İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Delfi Tapınağı’na düşen krepleri kim yedi?

Bir çocuk, “torpil balığı” Sokrates’ten elektrik şokunu yiyip soru sorma virüsüne yakalanınca neler olur? Sokrates’in hayata ve kavramlara yönelik ezber bozan soruları, insanı elektrikli bir balık gibi çarpar çünkü…

Yazan: Cahit Ökmen

Hemen vurgulayalım, kitabın kahramanı Becky Breinstein, bu virüse yakalanmadan önce de hayata ilişkin doğru ve derinlikli bir duruşa sahiptir. Yaptığı sunumda, dijital dünyayı benmerkezci bir algıyla yücelten sınıf arkadaşı İsabella’ya yönelik tepkisi bunu gösteriyor: “Ne büyük SAÇMALIK! Gerçekten içinde bulunduğumuz zamanın dünyadaki herkes için en iyisi olduğuna inanıyor musun? Ayrıca DİJİTALLEŞMEK’ten ne anlıyorsun? Bütün gün, tıpkı senin yaptığın gibi selfi çekip durmak mı?” 

Soru sorma virüsüne yakalanmak, bu duruşu eyleme geçirmeye dönük adımlar attıracaktır Becky’ye. Hem de ne adımlar…

Her şey Becky’nin babasının eve bir japon balığı yerine yanlışlıkla bir damla balığı almasıyla başlar. (Meraklısına Not: Damla balığı -The Blobfish- yapılan bir oylamada dünyanın en çirkin hayvanı seçilmiş. Bu oylama, Çirkin Hayvanları Koruma Derneği tarafından nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ancak pandalar kadar sevimli olmadığı için korunmaya alınmayan hayvanlara dikkat çekmek için düzenlenmiş. Damla balığı bu derneğin maskotu olmuş.) Akvaryumun içinde Becky’yi ve Tazmanya kaplanı (sakın köpek sanmayın ya da demeyin, Becky’yi kızdırmayın) Daimon Raymon’u “dik dik bakışlarıyla” gıcık eden bu balık, Antik Yunan felsefesinin kurucusu Sokrates’ten başkası değildir. Öğrencisi Platon’un ve Antik Yunan oyun yazarı Aristophanes’in tasvirlerine göre, Sokrates gerçekten de akvaryumdaki Damla balığına benzemektedir: Basık burunlu, patlak gözlü, sarkık dudaklı ve göbeklidir. Metni tamamlayan, hatta birer metin olarak da kullanılan esprili çizimlerden birinde, akvaryumun içinde, girişinde  ünlü “Kendini bil!” yazısı bulunan Delfi Tapınağı da yer almaktadır. 

Becky ve Tazmanya kaplanı Raymon, akvaryuma gözlerini dikip iş, bir “gözünü dikme yarışması”na dönüşünce olanlar olur; odadaki her şeyle birlikte bir burgacın içinde dönmeye başlarlar. Bu kez yaşlı bir adamın yüzüyle uçan bir balığa dönüşen Sokrates, ardı ardına sorularını sıralamaya başlar: “Hayat bir ders midir?”,  “Kuşlar da üşütürler mi?”,  “Bir öğretmen mi yoksa bir öğrenci mi daha bilgilidir”… Becky kendine geldiğinde artık soru sorma virüsüne yakalanmıştır. 

Becky, akvaryumda, balığın arkasındaki tapınağın üzerinde bulunan “Delfi” yazısını, önce “plastik akvaryum oyuncakları markası“ sanır ama bilmenin ilk yolu araştırmaktır. Araştırır ve Sokrates’i, Platon’un ünlü mağara benzetmesini öğrenir. Ertesi gün okulda yapacağı sunumunun konusunu da bulmuştur böylece.

Yazar ve çizer, harika bir iş çıkarmışlar; zekâ dolu bir anlatım ve mizah duygusuyla, kahramanların yaşadığı şenlikli çatışmalara dayalı bir kurguyla, eleştirel bir yaklaşımla felsefe tarihinin başlangıcındaki bir kesitle günümüz dünyası arasında yaratıcı paralellikler kurmuşlar. 

Tosti Fabrikası sahibi, “Tüm dünya bir Tosti dünyasına dönüşürse tatmin yaşayacak” Harm-Klaas Tosti’nin gönderdiği elektronik aletlerle, daha çok elektronik eşya dükkânına benzeyen okulda, “geleceğin okulunu böyle yaratacağız” diye şişinen şaşkın müdire başta olmak üzere, öğretmenler-öğrenciler, fareli köyün kavalcısının peşindeki fareler gibi sorgulamasız, zihinleri kilitlenip kalmış, teknolojik bir tutsaklık yaşarlar. Bu hâlleriyle, Platon’un mağarasındaki sadece gölgeleri gören ve gerçeklikle ilgili yanılsama içinde olan insanlara benzerler. “Hem bilmedikleri şeyleri bildiklerini sanmaktadırlar hem de neleri bilmediklerinin farkında değillerdir.” Becky’nin birçok meslek grubundaki kişiye, özellikle doktora ve “tüketim kültürü”ne tehlikeli sorularla çomak soktuğu için “kanun namına evin içinde tutulmasını isteyen” avukata yönelttiği sorular ve  şahane akıl yürütmeler Sokrates’in yüzyıllar öncesinden alkış seslerini duyurabilir size.

Okulda öğretmen ve arkadaşlarının hiçbir sorusuyla ilgilenmediğini gören Becky’nin yardımına Chuck koşar. Sınıfın en iri, iki kere sınıfta kalmış, pek konuşkan olmayan öğrencisi Chuck, Becky’nin sunumundaki özü görmüş, onu “duymuştur”. Okulun karşısına, üstünde “Kendini bil!” yazısıyla bir felsefi düşünme çadırı kuruverirler. Doğayla ve hayvanlarla iç içe bir çiftlik hayatı süren geniş bir aileye sahip Chuck’ın kardeşleri, kuzenleri de katılacaktır onlara. Ya sonrası? Sokrates’i zehirli bir kadehle yaşamın dışına çıkaranların nesli tükenmemiştir elbette, benzer bir kadehle Becky’yi okuldan attırmanın ve cezalandırmanın hain planları yapılmıştır. Nedir bu plan, işe yarar mı, “dostluk, dayanışma ve düşünme gücü” bu planın üstesinden gelir mi”, hem bu soruların hem de başlıktaki sorunun karşılığı şaşırtıcı, eğlenceli yaşantılarla kitapta sizleri bekliyor.

Daha önce de yazmıştım, “küçük yaştan itibaren sorgulamanın başlaması amacına yönelik olarak, çeşitli yayınevleri çocuklarla felsefeyi buluşturan dizi kitaplar yayımlıyorlar nicedir. Her bir dizi farklı yaklaşım ve yöntemlerle, farklı kurgu ve tasarımlarla çocuklara eleştirel düşünme pratiği kazandırma ve geliştirme yönünde fırsatlar sunuyor.” Becky Breinstein – Sokrates’in Zehirli Kadehi’nin bu kitaplardan farklı bir yanı var: Bir kurmaca her şeyden önce, bu kurmacada baş döndüren maceralar ve yaşantılar, zekâ ve mizahla örülmüş çatışmalar, birbirinden renkli karakterler var ve felsefi olgular, kişilikler, şenlikli bir kurgu içine doğallıkla yedirilmiş.

Bu kitabı okurken, neden aklıma gündemdeki Mark Zuckerberg’in metaverse kavramı ve dijitalleşmeyle ilgili şu argümanlar geliyor ki…“Dijitalleşmenin bir sonraki basamağı diyebileceğimiz metaverse sanal ortamda kurgusal bir evren oluşturulmasına dayanıyor. Kurgusal evrende bulunan her bir kişi kendi avatarı ile platformlar arası seyahat edebilecek ve sanal kimliği ile bu evrende var olacak.” Belki kitabı okurken sizin bir yanıtınız olabilir?

 

 

Becky Breinstein – Sokrates’in Zehir Kadehi
Marc Van Dijk – Sander Ter Steege
Türkçeleştiren: Gizem Kara Öz
Hayalkurdu Yayınları, 144 sayfa
Show More