İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Kuşların hakimiyetinde bir sırlar ormanı

Sırlar Ormanı, aslında 2 Nisan ile 2 Mayıs arasındaki bir aylık zamanda bir çocuğun korkularından sıyrılıp kendine güven duymasını, dış dünyaya açılmasını anlatıyor. Bu anlatıyı farklı kılansa tüm olan bitenin hayvanların konuştuğu, küsüp barıştığı, üzülüp güldüğü ve yarıştığı bir ormanda geçmesi.

Yazan: Emel Altay

Sırlar Ormanı, baş karakteri Öykü’nün günlüğüne yazdıklarıyla açılıyor. Öykü, okulda olup bitenleri, arkadaşlarıyla ilgili duygularını ve korkularını kağıda dökerken “Keşke hiç korkularım olmasa, bir anda öyle bir şey olsa ki tüm korkularımdan kurtulsam…” dileğiyle ifade ediyor, onu saran asıl büyük sıkıntısını. Derslerde soru sormaktan çekinen, çok istediği hâlde tiyatro seçmelerine katılmaya cesaret edemeyen içine kapalı bir çocuk Öykü. Bu içe kapanmada anne babasının bir süredir başka bir ülkede olması da pay sahibi.

Karanlık Ormanda Bir Başına
Karanlıktan korkan, baş ucu lambasını açık bırakmadan uyuyamayan Öykü’nün korkularından sıyrılma macerası bir gece vakti başlıyor. Ortada bir neden yokken, birden uykusundan uyanan Öykü, kendini kapkaranlık bir ortamda buluyor. Panikle lambayı yakmaya çalışsa da başarılı olamıyor. Elektriklerin kesildiğini düşünüp birlikte yaşadığı teyzesine sesleniyor ancak bir karşılık alamıyor. Yatağından kalkıp yürümeye başladığında ise odasında olmadığını anlıyor. Ayaklarına batan otların acısı ve karanlığa alışan gözleri sayesinde ıssız bir ormanda olduğunu fark ediyor. Doğrusu bu durum sadece bir çocuğu değil yaştan bağımsız olarak herkesi fazlasıyla korkutacak bir durum. Öykü de bulunduğu durumda yapabileceği tek şeyi yapıp ormanda yürümeye devam ediyor. Sonuçta ne kadar korksa da korkularının üzerine yürümeden onunla baş etmesi mümkün değil, bu da herhâlde Öykü’nün ormanda aldığı ilk ders oluyor.

Rüya ve Gerçek Karışımı Bir Atmosfer
Orman metaforu eğer ortamda güneş ışınlarıyla yıkanan ağaçlar, kuş cıvıltıları ve taze bahar havası yoksa genelde karanlık ve gizemli bir hikâyeye doğru başlayan yolculuğu işaret eder. Sırlar Ormanı, gece karanlığında üstünde geceliği ve çıplak ayaklarıyla birden kendini ormanda bulan küçük kız çocuğu manzarasıyla, merak uyandırdığı kadar korkutucu bir giriş yapıyor. Tüm kitaba yayılan korkulardan sıyrılma, özgürleşme motifi için de bu en etkili giriş olsa gerek. Tabii yazar Nermin Ferhan Karamuti, bu türde kurulan atmosferlerin olmazsa olmazı “tabak gibi dolunay”ı da eklemeyi unutmamış hikâyesine. Öykü, ormanda bir süre ilerleyip nerede olduğunu çözmeye çalışırken orman canlıları yavaş yavaş hikâyeye dâhil olmaya başlıyorlar. Sırlar Ormanı’nın popülasyonunda kuşlar ağırlıkta. Upuzun ve masmavi kanadıyla Mavi, Öykü’nün diyaloğa girdiği ilk canlı oluyor.

Burada Düzen Ovi’den Sorulur
Öykü yavaş yavaş korkusunu üstünden atıp ormana alışmaya başlarken okur da onunla birlikte ormanda yaşayan canlılar ve kurdukları düzen hakkında bilgi sahibi oluyor. Tüm canlılar söz birliği etmiş şekilde “Sırlar Ormanı’nda düzen Ovi’den sorulur” diyorlar. Anlıyoruz ki Ovi, ormanın lideri. Ancak o masallarda alıştığımız gibi bir aslan değil. Öyle iri yarı, ahım şahım bir canlı da değil; o sadece bilge bir baykuş. Ormandaki işleyiş ve herkesin çok korktuğu karasinek ordusu saldırısına karşı mücadele etmek hep Ovi’nin kararlarıyla belirleniyor. Karasinek saldırıları bu ormanda pek çok acılar yaşatmış, kuşlardan tilkilere pek çok canlı, karasineklerin sokmasıyla zehirlenmiş, yavrusunu kaybetmiş. Ovi de ailesini böyle bir saldırıya kurban vermiş. Bir de herkesin adını bile anmak istemediği Taara var. Hikâye ilerledikçe Taara ve Ovi’nin arasındaki husumetin de karasineklere dayandığını öğreniyoruz. Öykü ise ormanda vakit geçirdikçe ister kuş ister insan olsun her canlının korkuları olduğunu öğreniyor.

Cesaret, Bilgelik ve Gerçekliğe Açılan Kapılar
Sırlar Ormanı’nda artık macera sona gelirken bir yarışma düzenleniyor. Bu yarışmada üç temel kavram; cesaret, bilgelik ve gerçekliğin anahtarını ele geçirmek gerek. Yarışmanın sonunda Ovi, Öykü’ye hayvanların, aileden sonra çocukların en büyük koruyucusu olduğunu unutmaması gerektiğini söylüyor. Ovi’nin rüyaları görebildiğini, Öykü’yü de korkularından arındırmak için Sırlar Ormanı’na getirdiklerini ve ona böyle bir macera yaşattıklarını anlıyoruz.

Dayanışmayla Bütün Korkular Aşılır
Sırlar Ormanı’nda yaşam tıpkı insanların yaşamı gibi mücadeleler ve dayanışmayla dolu. Tehlikeler, üzüntüler, kayıplar her zaman hayatın içinde. Öte yandan arkadaşlık, dayanışma, hoşgörü, affetme de hayatın diğer yüzü… Ormana yaptığı rüya/gerçek karışımı yolculuk, küçük Öykü’yü olgunlaştırıyor. Öykü kendi küçük dertlerini, okulda kendini yeterince gösterememesini, uzaktaki anne babasını özlemesini, çekingen tabiatını, kısacası kendisine dünyanın en büyük yükleri gibi gelen her şeyin aslında nasıl da ortak olduğunu, mücadele ettiği müddetçe aşılamaz hiçbir sorunun olmadığını anlıyor.
Kitabın yazarı Nermin Ferhan Karamuti, üniversite eğitimini de çocuk gelişimi alanında yapmış, çocuk edebiyatına gönül vermiş biri. Çizimlere imza atan Eren Caner Polat ise özgün ve rüya atmosferine uygun desenlerle kitabın etkisini artırmayı başarmış.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sırlar Ormanı
Nermin Ferhan Karamuti
Resimleyen: Eren Caner Polat
Editör: Gamze Tuncel Demir
Masalperest Yayınları, 136 sayfa
Show More