıyor. Bir ihtimal ki bu el yazısı ve not Sabri Cemil’e aittir.

Kitap kapağının ortasındaki çerçevede ise şunlar yazılı:

Dört yaşından on beş yaşına kadar erkek ve kız çocukları için tertip edilmiş açık Türkçe elli manzumeyi havi mecmuadır.

Sabri Cemil’in 1911’de ilk baskısı yapılan bir kitapta çocukları “erkek ve kız çocukları” şeklinde belirtmesi, kızları da anması o dönemin çocuk dergilerinde de yeni yeni öne çıkan önemli bir vurgudur. Ancak kızlar için yazılmış şiirlerin içeriğine baktığımızda toplumun kadınlardan beklediği, onlara yüklediği görevleri, kızların devralacağını ve zaten kıza yakışanın da bu olduğunun dile getirildiğini görürüz:

İğne (s.18)

(Kız ağzından)

Ben iğneyi severim, Dikiş, oya, tentene…

Budur benim hünerim. Neler yapmaz şu iğne?

Dikiş bilmezsem eğer Evet, kendi çıplaktır;

Bana kalem ne eder? Fakat bizi giydirir.

Ben hanımım, hanımlar Yaşa iğnem, çok yaşa!

İğne ile iş yapar.
Gel takayım ta başa!..

Kız çocuklarının eline iğne yakışırken erkekler kalem ile eğlenir, iğneyi küçümser:

Kalem (s.19)

(Erkek ağzından)

Nedir iğne… Beğenmem. Yazar, bozar, çizerim.

Bana verin bir kalem. Bunlarla eğlenirim,

Gıcır gıcır yazayım, Kitabım ne güzel!

Türlü resim çizeyim.
Bana söyler hep masal.

Ben isterim çok şeyler: Kitap, kalem çok yaşa!

Hokka, kâğıt, hem defter. Gel gelelim baş başa.

Pedagoji ile yakından ilgilenen, bu alanda çeviriler yapıp makaleler yazan Sabri Cemil’in önsözde andığı “düşünücü, sorucu, öğrenmek isteyici, serbest davranıcı çocuklar”, şiirlerinden de görüldüğü gibi belli ki erkek çocuklardır.

Şairin okul öncesi eğitimin önemini bir asır önceden fark edip Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler’in girişinde bu hususa özellikle değinmesi dikkate değerdir:

“Üç dört yaşında bir çocuk söylenen şeyleri anlayabiliyor ve istediğini de anlatabiliyor. İşte onun terbiye-i fikriyesine o yaşından itibaren başlamak ister ve başlanırsa semere de hâsıl olur.” (s.2)

Sabri Cemil şiir kitabı yazmasının nedeni de tam da bu yaştan itibaren çocuklara bir şeyler öğretmek olduğunu belirtiyor ve sözüne devam ediyor:

“…. çocukları bilimli ve düşünceli yapacak daha bir vasıta var: Onlara mini mini manzumeler belletmek! Ana diliyle açık yapılmış manzumeler böyle küçükleri ne kadar teshir ediyor!” (s.4)

“…Ben tecrübe ettim ve gördüm ki bu gibi manzumeler küçükler için süt kadar lazım. Zaten her lisanda mini miniler için yazılmış ne çok manzumeler, mecmualar var!..” (s.5)

Sabri Cemil, Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de birçok yere eğitimci olarak görevli gider. Üsküp, İstanbul, Bursa, Şam, Balıkesir, Kastamonu görev yaptığı şehirlerdendir. Kastamonu’daki öğrencilerinden biri de Rıfat Ilgaz’dır.  Rıfat Ilgaz Mehmet Baydur’a “Hababam Sınıfı, Kastamonu Muallim Mektebi anılarımdır,” der. Kitabındaki edebiyat öğretmeni Piyale İhsan’ın “biraz Sabri Cemil biraz da başkalarının karışımı” olduğundan söz eder. (Mehmet Baydur-Rıfat Ilgaz/Öğretmen Dünyası Dergisi, Kasım 1988). İlginç olan, Hababam sınıfındaki öğrencilerin anlamakta zorlandıkları, Osmanlıca kelimeleri kullanan bu öğretmen karakterine esin kaynağı olan Sabri Cemil’in Meşrutiyet döneminde Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler kitabını “açık Türkçe” ile yazması ve buna önem vermesidir.

Sabri Cemil Yalkut’un Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler kitabından başka, çocuklar için yazdığı Çocuk Şiirleri Cıvıltılar (1942), Resimli Çocuk Şiirleri (1959) kitaplarının yanı sıra, Behçet Kemal Çağlar, Ramazan Gökalp Arkın, M. Faruk Gürtunca, Fahrünnisa Elmalı gibi yazar ve şairlerin şiirlerinden derlediği Küçüklere 19 Mayıs Şiirleri (1955) adlı bir derleme kitabı da var. Bu derlemede yer alan Sabri Cemil’in tek şiirindeki tını ve tema 44 yıl önce yayımlanan Çocuklara Mahsus Küçük Şiirler’de yer alan şiirlerinden pek de farklı değildir:

19 Mayıs (s.2)

Bin dokuz yüz on dokuz Can verdi bu millete.

Yılında bir uğursuz O günden sonra düşman

Düşman yurda sokuldu, Koğuldu bu vatandan.

Türk’ün bayrağı soldu. O günden sonra millet

Bir gün Mustafa Kemal Gördü bir Cumhuriyet.

“Ya ölüm ya istiklâl!” O günden sonra devrim

Diye çıktı Samsun’a, Getirdi yeni dirim.

Millet bastı bağrına. Bayram değil mi bugün?

19 Mayıs işte Bize ondan da üstün!

Sabri Cemil’in, çocuklar için yazdığı şiirleri ister Osmanlı ister Cumhuriyet dönemi olsun içinde yaşanılan, değişen toplum düzeninin ve yönetimin çocuklarca hızlıca kavranması, öğrenilmesi, kurallara ve yaşama biçimine çabucak uyum sağlanması için eğitici bir araç olarak gördüğünü söylemek pek yanlış olmaz. Bunlar arasında “Yağmur” şiiri (s.35) gibi hoş istisnalar da yok değil.

Yağmur

Çıt çıt… Cama kim vurur?

Ay! Ne iri damlalar!

Demek dışarıda yağmur

Yağar, sanki gök ağlar!.

Yağmur hanım, bak bana:

Yasak sana bu oda!

Gelme beni görmeye;

Hadi sen git bahçeye.

Oradaki çiçekler

Seni dört gözle bekler.

Tarlaları git sula;

Sataşma sağa, sola.

Bütün yemişler olsun;

Cepler yemişler dolsun!

Yağmur hanım, bak bana:

Yasak sana bu oda!

Küçüklere 19 Mayıs Şiirleri, Derleyen: Sabri Cemil Yalkut, Rafet Zaimler Yayınevi, İstanbul Tan Matbaası, İstanbul, 1956, 40 sayfa

 

 

Show More