İyi Kitap

Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi

Merhaba

Eylül ayının çocuk ve gençlik yayıncılığı açısından öne çıkan gündemi, hiç şüphesiz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınladığı “Çocuk Dostu Kitaplar Listesi”ydi.

Söz konusu liste yeni değil. Listenin çıkış noktası Cumhurbaşkanlığınca açıklanan “100 Günlük İcraat Programı”nda yer alan “Çocuk dostu eserlerin desteklenmesi ve zararlı içeriklerle mücadele edilmesi,” maddesi. Bakanlık, 2018 yılında bu direktiften hareketle 0-6 yaş grubu çocuklar için bir “Çocuk Dostu Kitaplar Listesi” yayımladı. Listedeki kitap sayısı yıllar içinde artarak 472’ye kadar ulaşmıştı. Geçtiğimiz günlerde Bakanlık, listenin yaş aralığını 0-18 olarak genişlettiğini ve kitap sayısını 1093’e çıkardığını duyurdu. (Uygulamayı eleştirip kitaplarının listeden çıkarılmasını isteyen yazarların etkisiyle listedeki kitap sayısı düşmeye başladı. 21 Eylül itibariyle listede 1049 kitap bulunuyor.)

Bu genişletilmiş yeni listeye, çocuk ve gençlik yayıncılığı alanında emek verenler başta olmak üzere, pek çok kişi ve kuruluştan eleştiriler yükseldi. Listenin kimlerce ve hangi ölçütlere göre hazırlandığından tutun, listedeki kitapların düşünce ve inanç özgürlüğüne aykırı, ayrımcı yoğunlaşmasının nedenlerine dek pek çok haklı soru gündeme geldi. Bakanlıktan henüz bu soru ve eleştirilere doyurucu bir açıklama gelmiş değil.

Listenin dayanağı olan “Çocuk dostu eserlerin desteklenmesi ve zararlı içeriklerle mücadele edilmesi,” ifadesi bile, bizce, uygulamanın üstü örtük ama sistemli bir sansür mekanizmasının parçası olduğuna işaret ediyor. Siyasal erkin kendi politik tercihleri doğrultusunda, kitap seçicilere (özellikle okul ve kütüphaneler gibi resmi kurumlara) “tavsiye”(!?) kitap listesi sunması başlı başına yanlışken, bunu bir de “çocuk dostu” ve “zararlı içerik” ayrımı ile yapıyor olması kabul edilemez. Her zaman tekrar edegeldiğimiz gibi: “Bir kitabın tek seçici kurulu okurudur. Okurun aklına ve süzgecine güvenmek gerekir. Edebi metinlerde “iyi”ye ulaşmak, “kötü”nün etkinliğini azaltmak sadece ve sadece ilkeli yayıncıların ve okurun işidir. Adı ve mesleği ne olursa olsun edebiyat dışı hiçbir aktörün bu süreçte yeri olmamalıdır.”

Safter Korkmaz

Show More