İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Aynanın İçinden – ESRA İLTER DEMİRBİLEK

“Şunu öğrendim: En iyisi kendi kitabını yazıp resimlemek”

Söyleşi: Elif Şahin Hamidi

Siz âdeta kâğıdı, kalemi, boyaları oyuncak bellemiş bir çocukmuşsunuz. Kendini bildi bileli çizenlerdensiniz aslında. Ancak ilginçtir ki mühendislik okudunuz ve on altı yıl mühendislik yaptınız. İllüstrasyon alanında kendinizi gerçekleştirme ve geliştirme sürecinden bahseder misiniz?

Resim ve matematik aslında birbiriyle ilgili alanlar. İkisi de görsel algı, tasarım becerisi ve yaratıcılık gerektiriyor. Leonardo Da Vinci hem ressam hem mühendis mesela.

Ortaokul ve lisede resim konusunda yoğun bir teknik eğitim aldım. Yıllarca hobi olarak karikatür ve çizgi hikâyeler çizdim. Anne olduktan sonra çocuk kitapları illüstrasyonlarıyla ilgilenmeye başladım ve özel eğitimler aldım. Hâlen farklı dallardaki (botanik illüstrasyonu) eğitimlerime devam ediyorum. Mühendisliği tercih etmemin sebebi, maddi olarak güvence arayışımdı. Bir süre iki mesleği bir arada yürüttükten sonra tamamen illüstrasyona kaydım. Kurumsal yaşantının bana sağlamış olduğu bazı sosyal becerilerin, özellikle iletişim kurmak anlamında çok faydasını gördüm. 

Çocukken okuduğunuz resimli kitapların, çizgi romanların nasıl bir etkisi, katkısı oldu çizerliğinize? Geçmişten bugüne etkilendiğiniz, örnek aldığınız, takip ettiğiniz, ilham aldığınız çizerler, etkilendiğiniz sanatçılar, beslendiğiniz kaynaklar neler?

Çocukluğumda resimli kitaplara erişmek kolay değildi. Sıkı bir mizah dergisi okuyucusuydum. Galip Tekin, İlban Ertem, Ergün Gündüz çok sevdiğim sanatçılardı. Çocuk kitaplarına ilgi duymaya başladığım zamandan beri de pek çok sanatçıyı takip ediyorum. Instagram, Behance ve illüstrasyon ajanslarının web sitelerinden çok besleniyorum. 

“Yaratma cesareti” çizmek, yazmak gibi yaratıcı uğraşlarda oldukça önemli. Rollo May, Yaratma Cesareti adlı kitabında, cesaret kavramı için “umutsuzluğa rağmen ilerleyebilme yetisi” diyor. Biraz da böyle bir cesaret sanki yazmak-çizmek gibi yaratıcı işlerle, sanatla uğraşmak, ne dersiniz? 

Sanatçının en büyük zaafı egosudur. Anlaşılamama ve takdir görmeme riskine karşılık üretiyor olmak bence en büyük cesaret. 

 

Başlangıçta çizgilerle vücut bulan karakterler/tiplemeler yaratıyordunuz, sonra sözcüklerle de karakterler yaratmaya, hikâyeler kurmaya koyuldunuz. “Çılgın Deneyler Kulubü” ile yazarlık maceranız başladı. Hem çizmek hem yazmak, kendi yazdığınız hikâyeyi resimlemek ve bir başkasının yazdığı hikâyeyi, kurduğu dünyayı resimlemek, çizgi hikâyeler üretmek üzerine konuşabilir miyiz? 

Hikâyeyi önce görsel olarak kurgulayıp sonra metne dökenlerdenim. Aslında kelimelerle aram çok iyi değil, keşke sadece görsellerle hikâyelerimi anlatabilsem ama o kadar karmaşık kurgular geçiyor ki aklımdan, bunları sadece görsellerle anlatmam zor. 

Başkasının kitabını resimlerken, hikâyeyi içselleştirmiş olmam ve birlikte işbirliği yaptığımız yazar ve çizerin tutumu önemli. Öyle kitap projeleri oldu ki görsellerle hikâye bambaşka yerlere geldi, yazar metni değiştirdi ya da ilham alarak başka projeler üretti. 

Doğayı korumak için bir araya gelen “Yeryüzü Takımı”nın maceraları devam edecek mi? Seri kitaplar yazmanın ve seri kitapları resimlemenin avantajları ve dezavantajları neler sizce?

Seri dört kitaptan oluşuyor. Son kitap yakın zamanda basılacak. Avantajı, eğer ilk kitap beğenilirse devamı okur tarafından heyecanla bekleniyor. Dezavantajı, eğer sağlam bir iskelet oluşturamadıysanız ilk kitaptan sonra kurgu sallanmaya başlıyor ve seri uzadıkça kendinizi tekrar etme riski taşıyorsunuz. En iyisi tadında bırakmak. 

Mizah dergileriyle yolunuzun kesişmesi de sizin için bir dönüm noktası sanırım. Mizah, çocuk edebiyatının önemli unsurlarından biri. Görsel iletişimde bir anlatım yolu olarak grafik mizahın çocuk kitaplarındaki ve çocuklar üzerindeki etkisi, rolü üzerine neler söylersiniz?

Mizah benim gerçeklerle yüzleşmemde, olumsuz durumlardan sıyrılmamda yardımcı olmuştur. Atölyelerimden birinde bir öğrenci “görünmeyen gözlük” üzerine komik bir teknoloji haberi yazmıştı. Bu haberi yazan öğrencinin kocaman siyah gözlükleri vardı, belki de bu durum onu rahatsız ediyordu. Mizah sayesinde kendiyle barışmış olabilir, çünkü çok eğlenmişti. Belki de ifade edemediği bir sorunu dile getirip rahatlamıştı. Mizah işte böyle bir ilaç. 

Kitapların yanı sıra çocuk dergileri için de çiziyorsunuz. Çocuk kitapları için illüstrasyon yapmanın dergiler, sergiler, ticari işler için illüstrasyon yapmaktan ya da karikatür ve çizgi romandan ayrıştığı noktalar neler?

Çocuk kitapları, ağırlıklı olarak sanat ve edebiyat alanına girer, çizgilerin daha sanatsal olması beklenir. Çizgi romanlarda olabildiğince hareketli, farklı perspektiflere sahip, okuru olayın/sahnenin içine çeken türden çizimler aranır. Çocuk dergilerinin amacı eğlendirmek ve bilgilendirmektir, çizimler olabildiğince dikkat çekici ve eğlencelidir. Ticari illüstrasyonlarda da ajanstan gelen “brief” doğrultusunda müşterinin beklentisi tam olarak karşılanmalıdır. 

Tıpkı çevirmenler, editörler gibi çizerler de freelance ve güvencesiz çalışmanın yol açtığı sorunlardan muzdaripler. Siz yurt dışındaki ajanslarla da çalışıyorsunuz. Oradaki düzenlemeler ve Türkiye’deki düzenlemeler arasında nasıl bir fark ve benzerlikler var? O deneyimlerinizden neler öğrendiniz?

Türkiye’deki en büyük sorun, özellikle resimli kitaplardan hâlen pek çok çizerin telif alamaması. Oysa resimli kitaplarda hikâyeyi resimler anlatır. Tek seferlik ödemeler, çizerleri çok yoğun ve ağır bir tempoda çalışmaya zorluyor. Yurt dışı projelerde birim ücretler çok daha iyi seviyede olduğu için maddi-manevi daha doyurucu oluyor. Şunu öğrendim: En iyisi kendi kitabını yazıp resimlemek.

Yazarlar kadar çizerlerin de günümüz çocuğunun ilgi alanlarını yakından takip etmeleri gerekir diye düşünüyorum. Ne dersiniz? Hınzır bir çocuğun annesi ve bir çizer olarak günümüz çocuğunu tanımak, çizgilerinizle ona erişmek için nasıl bir yol izliyorsunuz? 

Elbette. Bahsettiğiniz hınzır çocuk artık 18 yaşında bir ergen. Eskiden onunla bol bol çizgi film izlerdik. Şimdilerde çevremdeki 7-12 yaş çocuklarla karşılıklı sohbet ediyoruz.

İçindeki çocukla aranız nasıl? Çizerken nasıl bir iletişiminiz var onunla, neler fısıldıyor size?

Söylediği her şeyi yapmıyorum. Sonra da pişman oluyorum. Keşke yapsaymışım diyorum. Böyle, işte.

İçinde yaşadığımız dijital çağ, aynı zamanda hız ve görsellik çağı. Söz konusu çocuk ve çocuk kitapları olduğunda bu çağ, çizerlere neleri dayatıyor, ne gibi avantajlar ve dezavantajlar sunuyor? 

Çağa ayak uydurmak lazım. Mürekkep kokusunu seviyorum ama mobil uygulamalar, interaktif kitaplar da şahane kapılar aralıyor. Her geçen yıl Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’ndaki Dijital Medya alanı genişliyor. Çizerleri yeni teknolojileri öğrenmeye itiyor. Yapay zekânın işin içine girmesi bildiğimiz her şeyin çöp olacağı endişesini aklımıza getirse de geleneksel eğitim almış olan bizlerin bu durumu bir fırsata dönüştürebileceğimizi düşünüyorum. 

Çocuk kitapları resimlemek için tercih ettiğiniz malzemeler, renkler, teknikler hakkında konuşabilir miyiz? Kullanacağınız malzemeyi ya da tekniği neye göre belirliyorsunuz? 

Ağırlıklı dijital çizim yapıyorum ve pastel, kuru boya fırçalarını kullanmayı seviyorum. Özel çalışmalarımda geleneksel malzemeler kullanıyorum. Bazen iki tekniği karıştırıp dijital kolaj yapabiliyorum. Resimleyeceğim kitabın teması, tekniği belirlememdeki en büyük unsur. 

Çizim yapmak için nasıl bir ortama ve düzene ihtiyaç duyuyorsunuz? Eskiz defterleriniz var mı ya da yanınızda sürekli bir defter taşıyor musunuz? Çalışma masanızı sözcüklerle resmeder misiniz?

Sınırsız kahvenin olduğu her yer. Eskiz defterleri konusunda düzenli değilimdir. Çalışma masam bir dağılır, bir toplanır. 

Çocukların kendi yeteneklerini keşfedip geliştirmesi için ebeveynlere, eğitimcilere düşen sorumluluklar nelerdir sizce? Çizen, çizmek isteyen, yeteneğini geliştirmek isteyen çocuklara ve gençlere ne söylemek istersiniz?

Teknik resim eğitimi 9-10 yaş ve üzeri için başlanabilir. Çocuğun oran/orantı, perspektif gibi konuları anlayabilmesi için derinlik algısının gelişmesi, el kaslarının gelişmiş olması gerekiyor. Görsel olarak kendilerini beslemelerini, bol bol çizmelerini ve hayal gücünü geliştirici aktiviteler yapmalarını öneririm. Okul öncesi dönem için ise resim bir “konuşma” biçimidir. O yaştaki çocuklarla hayal gücünü besleyici, görsel algıyı geliştirici aktiviteler yapılabilir. Bol bol resimli kitap okunabilir, farklı resim malzemeleriyle aktiviteler yapılabilir. 

Şimdilerde neler yapıyorsunuz? Üzerinde çalıştığınız bir çocuk kitabı/yeni projeler var mı? 

“Yeryüzü Takımı”nın son kitabı üzerinde çalışıyoruz. 

Show More