İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Bir köpek gibi sevebilmek

Fransız illüstrator Grégory Panaccione, son grafik romanı Arkadaşım Toby’de bir köpeğin duygu dünyasını incelikli resimlerle anlatırken, köpeklerin sevgilerini gösterme biçimlerini de gülümseten detaylarla resmediyor.   

Yazan: Özlem Akcan

Edebiyat ne işe yarar? İlla bir fayda-zarar denklemi kurmalı mıyız, emin olmamakla birlikte bu soruya verilen en yaygın cevaplardan birinin “İnsanı anlamaya yardımcı olur,” olduğunu söyleyebiliriz. Pek tabii, bu cevabın da çoğu şey gibi insan merkezli bakış açısını içinde barındırdığını bilerek. Hâlbuki hayvana yönelik şiddet haberlerinin art arda geldiği, hayvan hakları konusunda bir arpa boyu yol katedemediğimiz şu günlerde, dünyanın insanların etrafında dönmediğini, diğer canlılarla aramızda ezen-ezilen ilişkisi olmadığını, hayvanların insanlara hizmet etmek için var olmadığını, sevginin bin bir çeşidi olduğunu düşünmeye, empati kurmaya ihtiyacımız var sanırım. Empati için anlamaya, anlamak için de sanata… 

İnsanı odağına alan sanat eserlerinin sayısı diğerlerine oranla daha fazla olsa da başarılı istisnalar bazen bir köpekle bazen de bambaşka bir canlıyla empati kurmamıza olanak sağlıyor. Ve elbette, iyi grafik romancıların iyi romancılar gibi gelişmiş gözlem yetenekleri oluyor. (Grafik roman sanat mıdır, değil midir tartışmalarını geride bıraktığımızı, çizgi romanların bir kolu olarak gelişen grafik romanlara artık burun kıvrılmadığını, bu eserlerin hem çocuklar hem de yetişkinler için üretildiğinde uzlaştığımızı düşünerek yazıyorum tüm bunları.) 

GÖZLEM YETENEĞİ

Fransız illüstrator Grégory Panaccione de gözlem yeteneğiyle ön plana çıkan grafik romancılardan biri. Desen Yayınları tarafından yayımlanan son kitabı Arkadaşım Toby’de, bir köpeğin duygu dünyasını yer yer gülümseten detaylarla aktarıyor. 

Toby her şeyden önce mutlu bir köpek. Bu mutluluğu hem onun bakışlarından hem de Panaccione’nin çizimlerindeki detaylardan anlamak mümkün. Köpeklerin mutlu olması için öyle karmaşık şeylere ihtiyacı da yok zaten. Sıcak bir yuva, karnının tok sırtının pek olması, sevgi görmesi, özgürce koşup oynayabileceği bir alan ve ufak bir dal parçası yeterli. Toby de bir sahil kasabasında ressam sahibiyle birlikte yaşayıp günlerini doğa içinde, “kendi alanına” ve sahibine göz kulak olarak geçiriyor, ta ki hayatlarına bir kedi girene kadar. Tüm kediseveler bilir ki kediler tüm dengeleri değiştirir. Hikâyenin bundan sonraki bölümü de Toby’nin sahibinin mutluluğuna evriliyor. İnsandan uzak, resim yaparak bohem bir hayat süren karakterimiz, tek tabanca hayatından vazgeçip mutluluğu bir başka insanda buluyor. Hikâyenin başından beri Toby’le özdeşlik kurduğumuz, onun duygularına yarenlik ettiğimiz için bu yeni hayatın onu nasıl etkilediğini sorguluyoruz bu kez. 

MUTLU SONLAR

Uzun yıllar farklı seriler için story-boardlar çizen Grégory Panaccione, Arkadaşım Toby’de de anlatımını story-board tekniğiyle sağlıyor. Kare kare kutucuklar içindeki suluboya resimlerle oyunbaz bir köpeğin aklından geçirip eyleme dönüştürebileceği hemen hemen her şeyi fırçasıyla aktarıyor. Toby’nin mama kabındaki yemeğinin bitmesiyle açlıktan öleceğini düşünmesinden tutun da dışarıdan gelen yabancı seslere verdiği tepkilere, atılan dal parçasını yakalayıp getirişindeki kahraman edadan evde yalnız başına kaldığında yaşadığı abartılı anksiyeteye kadar Panaccione’nin köpeklerle çokça vakit geçirdiği ve onları çok iyi gözlemlediğini anlamak mümkün. 

Panaccione’nin bu gözlem gücüne ve detaylara verdiği öneme bakarak, “Bir başka son mümkün olmaz mıydı?” diye sormadan edemiyorum. Nasıl ki dostluk kavramını insan merkezli bakış açısından çıkarıp insan-hayvan iletişimini de kapsayacak şekilde tanımlayabiliyorsak mutlu sonların sınırlarını da benzer şekilde genişletebiliriz diye düşünüyorum.  

Arkadaşım Toby 
Grégory Panaccione 
Yayıma Hazırlayan: Ayşegül Utku Günaydın
Desen Yayınları, 144 sayfa
Show More