Kediler, çocuklar ve yetişkinler…

Aşkın doğallığını ve hayatı güzelleştirme gücünü çocukların küçücük yaştan itibaren bilmeleri önemli diye düşünüyorum.

Yazan: Tülin Kozikoğlu 

Kimler o eski, güzel romantik komedi filmlerinin içimizi açan senaryolarını özledi? Buyurun, sizi Gıcır & Bıcır’ın sayfalarına alalım. Romantik komedilerde bizi hikâyeye bağlayan, içimizin pırpır edip yüzümüzün gülmesini sağlayan ne varsa bu kitapta bulmak mümkün. Mesafelerin engelleyemeyeceği bir aşk, uzaktan hayran hayran bakışmalar, sonu gelmez telefon konuşmaları ve en nihayetinde her iki tarafın da kendince bulduğu, kâh pratik kâh çetrefilli kavuşma yöntemleri. 

Romantik komedi olur da talihsiz tesadüfler olmaz mı? Elbet bir şeyler ters gidecek, yanlış kişiler yanlış zamanlarda yanlış yerlerde belirecek, incelikli planlara rağmen kavuşulamayacak ve kimsenin yüzünün gülmediği, içinin umutsuzlukla dolduğu günler, geceler geçecek. Ama geçecek… yani, geçip gidecek. Veee… yine bir tesadüf. Ama bu seferki talihsiz değil, tatlı bir tesadüf. Hikâyemizin sorununu çözen, her şerde bir hayır vardır türünden minik, sempatik bir kaza… Hani o iki tarafın da ellerinde ne var ne yoksa dört bir yana saçıldığı, komik çarpışma sahneleri vardır ya, işte tam öyle bir sahneyle öykü kahramanlarımızın huzura kavuşması ve iki kedi, iki çocuk ve iki yetişkinin bir sofrada buluşması. 

Söz konusu olan çocuk kitabı olunca tabii ki baş kahramanlarımız, bu altılının en “tüylü” olanları; Gıcır ve Bıcır ikilisi. Aynı apartmanda yaşıyorlar. Biri Yosun’un, diğeriyse Kaya’nın kedisi. Benim “aşk” diye bahsetmeme bakmayın siz. Yazar belki de iki kedinin dostluğunu anlatmak istemiştir. Benim hoşuma gidiyor küçük çocuklara aşktan bahseden kitaplar. O yüzden böyle yorumlamayı tercih ettim kitapta bahsi geçen ilişkileri de. Aşkın doğallığını ve hayatı güzelleştirme gücünü çocukların küçücük yaştan itibaren bilmeleri önemli diye düşünüyorum. O yüzden bu kitabı kıymetli buldum. Üç paralel ilişki görüyoruz kurguda: Kediler, çocuklar ve yetişkinler. Adını siz koyun… İster aşk deyin, ister dostluk. Önemli olan bu üç çiftin aynı sofrada, aynı sohbette buluşabilmesi. Yaşam stillerindeki, alışkanlıklarındaki, zevklerindeki ve ten renklerindeki farklılıklara rağmen. Tüm bunları çizimlerle bize sunan Gıcır & Bıcır, resim-metin dengesi açısından tam not alıyor. Resimlere gizlenen espriler kurgu kadar, hatta bazen daha çok yüzümüzü güldürüyor. Uzun incelemelik, dönüp dönüp bakmalık detaylarla dolu Gıcır & Bıcır, tekrar tekrar okunan kitaplar kategorisinde yerini çoktan almışa benziyor.